ALEVİLİĞİN YAZILI KAYNAKLARI
Ülkemizdeki halkın bilinç altında Aleviliğin yazılı kaynaklarının bulunmadığı ve sözlü geleneğe dayanan bir inanç olduğu şeklinde bir algı oluşturulmuş. Oysa, Aleviliğin sahip olduğu kaynaklar diğer ekollerden daha fazladır. Türkiye ve İslam coğrafyasındaki halk ozanlarının neredeyse tamamı Alevi-Bektaşi gelenekten gelmişlerdir. Alevi-Bektaşi ozanlarının nefeslerini, türkülerini, deyişlerini, düvazlarını çıkartırsanız, geriye Anadolu kültürü ve sanatı diye bir şey kalmaz. Alevi ozanlar tüm bu deyişlerde, Kur’an’da yer alan önemli ayetleri, Hz. Ali’nin cenklerini, faziletini ve İslam dininin özü olan iyi ahlak ve adaletli olmayı işlemişlerdir. Kısaca, geniş kitlelerin okuma yazma bilmediği dönemlerde insanlara dinin gereklerini sözlü olarak ulaşmasını sağlamışlardır. Ozanların ve Alevi din önderlerinin elinde yazılı kaynaklar olamadan bu bilgileri insanlara aktarmaları mümkün olabilir miydi? İşte biz de bugünkü makalemizde Aleviliğin yazılı kaynaklarını ele alıp, değerlendirmelerde bulunacağız. Bu makalemizde ana kaynağımız Alevi-Bektaşi Kültür ve Cem Evi Daire Başkanı sayın Ali Rıza Özdemir’in “Aleviliğin Yazılı Kaynakları” isimli eseri olacaktır. Eserde yer alan kaynakları kısa kısa özetlemeye çalışacağız.
1-KUR’AN’I KERİM: Kur’an, bütün Müslümanlar tarafından tartışmasız bir şekilde dinin ana kaynağı olarak kabul edilir. Hz. Muhammed’e inen Kur’an’ı Kerim, Hz. Ali tarafından kayda alınmış ve yazıya aktarılmıştır. Dolayısıyla Kur’an, Alevilikte bütün yazılı ve sözlü eserlerin ana kaynağını oluşturur. Alevi şairleri de bunu şiirlerinde sık sık belirtirler. Alevi ozanların en kudretli şairi Pir Sultan Abdal bunu şöyle şiirleştirmiştir:
“Pir Sultan’ım eydür şad olup güldü.
Kabe-i Şerif’ten bir nida geldi.
Hakk’ın emri ile dört kitap indi.
Okuyan Muhammet, yazan Ali’dir.”
Alevi ozanlardan Kul Himmet de bir dörtlüğünde şöyle der:
Hakkın emriyle Cebrail indi.
İndi de namına Sultan’ı sundu.
Allah Muhammet’e selam gönderdi.
Muhammet’sin deyü bendin çözündü.”
2-HADİSLER: Hadisler, Hz. Muhammed’in söz ve davranışlarından oluşur. Aleviliğin yazılı kaynaklarında, Hz. Muhammed’in söz ve davranışları ile birlikte Ehli Beyt mensuplarının ve on iki İmamların sözlü ve yazılı eserleri de önemli bir yer tutar. Şah İsmail Hatayi bir şiirinde Hz. Muhammed hakkında şöyle der:
“Şu aleme nur doğdu.
Muhammed’in doğduğu gece.
Yeşil kandiller indi.
Muhammed’in doğduğu gece.”
Pir Sultan Abdal da bir şiirinde şunları söyler:
“Muhammet’tir gönlümüzün aynası.
Salavat verenin nur olsun sesi.
On sekiz bin alemin Mustafa’sı.
Ya Muhammet sana imdada geldim.”
Hazreti peygamberin vefatından sonra çok sayıda hadis uydurulmuştur. Bu hadislerin Hz. Muhammed’in sözleri olup olmadığının Kur’an ayetleri ile karşılaştırılması gerekmektedir. Bu konuda Hz. Muhammed Mina’da okuduğu bir hutbede şöyle demiştir:
“Ey insanlar! Benden size gelen ve Allah’ın kitabına uygun olanları ben söylemişimdir. Size ulaşan ve Allah’ın kitabına aykırı olan şeyleri ise, ben söylememişimdir.”
3-RİSALELER: Risale, kısa düz yazılardan ve dörtlüklerden meydana gelen eserlere verilen bir isimdir. Aleviliğin yazılı kaynakları içinde önemli bir yer tutar. En önemlileri, Hoca Ahmet Yesevi’ye ait olan Divan’ı Hikmet, Fakrname, Adabı Tarikat, Risale der Makamat-ı Erba’in ve Kalplerin Aynası eserlerdir. Bunun dışında Baba İlyas Horasani’ye ait Cihad Name, Ebul Fütuh Razi’ye ait Hüsniye, Hacı Bektaş Veli’ye ait Makalat, Şerh-i Besmele, Fatiha Tefsiri, Fevaid, Makalat-ı Gaybiye ve Keliamtı Ayniye isimli eserleri en tanınanlarıdır. Bu risaleler dışında, Kaygusuz Abdal’a, Fuzuli’ye ve Virani’ye ait risaleler de bulunmaktadır.
4-VELAYETNAMELER: Aleviliğin yazılı kaynakları arasında Velayetnameler de önemli yer tutar. Bu velayetnamelerde dini önderlerin hayatından kesitler ve kerametleri anlatılmaktadır. Bunların en bilinenlerin içinde Hacı Bektaş Veli Velayetnamesi, Otman Baba Velayetnamesi, Abdal Musa Velayetnamesi, Seyyid Ali Velayetnamesi, Şücaeddin Baba Velayetnamesi, Koyun Baba Velayetnamesi, Demir Baba Velayetnamesi, Piri Baba Velayetnamesi, Veli Baba Velayetnamesi yer almaktadır.
