30 Temmuz 2019 Salı

16.YÜZYILDA ŞAM SANCAĞINDA TÜRKMEN AŞİRETLERİ





16.YÜZYILDA ŞAM SANCAĞINDA TÜRKMEN AŞİRETLERİ

Şam sancağı ile ilgili bugünkü yazımızın konusu Türkmen aşiretleri olacaktır. Zira, Şam coğrafyasındaki bu aşiretlerin büyük bir kısmı daha sonraki yıllarda Anadolu’da yerleşik düzene geçmişlerdir. Bu aşiretler yaz aylarını iç Anadolu'da Sivas, Yozgat, Kayseri, doğu Anadolu'da Erzincan, Erzurum'a kadar olan  bölgelerde, kışı ise daha sıcak olan Şam bölgesinde geçiriyorlardı. Bu aşiretler hakkındaki bilgi Kaynağımız yine Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü’nün yayınladığı “401 Numaralı Şam Livası Mufassal Tahrir Defteri “olacaktır. 1535 yılında yapılan bu sayım ve kayıtlara göre, Şam sancağında konar-göçer olarak yaşayan Türkmen aşiretleri Şunlardır:

1-Döğer cemaati: Doğan Kethuda yönetiminde 45 hane, 4 bekar, bir imam olmak üzere toplam 50 nefer.
2-Düveler Döğeri,  namı diğer Ramazanlu cemaati: 24 hane, 1 imam, toplam 25 nefer.
3-Yaralu el meşhur bi Evladı Badi cemaati: 126 hane, 1 bekar, 1 imam, toplam 128 nefer.
4- Evladı Eyyüb cemaati: 50 hane, 1 imam, toplam 51 nefer.
5-Evladı Sarplu cemaati : 33 hane, 1 imam, toplam 34  nefer.
6-Evladı Adiş cemaati: 17 hane, 1 imam, toplam 18 nefer.
7-Evladı Şeref cemaati: 25 hane, 1 bekar, 1 imam, toplam 27 nefer.
8-Evladı İzzeddin cemaati: 38 hane, 1 imam, toplam 39 nefer.
9-Evladı Hades cemaati: 117 hane, 26 bekar, 2 imam, toplam 145 nefer.
10-Evladı Süleymaniye (Selmanlı) cemaati: 107 hane, 3 bekar, 1 imam, toplam 111 nefer.
11-Bayadiye(Bayad) cemaati: 33 hane, 1 imam, toplam 34 nefer.
12-Silahdariye ve Kayalu cemaati: 134 hane, 1 imam, toplam 135 nefer.
13-Zankariye cemaati: 148 hane, 2 imam, toplam 150 nefer.
14-İnebeylü cemaati: 22 hane, 1 imam, toplam 23 nefer.
15-İbni Ferec cemaati: 13 hane, 1 imam, toplam 14 nefer.
16-Salavatlu cemaati, tabi-i Karakoyunlu cemaati: 39 hane, 1 imam, toplam 40 nefer.
17-Türkmanı Kaysarlu cemaati, Akça koyunlu taifesinden: 40 hane, 1 imam, toplam 41 nefer.
18-Yaylalu cemaati: 37 hane, 1 imam, toplam 38 nefer.
19-Türkmanı Kebirli cemaati: 16 hane, 2 bekar, 1 imam, toplam 19 nefer.
20-Türkmanı Şara cemaati: 9 hane, 1 imam, toplam 10 nefer.
21-Türkmanı Karakiye cemaati, İbni Arab cemaatinden: 66 hane, 1 imam, toplam 61 nefer.
22-Evladı Seyfeddin cemaati: 57 hane, 1 imam, toplam 58 nefer.
23-Zengeliye cemaati: 85 hane, 2 imam, toplam 60 nefer.
24-En Nebiye cemaati, Karakiye cemaatinden: 56 hane, 1 imam, toplam 57 nefer.
25-Kemaliye cemaati: 73 hane, 2 imam, toplam 75 nefer.
26-İbni Seydo cemaati: 19 hane, 1 bekar, 1 imam, toplam 21 nefer.

