TAVŞAN ETİNİN YENMEMESİNİN ŞAMANİZMLE İLGİSİ VAR MI ?
“Aleviler Neden Tavşan Eti Yemez ? “ başlıklı yazımızda
Oğuz Türklerinin Yıldız Han koluna bağlı boylarının, tavşana benzeyen tavşancıl kuşunu kendilerine sembol yaptıklarını ve tavşanı kutsal saydıkları için etini yemediklerini
belirtmiştik. Alevilerin tavşan etini yememesinin de buradan
gelebileceğini ima etmiştik. Kuşkularımız büyük oranda doğru
çıktı. Araştırmalarımız sonunda, bir bilim adamının
kitabında, güçlü bulgulara ulaştığımızı söyleyebiliriz.
Rus
asıllı, Alman Türkolog Prof. Dr. Wilhelm Radloff, 1859-1871
yılları arasında Sibirya ve Türkistan bölgelerinde yaptığı
gözlem ve araştırmaları “ AUS SİBİRİEN “ (SİBİRYA’DAN)
isimli kitapta toplamış. İlgili kitabı Prof. Dr. Ahmet Temir bey
de türkçeye “ Türklük ve Şamanlık “ olarak çevirisini
yapmış. Kitabı yayınlayan Örgün yayınevine ve hocamız Ahmet
Temir’e emeklerinden ve katkılarından dolayı teşekkür
ediyoruz.
Ünlü
Türkolog Wilhelm Radloff, on iki yıl iç içe yaşadığı
insanların, kültürlerini, yaşamlarını, Şaman ayinlerini
izlemiş, incelemiş ve çok değerli bilgiler toplamış. Bu
bilgileri bilimsel metotlarla analiz ederek, çok değerli eserler
meydana getirmiş. Kitap, çok geniş kapsamlı olduğu için, biz
sadece, konumuzla ilgili bölümünü özetleyeceğiz.
Radloff
hoca, güney Altay dağlarında yaşayan Türk topluluklarında, din
adamı olan Şamanların ayin ve törenlerde davul kullandığını
belirterek, şu bilgileri vermektedir :
“
Davulun tokmağı (Orbu) genç bir kayın ağacından yapılır.
Davula vurulan kısım, sesin boğuk çıkmasını sağlamak için,
Kakım (Sansar ailesinden, gelinciğe benzeyen bir yırtıcı hayvan)
Samur veya Tavşan ayağı derisi ile kaplanır. Kuzey Altaylarda,
tokmak yerine doğrudan doğruya Tavşan ayağı kullanılır. “
(Türklük ve Şamanlık, sayfa, 130)
Şamanizm’de
davulun ve tokmağın önemli görevi vardır. Davul, Şamanı semaya
(göğe) çıkaran ve yer altı dünyasına götüren bineğidir.
Ruhlarla iletişimi bununla kurar. Hastaya gelen kötü ruhları
kovmak için, tokmak, kamçı görevi görür. Hayvan derisi ile
kaplanmasının nedeni de bundandır.
Yine
Şamanizm’de, bazı hayvanlar kutsanır ve heykelleri yapılır. Bu
heykellere (Balbal ) “ Töz” veya “Tös” denir. Bu hayvan
heykellerine (taştan yapılmış Balballar) kurbanlar kesilerek,
isteklerinin gerçekleşmesi için törenler yapılır. (Bizdeki adak
kurbanlarına benzemiyor mu ?) “Töz” veya “ Tös” heykelleri
arasında Tavşan da bulunmaktadır. Tavşanın dışında, ayı
(aba), Kurt (Bürküt), Sincap (Tiyin) heykelleri de yapılıyordu.
Bu hayvanlar kutsaldı ve eti kesinlikle yenmezdi. Radlof hoca,
konuyla ilgili olarak şu bilgileri veriyor;
“
Yüs ırmağı boyunda (Altaylarda) taş heykeller çoktur. Bunlardan
birine “ Kozan Taş” (Tavşan Taş) denir. Burada yaşayan
oymaklar bu heykellere kurban keserler. “ (sayfa 377)
Yukarıdaki
örneklerden de anlaşılacağı gibi, tavşanın Şamanizm dininde
çok önemli bir yere sahip olduğu görülmektedir. Bu inancın,
bazı kısımları değişikliğe uğrasa bile, şu ya da bu şekilde
insanların hayatlarında yer almaya devam ettiğini görüyoruz.
Tavşan
etinin Aleviler tarafından yenmemesinin bir inanca dayanması
gerektiğini belirtmiştik. Bu inanç, göç edenlerin beraberinde
getirdiği bir inançtır, örftür. İnançlar, gelenek ve
görenekler, din değiştirilse dahi, o toplumların bilinç altında
yaşamaya devam ederler. Buna bir diğer örnek de, cenaze toprağa
verildikten sonra “aş “ (yemek) verilmesidir. Bu gelenek de
Şamanizmden bize kalan bir uygulamadır. Bu örf halen devam
etmektedir.
Şamanlar,
aynı zamanda hastaları da tedavi ediyorlardı. İlkel de olsa, bazı
tıbbi bilgilere sahiptiler. Dolayısıyla, Tavşanın “ adet”
gördüğünü, “hayz” olduğunu da biliyorlardı. Tavşan etinin
yenmemesinde bunun da payının olduğu kanaatindeyim.
Bütün
toplumlar, yeni inançları kabul etseler bile, eski inançlarını,
adetlerini, gelenek ve göreneklerini bütünüyle terk
etmemişlerdir. Anadolu insanının da, Şamanizmden gelen bazı
inanç ve adetleri devam ettirdiği görüşündeyim. Tavşan etinin
yenmemesi de bunlardan birirsidir.
Oğuz
boylarının, kendilerine sembol yaptıkları hayvanların hepsi de,
Şaman inancında kutsal olan hayvanlardır. Etlerini yememeleri de buradan geliyordu. Her inançta olduğu gibi, yeni inançlar beraberinde eski gelenek ve örflerini devam ettirmiştir. Tavşan etinin yenmemesi de Türklerin atalarına bağlı olmalarından kaynaklanmaktadır.
Saygılarımla.
04.03.2018
Hamdullah
Dedeoğlu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.