ALEVİLER NEDEN TAVŞAN ETİ YEMEZ ?
Alevilerin
tavşan eti yemediğni herkes bilir. Alevilere en çok sorulan
sorulardan biri de buydu. Klasik cevap: “ Adet gördüğü için
tavşan eti yemeyiz. “ Karşı cevap “ Tavşanın geçtiği
tarlaları ekmezmişsiniz doğru mu ? “ Verilecek en iyi cevap, “
Tavşanın geçmediği tarla mı olur. O zaman hiç bir tarla
ekilmez. “ Konu, bu tür tartışmalarla devam ediyordu.
Anadoluya,
Horasan bölgesinden gelip yerleşen aşiret, oymak ve boylarla ile
ilgili bir araştırma yaparken, dikkatimi oğuzların Bozok koluna
mensup, Yıldız Han oğulları çekti. Yıldız Han oğullarının
tavşana benzeyen Tavşancıl kuşunu kendilerine sembol yaptıkları ve kutsal saydıkları için
etini yemediklerini okudum. Biraz şaşırmıştım ama, tavşan
etinin aleviler tarafından yenmemesinin nedeni bu olabilir miydi ?
Çünkü tavşan etinin yenmemesi, İslamiyete dayanmıyordu. Zira, hicaz bölgesinde tavşan etinin yenildiğine dair hadisler bulunuyordu. Bu
inancın bir alt yapısının olması gerekiyordu. Bu alt yapı, Yıldız
Han oğullarının tavşancıl kuşunu kutsal saymasından ve Oğuz boylarının taştan yaptıkları tavşan heykellerine adak, kurban kesmelerinden kaynaklanabilir
miydi ? Bilgilerin özetini paylaştıktan sonra, kararı
size bırakmak istiyorum.
11.
yüzyılda yaşamış Kaşgarlı Mahmut, yazdığı Divanı Lügatı
Türk’te ve 13. yüzyılda yaşamış ünlü tarihçi Reşidüddin,
“Cami üt- Tevarih “ ve “ Oğuz destanı “adlı eserlerinde,
Oğuzlar hakkında şu bilgileri veriyor:
“
Oğuzlar, teşkilat olarak, Bozoklar ve üçoklar şeklinde ikiye
ayrılmışlardı. Boyların başında bulunanlara “ boy beyi”
deniliyordu. Boylar, kabilelere, kabileler de obalara, (bugünkü
deyimle aşiretlere) ayrılmışlardı. Bozoklar, Gün Han, Ay
Han,Yıldız Han, Üç oklar da Gök Han, Dağ Han, Deniz Han olarak
üçe ayrılmışlardı. Her boyun kendisine kutsal saydığı ve
etini yemediği hayvanlar vardı. Gün Hanların sembolü Şahin, Ay
Hanların Kartal, Yıldız Hanların Tavşancıl (Tavşana benzeyen bir kuş), Gök Hanların Sungur,
Dağ Hanların uç kuş, Deniz Hanların Çakır’dı. .... Yıldız
Han, Avşar, Kızık, Beğdil, Karkın boylarından meydana
geliyordu. Avşar- çevik, Kızık-Güçlü, Beğdil-ulu,
Karkın-doyuran anlamını taşıyordu. Oğuzlar, sembol olan bu hayvanların etlerini yemezlerdi."
Türkler, bu sembol kuşların dışında İslam'ı kabul etmeden önceki dinleri olan Şamanizmde de Tavşanı kutsal bir hayvan olarak görüyorlardı. Tavşan, Kurt ve Ayıların taştan heykellerini (Balbal) yapıyorlardı. Bu Balballara kurbanlar, adaklar kesiyorlardı. Taştan heykellerini yaptıkları bu hayvanların etini de yemezlerdi.
Tarihi
bilgilere göre, Bozokları oluşturan, Yıldız Han oğulları 9.
ve 10 yüz yılda Aral gölü bölgesinden ayrılarak, önce
Horasan’a, daha sonra da batıya göç ettiler. Bir kol,
bugünkü Azerbeycan bölgesine yeleşirken, diğer bir kol da,
Selçuklularla birlikte Anadolu’ya geldi. İslam dinini
yaklaşık üç yüz yıl sonra kabul eden Türk kavimleri, Emevi- Ehli Beyt, Abbasi-Ehli Beyt çatışmasında, daima Ehli Beyt taraftarlarına
destek olmuşlardı.
Bugün, Ehli Beyt taraftarlığına sadık kalan aşiretlerin çoğunluğunu, Yıldızhan koluna mensup olanlar oluşturmaktadır. Örneğin, Amasya, Çorum, Yozgat ve Sivas alevileri, Beğdil, Avşar, Karkın, Kızık, boyuna bağlı Alamaslı, Kuyumcu, Rişvan, Milli, Badıllı, Cihanbeyli aşiretlerine mensupturlar. aşiretlerle ilgili bilgilerin kaynağını da Cevdet Türkay’ın yazdığı “ Osmanlı imparatorluğunda, oymak, aşiretler, cemaatler” adlı eseri ile Prof. Dr. Yusuf Hallaçoğlu’nun yazdığı, “ Türkiye’nin Derin Kökleri” isimli kitabı oluşturmaktadır. Her iki akademisyen de bu alanda uzman olup, Osmanlı arşivlerinde yıllarca araştırma yapan bilim insanlarıdır. Eserleri belgelere dayanmaktadır. Dolayısıyla, güvenilirdir, akademik çevrede saygınlıkları vardır.
Bugün, Ehli Beyt taraftarlığına sadık kalan aşiretlerin çoğunluğunu, Yıldızhan koluna mensup olanlar oluşturmaktadır. Örneğin, Amasya, Çorum, Yozgat ve Sivas alevileri, Beğdil, Avşar, Karkın, Kızık, boyuna bağlı Alamaslı, Kuyumcu, Rişvan, Milli, Badıllı, Cihanbeyli aşiretlerine mensupturlar. aşiretlerle ilgili bilgilerin kaynağını da Cevdet Türkay’ın yazdığı “ Osmanlı imparatorluğunda, oymak, aşiretler, cemaatler” adlı eseri ile Prof. Dr. Yusuf Hallaçoğlu’nun yazdığı, “ Türkiye’nin Derin Kökleri” isimli kitabı oluşturmaktadır. Her iki akademisyen de bu alanda uzman olup, Osmanlı arşivlerinde yıllarca araştırma yapan bilim insanlarıdır. Eserleri belgelere dayanmaktadır. Dolayısıyla, güvenilirdir, akademik çevrede saygınlıkları vardır.
Oğuz Türkmenlerinin özellikle de Yıldız
Han’ın kollarından gelen aşiretlerin, “ tavşan etini
yememe” inancı, acaba atalarına olan bağlılığından ve önceki inançları olan Şamanizm'den mi geliyor ? Siz ne dersiniz ?
Saygılarımla.
28.02.2018
Haamdullah
Dedeoğlu
*** Blog'da "Tavşan etinin yenmemsinin Şamanizmle ilgisi var mı" adlı ayrıca bir makalemiz daha bulunmaktadır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.