Göçebe hayatı yaşayan Türkmen cemaatlerin yanında yerleşik hayata geçenlerin bazılarına da defterde yer verilmiştir. Bunlardan Guta nahiyesi kabun köyünde  Kubeybat Türkmanı 40 hane, Kabunu Fevka  Vet Tahta köyünde 20 hane, Merc nahiyesi Meymune köyünde 8 hane, Kiservan nahiyesinin Numeyriye, Dayı Ahmed mezralarında, Beni Atike nahiyesinin Sayda mezrasında Mazakiye Türkmenleri ziraat yapmaktadırlar.

Şam sancağı ile ilgili önemli bulduğumuz bilgileri yazmaya devam edeceğiz.

Saygılarımla.
Hamdullah Dedeoğlu
30.07.2019



29 Temmuz 2019 Pazartesi

16. YÜZYILDA ŞAM SANCAĞINDA MÜSLÜMAN-HIRİSTİYAN-YAHUDİ NÜFUSU VE SEYYİDLER-ŞERİFLER


16. YÜZYILDA ŞAM SANCAĞINDA MÜSLÜMAN-HİRİSTİYAN-YAHUDİ NÜFUSU VE SEYYİDLER-ŞERİFLER

Şam vilayeti, Memluklarla  1516’da Mercidabık, 1517’de Ridaniye savaşlarından sonra Osmanlı topraklarına katılmıştı. Memluklardan önce, Abbasi, Fatimi, Emevi, İslam devleti ve ondan önce de Bizans (doğu Roma) imparatorluğunun bir eyaletiydi. Şam vilayeti,  Ortadoğu bölgesinin önemli şehirlerinden biriydi. Akdeniz bölgesindeki  ticaret merkezleri arasında ilk sırada yer alıyordu. Osmanlı tarafından fethedilmesinin nedenlerinden biri de buydu.

Başbakanlık devlet arşivleri genel müdürlüğü’nün yayına hazırladığı 401 nolu 1535 yılındaki Şam sancağı Mufassal Tahrir defterine göre, Şam şehrinin ve bağlı kaza ve nahiyelerdeki nüfus sayıları şöyledir:

Şam vilayet merkezinde toplam 8.851 hane bulunmaktadır. Müslümanlar 7.056 hane, 396 bekar, 58 imam ve  vergiden muaf 202 erkekten oluşmaktadır. Hıristiyanlar 577 hane, 31 bekar, Yahudiler 528 hane (Samiri Yahudiler dahil), 3 bekar erkekten meydana gelmektedir. Sancağın tümünde ise, 60.026 nefer (erkek) bulunmaktadır. Müslümanlar 47.152 hane, 5.252 bekar, 823 imam ve vergiden muaf 720 kişiden oluşmaktadır. Hıristiyanlar 4.785 hane, 617 bekar, Yahudiler 661 hane (Samiriler dahil), 16 bekar erkekten oluşmaktadır. Her hanenin ortalama beş kişiden meydana geldiğini varsayarsak, Şam sancağının yaklaşık 272. 475 nüfusa sahip olduğunu  tahmin edebiliriz.

Şam sancağı genelinde 84 yerleşim biriminde oturan Hıristiyanlar, 56 köyde Müslümanlarla birlikte, 28 köyde ise, tek başlarına oturmaktalar. Yahudiler ise, Şam, Baalbek, Beyrut, Sayda şehirleri ile Şam’a yakın Cevber köyünde bulunmaktadır.

