21 Ekim 2024 Pazartesi

SOLCU’DAN İŞBİRLİKÇİ OLUR MU?

 

SOLCU’DAN İŞBİRLİKÇİ OLUR MU?

Neden böyle bir başlık attık? Okuyucularımız elbette ki bunu merak etmişlerdir. Bu başlığı atmamızın nedeni kendilerine “solcu” diyen bazılarının emperyalistlerden hem maddi yardım almaları hem de dünyanın en büyük işgalci emperyalist devleti ile iş birliği içinde olmalarıdır. Bugünkü makalemizde sol ideoloji ile emperyalizm yan yana gelebilir mi? Gelirse buna ne demeliyiz? Onun üzerinde duracağız. 

Sol kelimesi, hepimizin bildiği gibi 1789 Fransız burjuva devrimi ile ortaya çıkmıştır. Fransız meclisinin solunda oturup Cumhuriyeti savunanlara “solcu”, meclisin sağında oturup Kralı ve monarşiyi savunanlara da “sağcı” denilmiştir. Görüldüğü üzere sağcılar kraldan yana bir tavır alıp statükoyu savunurken, solcular monarşinin yerine daha modern bir sistem olan cumhuriyeti savunmuşlardır. 

Yani kısaca solcular tarih boyunca hep toplumun ilerlemesi yönünde mücadele etmişlerdir. Destekçileri de yoksul köylü, ezilen işçi ve yoksul halk kitleleri olmuştur. Uluslararası alandaki çizgisi ise, hep ezilen, sömürülen, işgale uğrayan ve katliamlara maruz kalan halklara ve milletlere destek olmuştur. Vietnam, Kore, Kamboçya ve Laos’un Amerikan emperyalizmi tarafından işgal edilmesine karşı çıkmışlar ve işgale uğrayan halkların yanında yer almışlardır.

Ancak kendilerini solda gören bazı Avrupalı sol ve sosyalist partiler, Sovyetler Birliğinin 1989 da dağılmasından sonra bu çizgiden uzaklaşıp, dünyanın en büyük emperyalist gücü olan ABD’nin safında yer almaya başladılar. Yani geldikleri ve sahip oldukları köklerinden uzaklaşmaya başladılar. İzledikleri bu çizgiye de “Liberal sol” dediler. Liberal sol, emperyalizmle iş birliğini normal görürken, köklerinden kopmayan devrimci ve ilerici sol partiler eski çizgilerini devam ettirdiler. Ancak bunlar azınlıkta kaldılar. Büyük çoğunluk emperyalizmin safına geçmişti. 

Ülkemizde maalesef bu gelişmelerden payına düşeni fazlası ile aldı. Yetmişli ve seksenli yıllarda kendilerine Marksist-Leninist diyen o keskin solcuların bir kısmı 2024 yılına geldiğimizde bir de baktık ki ABD emperyalizmi ile iç içe geçmişler. ABD ve diğer emperyalist ülkeler ile birlikte “Özgür ve bağımsız” bir devlet kurmak için ortak askeri tatbikatlar yapıyor, yeni müttefiklerinden her türlü silah yardımı alıyor, besledikleri asker sayısı kadar ABD’nin devlet bütçesinden kendilerine kaynak aktarılıyor. 

Keskin solcuların geldiği son nokta işte burası. Oysa ağızlarından düşürmedikleri Deniz Gezmiş ve arkadaşları idama giderken “KAHROLSUN EMPERYALİZM” diye haykırmıştı. Bunlar ise, emperyalizmle birlikte bölgeye “demokrasi ve özgürlük” getireceklermiş. Yani bunlar, ABD ve batılı emperyalistlerin Irak, Suriye ve Libya’ya götürdüğü “Özgürlük” ve “Demokrasiyi” getireceklermiş.  Emperyalistlerin getirdiği Demokrasi ve Özgürlüğe bakın; yüz binlerce kadına tecavüz, milyonlarca insanın katledilmesi, milyonlarca insanın mülteci durumuna düşürülmesi. Alın size emperyalistlerin Özgürlük ve Demokrasisi. Tepe tepe kullanın. 

Şimdi biz bu eski keskin solculara ne diyeceğiz? Sol jargonda emperyalizmin safında yer alan ve onunla hareket edenlere ne denilir: “İşbirlikçi” denilir.  İşbirlikçinin “sağcısı” “dincisi” olur da “solcusu” olmaz mı? Maalesef oluyor. Tarih bize bunu da gösterdi. Keşke bunları yazmak zorunda  kalmasaydık. Bunları yazarken inanın onlar adına ben çok üzüldüm. Hem solcuların verdiği mücadeleyi kirlettiler hem de onların değerlerini ayaklar altına aldılar. Yazıklar olsun. 

Sol ideolojinin savunduğu değerler adına nice insanlar hayatlarını kaybetti, niceleri sakat kaldı, niceleri de cezaevlerinde işkencelerden geçti. İnsan geçmişini inkar eder mi? Yıllarca savunduğu davasına ihanet eder mi? Yazıklar olsun… Yazıklar olsun…

Emperyalistlerle işbirliği yapanlara her kim siyasi destek veriyorsa onlara da yazıklar olsun… Tarih, bir gün bu işbirlikçileri mutlaka yargılayacaktır.

Hamdullah Dedeoğlu

21.10.2024.








Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

Popular