5-MENAKIBNAMELER: Bir Veli’nin kerametlerini ve yaşadığı olayları anlatan eserlere verilen bir isimdir. Menakıbnameler Aleviliğin yazılı kaynaklarındandır. En önemlileri, Hacım Sultan Menakıbnamesi, Karaca Ahmed Sultan Menakıbnamesi ve Kaygusuz Abdal Menakıbnamesi’dir.
6-BUYRUKLAR: Aleviliğin yazılı kaynakları arasında Buyruklar özel bir yere sahiptir. Buyruklar tarih boyunca Aleviler arasında elden ele dolaşmış, Alevi inancının sonraki nesillere aktarılmasında anahtar bir rol oynamıştır. İki ayrı buyruk eseri bulunmaktadır. Birincisi İmam Cafer Buyruğu, diğeri de Şeyh Safi Buyruğudur. Her iki buyruk da Alevilerin inançlarını, ibadetlerini, felsefesini ve sosyal ilişkileri düzenleyen bir içeriğe sahiptir.
7-FÜTÜVVETNAMELER: Fütüvvet, cömert, yiğit anlamına gelmektedir. Fütüvvet geleneği; Hazreti Muhammed’in Hz. Ali için söylediği “La feta illa Ali, La Seyfe İlla Zülfikar” (Ali’den başka Yiğit, Zülfikar’dan başka keskin kılıç yoktur) hadisine dayanmaktadır. Alevilikle ilgili Fütüvvetnameler Arapça, Farsça ve Türkçe yazılan Ahi Loncalarına ait Fütüvvetnameleridir. Fütüvvet ehli, yollarını “Ali yolu” sayarlar. Ehli Beyt sevgisini en büyük fazilet olarak kabul ederler. En bilinen Fütüvvetname “ FÜTÜVVETNAME-İ Cafer Sadık” tır.
Yazar Abdülbaki Gölpınarlı Fütüvvet’i şöyle tanımlar:
“Fütüvvet, iyi huylardır. Nefisle mücadele etmek, Tanrı buyruklarını tutmak, kendini halka vakfetmek, iyilikte bulunmak, cömert olmak, konuk sevmek, din ve mezhep farkı gözetmeksizin bütün insanlara sevgi beslemek, ihtiyaçlarını gidermeye çalışmak ve herkesi bir görüp kendisini herkesten aşağı tutmaktır. “
8-İCAZAETMAMELER: İcazetnameler birçok alanda kullanılmıştır. Alevilik açısından söz konusu olan icazetnameler tarikat icazetnameleridir. Bunlar Mürşit ocağının Mürşidi olarak kabul edilen otoritenin kendi ocağına bağlı pir ocaklarından uygun gördüğü kimselere verdiği irşat iznidir. İcazet verilen bu kişiye Pir denir. Taliplerden icazet verilen kişiye ise “Dikme Dede” denir. İcazetnameler özel tören ve ritüellerle verilir. Alevilikte bu icazetnameler genellikle Hacı Bektaş Dergahı ile Erdebil Tekkesi tarafından verilmiştir.
9-ERKANNAMELER: Erkannameler, dua, aşure, kurban, nikah, namaz, Nevruz, gibi günlük hayatta gerekli olan inanç ve ibadet uygulamalarını içermektedir. Erkannameler esas olarak Bektaşi geleneğinde Cem törenlerinin kural ve işleyişinin açıklandığı metinlerdir. En bilineni Balım Sultan Erkannamesidir. Orijinal adı Erkan-name-i Bektaşiyan ve Kavanin-i Yeniçeriyan’dır.
10-SECERELER: Şecere, bir soyun, bir ailenin bilinen en eski atasından başlayarak son üyelerine kadar bütün bireylerini bir kökten çıkan ağaç görünümü içinde gösteren çizelgelerdir. Alevi ocakları Şecerelere çok önem verirler. Çünkü topluma liderlik yapmak için Hz. Muhammed’in soyundan geldiklerinin resmi kayıtlarını ellerinde tutmak zorundadırlar. Alevi Şecereleri genel olarak şu içeriklerden oluşur:
Besmele, Allah’a Hamd ve övgü, Hz. Muhammed’e salat ve selam, Ayet ve Hadislere atıflar, Yolun ilkeleri, Nasihatler, Şecerenin verildiği kişinin soy silsilesi, dualar, imzalayan kişi ve makam, Mühür, Tarih ve Şahitler.
Aleviliğin yazılı kaynakları bunların dışında ozanların, şairlerin yazdıkları ve söyledikleri şiir, deyiş ve düvazlardan oluşmaktadır.
Yukarıda verdiğimiz bilgilerden de görüleceği gibi, Aleviliğin yazılı kaynaklarının değişik tarihlerde merkezi otoriteler tarafından yok edilmesine rağmen, özellikle Ocakzade Dedeler ve Bektaşi Babalar tarafından bugünlere taşındığı ve yaşatıldığı anlaşılmaktadır. Bu da Alevi toplumunun çok dirayetli olduğunu ve zengin bir kültüre sahip olduğunu göstermektedir.
Aleviliğin yazılı kaynaklarını özetlemiş olduk. Konuya duyarlı ve meraklı arkadaşlara Sayın Ali Rıza Özdemir’in Kripto Kitabevi tarafından yayınlanan “ALEVİLİĞİN YAZILI KAYNAKLARI” isimli eserini okumalarını öneriyorum.
Saygılarımla.
Hamdullah Dedeoğlu
05.10.2024
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.