SEYYİDLER VE ŞERİFLER

Aynı tarihli tahrir defterinde vergiden muaf olanlar içinde, Şam şehir merkezinde yüz kişi de “Şerif” olarak kaydedilmiştir. (Hz. Hasan’ın soyundan gelenlere Şerif, Hz. Hüseyin’in soyundan gelenlere de Seyyid denilmektedir.) Sancak genelindeki “Şerif “ ve “Seyyid” dağılımı ise şöyledir:

Mercül-Kıbli  Veş  Şimali nahiyesi  4 Şerif,  Kerek-i Nuh nahiyesi  44 Şerif, Beyrut nahiyesi 9 Seyyid, 5 Şerif, Cidur nahiyesi 2 Şerif, Beni Kilab nahiyesi 3 Şerif, Beni Cehme nahiyesi 9 Şerif, Beni Nişye nahiyesinde bir Şerif, Beni Malik nahiyesinde 5 Şerif  yaşamaktadır. Osmanlı imparatorluğu’nda Şerif ve Seyyidler vergiden muaf olup, ayrıca vakıflarına belirli arazilerin gelirleri de aktarılıyordu. Bu, Osmanlıların peygamber sülalesine olan saygılarının bir sembolü olarak değerlendiriliyordu. Şerif ve Seyyidlerin başında İstanbul’daki Nakib (Vekil) tarafından atanan " Nakibül eşraf " bulunuyordu.

Şam sancağı ile ilgili araştırmalarımızdan önemli bulduğumuz verileri yazmaya devam edeceğiz.

Saygılarımla.
Hamdullah Dedeoğlu
29.07.2019



26 Temmuz 2019 Cuma

16. YÜZYILDA HALEP SANCAĞINDA ERMENİ-YAHUDİ VE MÜSLÜMAN NÜFUSU




16. YÜZYILDA HALEP SANCAĞINDA ERMENİ-YAHUDİ VE MÜSLÜMAN NÜFUSU

16. Yüzyıl’da Halep sancağı’ndaki Türkmen aşiretlerini araştırırken nüfus istatistklerinde Müslümanlarla birlikte Ermeni ve Yahudi cemaatlerin bulunması dikkatimizi çekti. Halep sancağı’ında Beş yüz yıl önceki nüfus dağılımını yazmamızın bazı konularda faydalı olacağını düşündük.

Konuya geçmeden önce,  Halep tarihini kısaca anlatmamızda yarar görüyorum. Şehrin tarihi Milattan önce üç bin yıla dayanan kayıtları bulunmaktadır. Akad devletine ait çivi yazılı tabletlerde Halaba-Halman-Halwan olarak geçmektedir. Halep şehri sırasıyla, Hitit, Asur, Pers, Roma, İslam devleti, Emeviler, Abbasiler, Fatimiler, Selçuklular, Memluklar ve 1516’dan 1918 yılına kadar da Osmanlı İmparatorluğunun hakimiyetinde kalmıştır. Osmanlı dönemindeki ilk tahrir (kayıt-sayım) defterlerinin tarihi 1518’dir. Biz de bu yazımızda 1518-1584 yılları arasındaki kayıtları inceleyerek nüfus istatistiklerini vereceğiz. Kaynağımız Başbakanlık Arşivleri Genel Müdürlüğü’nün yayınladığı “ 397 NOLU HALEB SANCAĞI MUFASSAL TAHRİR DEFTERLERİ  943-1536 “  isimli eseridir.  

1518 Tarihinde Halep merkez ve köylerinde 12. 366 nefer (erkek nüfus) yaşamaktadır. Bir haneyi ortalama beş kişi hesaplarsak, Halep ilini yaklaşık  60.000 nüfuslu bir şehir olarak tahmin edebiliriz. Bu nüfusun 249 hanesi Ermeni, 331 hanesi Yahudi, geri kalan 11.786 hanesi Müslümandır. Müslüman nüfusa, Arap, Ekrad -Kürd, Türk-Türkmen dahildir. Rakkamlardan da görüleceği gibi şehir merkezi ve bağlı köyler ve mahallelerde oturanların büyük çoğunluğunu Müslümanlar oluşturmaktadır.

1526 tarihli defterlerde ise, 10.462 hane bulunmaktadır. Bunun 253 hanesi Ermeni, 368’i hanesi de Yahudi’dir. Geri kalanı Müslümandır. On Yahudi hanesi 1526 yılında buraya iskan edilmişlerdir. Bu Yahudi aileler  “ Yahudiyan Efrenç”  adıyla  kaydedilmişlerdir. Efrenç, Osmanlıca’da “ Batılı” “ batı Avrupalı” anlamındadır. Tahminlerimize göre, İspanya’dan göç etmek zorunda kalan Yahudiler olmalıdır.

1536 Tarihli kayıtlarda Halep sancağı, köy, nahiye ve kazalarla birlikte 51.468 hane, 14.129 bekardan oluşmaktadır. Bunun 50.336 hane ve 13.716 bekar nüfusu Müslüman, 1.132 hane ve 413 bekar nüfusu Ermeni, 7 hanesi  ise Yahudidir.

 Halep şehir merkezinde 70 mahalle bulunmaktadır. 67 mahallede Müslümanlar, bir mahallede  Ermeniler,  iki mahallede ise, Müslüman ve Ermeni karışık oturmaktalar. Kayıtlarda Halep köylerinden olan Kozviran’da Ermeni halkından 27 hane ve 9 bekar çeltikçi (Pirinç ekimi yapan) olarak  belirtilmektedir.

1550 yılında 11.938 hane bulunmaktadır. 275 hane Ermeni, 185 hane Hiristiyan (Arap), geri kalanı Müslümanlar oluşturmaktadır. Bu tarihteki sayımlarda Yahudi nüfus görünmemektedir.

1570 tarihli kayıtlarda, 252 hane Ermeni, 288 hane Yahudi, 236 Arap hiristiyan görünmektedir. Geri kalan 8.898 hane Müslümanlardan meydana gelmektedir.

1584 yılındaki kayıtlarda, 8.810 hane Müslüman, 146 hane Ermeni, 233 hane Yahudi, 178 hane de Arap hiristiyan görünmektedir. Nüfusdaki bu azalmaya, kıtlık ve veba hastalığının neden olduğu belirtilmektdir.

Osmanlı devletindeki Halep sancağı ile ilgili nüfus kayıtları kısaca bu şekildedir. Eseri bugünkü Türkçeye çevirip yazanlara teşekkürlerimizi iletiyoruz.

Saygılarımla.
Hamdullah Dedeoğlu
26.07.2019


21 Temmuz 2019 Pazar

16. YÜZYILDA HALEP SANCAĞINDA EKRAD (KÜRD) OLARAK KAYDEDİLEN CEMAATLER




16. YÜZYIL’DA HALEP SANCAĞI’NDA EKRAD(KÜRD) OLARAK KAYDEDİLEN CEMAATLER


Daha önce Memluklu devletinin hakimiyetinde olan Halep sancağı,1516’da Mercidabık ve 1517 yılındaki Ridaniye savaşlarından sonra Osmanlı İmparatorluğu’na katılmıştı. Osmanlı devleti, fethedilen yeni bölgelerde devletin bütün kurumlarını hemen harekete geçiriyordu. İlk yapılan işlerden biri bölgenin sayımını yaparak vergi mükelleflerini kayıt altına almaktı. Osmanlı’daki bu kayıtlara “ Tahrir defteri” deniliyordu. Tahrir defterlerine vergiye tabi olan sadece erkekler yazılıyordu.

 Halep sancağı’ndaki ilk kayıtlar da 1518 yılında yapılmıştı. Bu kayıtlarda, Türkmenler, Araplar ve Kürd (Ekrad) olan cemaatler ayrı ayrı bölümlerde yer almaktadır. 1518 yılındaki kayıtlarda yer alan Ekrad taifeleri dört gruba ayrılmıştır. Ekrad taifesi, Süleymaniye taifesi, Çubi taifesi ve Alikanlı taifesi. Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü’nün yayına hazırladığı “ 397 Nolu Halep Sancağı Mufassal Tahrir Defteri 943-1536 “ isimli eserde Ekrad taifeleri hakkında şu bilgiler verilmektedir.

Ekrad taifesi 810 Nefer,
Süleymaniye Taifesi 190 nefer,
Çubi Taifesi 183 nefer,
Alikanlu Taifesi 911 nefer.
Toplam: 2.094 nefer.

EKRAD TAİFESİNE BAĞLI CEMAATLER:

Abdaliye namı diğer el- Milliye, tabi-im, 49 nefer.
Ali Koca cemaati, tabi-i Yakubiye, 13 nefer.
Amikiye namı diğer Milli cemaati, tabi-i İzzeddin bey, 125 nefer.
Bekçiye cemaati, tabi-i İzzeddin bey, 15 nefer.
Bühlü-Dünbili cemaati, tabi-i İzzeddin bey, 33 nefer.
Diviye namı diğer Milli cemaati, tabi-i İzzeddin bey. 42 nefer.
Güvendi cemaati, tabi-i Nasır Kethuda, 5 nefer.
Kalender cemaati, tabi Nasır Kethuda, 13 nefer.
Kutluşah cemaati, tabi-i, Şarvi, 10 nefer.
Mano veled-i Abdullah kethüda cemaati, tabi-i Yakubiye, 5 nefer.
Masiki cemaati, tabi-i İzzeddin bey, 3 nefer.
Mihrariye cemaati, tabi-i İzzeddin bey, 15 nefer.
Mihrkaniye cemaati, 5 nefer.
Naho  cemaati, tabi-i Şarvi, 37 nefer.
Okçu İzzeddinli namı diğer Milli cemaati, tabi-i İzzeddin bey, 31 nefer.
Ordu-yi İzzeddin bey cemaati, Mir-i Ekrad İzzeddin bey, 106 nefer.
Ramazanlu cemaati, 153 nefer.
Rubariye cemaati, tabi-i İzzeddin bey, 16 nefer.
Rubiye cemaati, tabi-i İzzeddin bey, 31 nefer.
Şarvi cemaati, tabi-i İzzeddin bey, 19 nefer.
Uzun Yusuflu cemaati, tabi-i İzzeddin bey, Koyunlu taifedir, 59 nefer.
Yakubiye cemaati, tabi-i İzzeddin bey 25 nefer.

SÜLEYMANİYE TAİFESİ, KOYUNLU TAİFEDİR

Dünbili Cemaati namı diğer Maman cemaati, 8 nefer.
Hasan Veled-i Mendo be-namı Nameki, göçer evlidir, 5 nefer.
Hüseyin Veled-i İbrahim cemaati, der karye-i Şarabiye, 20 nefer.
Lavi cemaati tabi-i Şarabiye, 14 nefer.
Mehek veled-i Feyyaz, be namı Haylan cemaati, der mahalle-i Ekrad, min-i Halep, 7 nefer.
Mehmed veled-i Hacı Mahmud cemaati, 50 nefer.
Mehmed veled-i Yusuf cemaati, der karye-i Cisrim min Birecik, 31 nefer.
Ömer veled-i Cafer, be nam-ı Barsavi der mahalle-i Ekrad, min Halep, 5 nefer.
Pir Ömer veled-i Pir Ali be nam Pirli cemaati, der Halep, 5 nefer.
Şeyh Zeyd veled-i Yakub cemaati tabi- im, 17 nefer.
Yusuf veledi Hüseyinbe-namı-ı Barsav cemaati der mahalle-i Ekrad min Halep, 5 nefer.
Zeyd veled-i Ali cemaati an-taife-i Dünbili, der Karye-i  Yosun min Menbiç, 5 nefer.

ÇUBİ TAİFESİ NAM-I DİĞER EŞEKİ

Heştüvanlu cemaati, Çubi el-Mezbur, 48 nefer.
Şeyh Yusuflu cemaati, 135 nefer.

ALİKANLU TAİFESİ NAM-I DİĞER HALİL BEYLİ, TABİ-İ İZZEDDİN BEY

Ali bey veled-i Ebu Talib cemaati, 38 nefer.
Bahriye cemaati, der karye-i Tellü’t Telul namı diğer Bozöyük, min Şugur, 10 nefer.
Bulasaniye cemaati, der Hama, 8 nefer.
Cemaat el Mezkur 10 nefer.
Çubi cemaati tabi-i Besaklu, 20 nefer.
Dilhariye cemaati, der karye-i Kusayr, der karye-i Telgazi, 24 nefer.
Dünbili cemaati, tabi-i Musa beyli 18 nefer.
İskender cemaati, tabi-i Kapanlu der karye, min Amik, 5 nefer.
Kajanlu cemaati, 25 nefer.
Kapanlu cemaati, der karye-i Karakuyu, min Derbisak, 11 nefer.
Karacaoğlu cemaati, tabi-i Milli, 39 nefer.
Karsılı cemaati, der karye-i Batirge min nahiye-i Cum, 29 nefer.
Kerniye cemaati, der karye-i Kastun, mine-i Ruc, 2 nefer.
Keşafiye cemaati, 7 nefer.
Kılıçlı cemaati, karye-i Ankala, İkizce, Mervan,Sitare, Şeyhü’l Hadid min Derbisak,103 nefer.
Kırkanlu cemaati, tabi-i Alikanlu, 32 nefer.
Masiki cemaati, 8 nefer.
Mingöl cemaati, tabi-i Alikanlu, 13 nefer.
Metinlu cemaati, namı diğer milli, 108 nefer.
Musa beyli cemaati, tabi-im, göçer evlidir, 151 nefer.
Musa cemaati, der karye-i Cinas, min Derbisak 5 nefer.
Ömerli cemaati, der karye-i Anadan, 3 nefer.
Sencer fakih cemaati, der karye-i Telyat min Derbisak, 24 nefer.
Şariviye cemaati, 129 nefer.
Şeyhler cemaati, 23 nefer.
Şukaki cemaati, tabi-i Halil, 8 nefer.
Ummamiye cemaati, namı diğer Milliye, 54 nefer.

Yukarıdaki taife ve cemaatlerin isimlerine bakıldığında büyük çoğunluğunun Türkçe isimler taşıdığı görülmektedir. Çok az bir kısmının da Arapça olduğu anlaşılmaktadır. Elbette Ekrad (Kürd) kökenli aşiretler de var. Ancak, Tahminlerimize göre, bu aşiretlerin çoğu Türkmen kökenli olup, klasik Farsça, Kürtçe ya da Kurmanç dilini konuşanlar kayıtlara EKRAD (KÜRD) olarak kaydedilmişler. Milli, Okçu İzzeddinli, Musa beyli,  Alikanlu-Halilbeyli, Süleymaniye(Süleymanlı)  Kapanlu, Bahrili, Dünbüllü, Kılıçlı, Abdaliye (Abdallar) gibi aşiret ve cemaatlerin kökenleri hakkında Osmanlı arşiv uzmanı Cevdet Türkay’ın yazdığı “ Osmanlı İmparatorluğu’nda Oymak, Aşiret ve Cemaatler “ adlı eserde şu bilgiler yer almaktadır:

MUSA BEĞLİ : Kilis, Haleb sancakları ve Edirne kazasına iskan edilmişlerdir. Musa beğli cemaati, Okçu İzzeddinli aşiretinden olup, Ekrad yörükanı taifesindendir. (Sayfa, 306)

OKÇU İZZEDDİNLİ: Okçu İzzedinli cemaati, Kıllı aşiretindendir. Rakka, Kilis, Meraş, Haleb, Birecik, Uzeyr ve Ayıntab sancakları, Antakya kazası, Zülkadriye kazası (Karsı Meraş sancağı), iskan edilmişlerdir. Türkman Ekradı taifesindendir. (Sayfa, 520)

HALİLBEĞLİ: Yörükan taifesindendir. Kilis, Karsı Meraş, Uzeyr, Saruhan sancakları, Dündarlu kazası (Adana sancağı), Manavgad kazası (Alaiye sancağı), Antakya kazası (Haleb sancağı), Çamardı kazası (Niğde sancağı), Sobice ve Mazon kazalarına (Menteşe sancağı) iskan edilmişlerdir. (Sayfa, 343)

MİLLİ: Badıllı aşiretinden olup, Türkman Ekradı Ulus taifesindendir. Mardin kazası (Diyarbakır eyaleti), Amid, Çemişgezek, Ergani sancakları (Diyarbakır eyaleti), Erzurum, Rakka, Sivas, Teke, Adilcevaz, Ayıntab, Mecidözü ve Veray kazaları (Amasya sancağı), Harran kazası (Rakka sancağı), Ruha(Urfa) sancağı, Trablus-u Şam civarı, Eğin kazasına (Arapgir sancağı) iskan edilmişlerdir. (Sayfa, 500)

ALİKAN: Türkman taifesindendir. Bozulus aşiretine bağlıdır. Emirdağı kazası (Karahisar-ı Sahib sancağı), Cizre kazasına (Mardin sancağı) iskan edilmişlerdir. (sayfa, 172)

AMİKİYE-AMİKİ: Ekrad taifesindendir. Kilis, Rakka, Haleb, Meraş, Adana, Antakya kazası(Haleb sancağı), Ayıntab'a (Antep) iskan edilmişlerdir.

SÜLEYMANLU-(SÜLEYMANİYE) -SELMANLU: Danişmendli aşiretine tabi olan Süleymanlu cemaati, Konar-göçer Türkman yörükanı taifesindendir. Bozok, Meraş, Alaiye, Teke, Ankara, Rakka, Kengiri, Kırşehri, Karahisarı Şarki, Selanik, Karahisarı sahib, Haleb, Malatya, Adana, Aksaray, Kütahya, Tarsus, Tire, Kaş kazası, keskin, Bigadiç kazası (Karesi sancağı), Çorlu, Yeni ilkazası,(Sivas), Gördük ve Timurcu kazaları (Saruhan sancağı), Killi ve Akkerman kazaları (silistre sancağı), Göksun kazası (İçel sancağı), Kirmasti kazasına  (Hudavendigar sancağı) iskan edilmişlerdir. (Sayfa, 584-585)

KAPANLU: Yörükan taifesindendir. İnegöl kazası (Hudavendigar sancağı), Paşa sancağı’na iskan edilmişlerdir. (Sayfa, 391)

BAHRİLİ: Konar-göçer Türkman yörükanı taifesindendir. Afşar cemaatine bağlıdır. Kayseriye sancağı, Yeni il kazası( Sivas), Rakka, Meraş, Bozok, Adana Karaman, Tarsus, Develi, Ağca kızanlık kazası (Çirmen sancağı), Haleb, Misis kazsı (Adana), Şabanözü (Kengiri sancağı) kazasına iskan edilmişlerdir. (sayfa, 191)

DÜNBÜLLÜ: Türkman yörükanı taifesindendir. Kilis sancağına (Haleb Eyaleti) iskan edilmişlerdir. (Sayfa, 292)

KILIÇLI-KILIÇLI EKRADI: Türkman ekradı yörükanı taifesindendir. Meraş, Bozok, Malatya, Hamideli, Diyarbekir, Tarsus, Tarsus, Humus, Kilis, Ayıntab, Kocaeli, Karaman, İçel, Sisi, Adana, Haleb, Adilcevaz, Rakka, Sivas, Karahisar-ı Şarki, Anamur, Emirdağ (Meraş), Hayrabolu, Saz kazası (Sivas), Kaş kazası, İznik, Alacahan kazalarına (Sivas sancağı) iskan edilmişlerdir. (Sayfa, 441-442)

ABDALLAR: Türkman taifesindendir. Mamalu aşiretine tabii olan Abdallar cemaati, Meraş, Tarsus, Hayrabolu, İstanbul, Rumeli, Kütahya, Erzurum, Adana, Bozok, Biga, Aydın, Çukurova, Zülkadriye kazası (Meraş sancağı), Karaman eyaleti, Sivas ve Rakka’ya iskan edilmişlerdir. (Sayfa, 151)

Cevdet Türkay’ın kitabında yer alan bilgiler yukarıda yaptığımız tespiti doğrulanmaktadır.

Saygılarımla.
Hamdullah Dedeoğlu
20.07.2019
















































19 Temmuz 2019 Cuma

CEM İBADETİNDEKİ SEMAH’IN ANLAMI NEDİR ?


CEM İBADETİNDEKİ SEMAH’IN ANLAMI NEDİR ?

Alevilik’de ibadetin temelini Cem’ler oluşturur. Cem’ler Alevi toplumun bir nevi  manevi mahkemeleridir. Cem’e gelen talip, orada Hak divanında ve mürşit-dede huzurunda dara durur ve o mecliste bulunanların önünde yargılanır ve hesap verir.
Semah da, Aleviliğn temel ibadeti olan Cem’lerde  yapılan bir ibadettir. Cem ibadeti dışında tek başına semah dönülemez. Folklorik amaçla yapılana da iyi gözle bakılmaz. Çünkü, semahlar’da bir kudsiyet vardır. Hacı Bektaş Veli’ye atfedilen aşağıdaki sözler  konunun daha iyi anlaşılması açısından yararlı olacaktır.

“ Haşa ki bizim semahımız oyuncak değildir.
O ilahi bir aşk’tır, salıncak değildir.
Kim ki semahı bir oyuncak sayar,
Mümin deyi namazı kılınacak değildir ! “

Semahın yapılma nedeni, ilahi aşkla Allah’la bütünleşmektir. Kaynağı da,  Hz. Muhammed’in Miraç dönüşünde Kırklar meclisine uğrayıp, onlarla birlikte  semah  yapmasıdır “ Alemlerin Rabbini zikir ve tespih ederek dönme “ amacını taşımaktadır. Mevlana hazretleri de Semah için “ Allah’a giden sayısız yollar vardır. Biz O’na sema ve musiki ile ulaşmayı tercih ediyoruz. “ demiştir.
Semah, ilahi aşkı ruhunda duymaya, o aşkla O’nun (Allah’ın) güzel isimlerinden birisini anarak ayakta dönmeye denir. Okunan ilahiler eşliğinde, kadın-erkek ayırımı gözetilmeden ellerini göğe doğru uzatarak din, dil, ırk ayırımı yapmadan Hakk’ın bir olduğunu zikretmektir.

Semah sırasında saz eşiğinde deyişler- nefesler okunur. Semah’ta el ele tutuşmaksızın cemal cemale geçilerek halka oluşturulur. Çıplak olan ayaklar, çalınan deyişin temposuna uygun olarak hareket ettirilir. Semah ağır, orta ve hızlı olmak üzere üç tempoda dönülür. Anadolu’da en çok bilinen semahlar şu isimlerle adlandırılır: Kırklar semahı, Turnalar semahı, Hubyar semahı, Kılıç semahı.

Son zamanlarda Alevilikle ilgili olarak akademik çevreler tarafından çok güzel araştırma ve incelemeler yayınlanmaktadır. Bunlardan bir tanesi de Malatya İnönü üniversitesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. Mehmet Dönmez’in araştırmacı Hasan Çelik ve Yüksek lisans öğrencisi Seda Kırteke ile birlikte yazdıkları “ Aleviliğin İbadet Biçimi Olan Semahların Taşıdıkları İçsel Anlamlara Genel Bir Bakış “ adlı  araştırmadır. Yukarıdaki bilgilerin çoğunu ilgili araştırmadan edindik. Emeklerinden dolayı kendilerine teşekkür ediyoruz. Yazımızı hazreti Mevlana’ya ait olan bir dörtlükle tamamlayalım.

“ Kolları kanat olmuş da can uçuşur canana,
Ayaklar basmaz olur  yükselince meydana,
Kainatı görürsün çerağların(kandillerin) nurunda,
İnsan varır Tanrı’ya, Tanrı varır insana.

Saygılarımla.
Hamdullah Dedeoğlu
19.07.2019







Popular