26 Ocak 2024 Cuma

KUR’AN’DAKİ “CİHAT EDİN" NE ANLAMA GELİYOR?

KUR’AN’DAKİ “CİHAT EDİN” NE ANLAMA GELİYOR? 

Anlamı “Barış” olan İslam dini, özellikle de son yirmi yılda adı “terörist” ve “katliamcı” örgütlerle anılmaya başlandı. Terörist örgütler bu saldırılarına dayanak olarak Kur’an’da yer alan “CİHAD” ile ilgili ayetleri göstermektedirler. Bu terörist gruplar, İslam dinini ve tarihini bilmeyen gençlerimizin temiz duygularını istismar ederek, kendilerine taraftar bulabilmektedirler. Peki, Kur’an’daki ayetlerde ne deniliyor? Teröristlerin iddialarının dayanağı nedir? Bu makalemizde bu sorulara cevaplar vereceğiz.

“Cihad” kelimesinin Türkçe karşılığı mücadeledir. Ancak, teröristler bu kelimeye “savaş” ve“saldırı” anlamlarını yükleyerek amaçlarını gizleyebilmektedirler. Mücadele denildiğinde bu fikir mücadelesi ya da spor karşılaşmalarındaki bir mücadele de olabilir. Nitekim, Furkan suresinin 52. Ayetinde şöyle denilmektedir: “Artık inkarcılara boyun eğme, onlara karşı Kur’an ile zorlu bir cihat aç” Buradaki “Cihat” fikir mücadelesi yapılması anlamındadır. Ancak, Enfal ve Tevbe surelerindeki “Cihat” düşmana karşı “savaş” anlamında kullanılmıştır. Fakat, bu savaş saldırı değil, savunma amaçlıdır. Zira, saldıran taraf Mekkeli müşriklerdir. Mekke’li müşrikler, İslam’ı kabul edenlere baskı yapmaya, işkence etmeye ve katletmeye başlamışlardı. Müslümanlara Mekke’de yaşama şansı bırakmamışlardı. Örneğin, Hz. Muhammed’in çocukluk arkadaşı Ammar Bin Yasir, annesi ve babası müşrikler tarafından işkenceye uğramışlardı. Annesi ve babası bu işkenceler sonucu şehit olmuşlardı. Müslümanlar da bu nedenle, Habeşistan’a ve Medine’ye hicret etmek zorunda kalmışlardı. Hicret edenlerin mallarına da Mekkeliler tarafından el konulmuştu. Müslümanlar için çok sıkıntılı bir dönemdi. Medine’ye göç edenler, Mekke’deki mallarına karşılık, Şam’dan dönen Mekkelilere ait kervana el koymak istemişlerdi. Bedir savaşının nedeni buydu. Uhud ve Hendek savaşları ise, Medine şehrini ele geçirip, Müslümanları katletmek isteyen Mekkeli müşriklere karşı yapılan meşru savunma savaşlarıydı. Teröristlerin istismar ettikleri ayetler de Bedir ve Uhud savaşları döneminde Hz. Muhammed’e inen ayetlerdir. Şimdi bu ayetlere bakalım:

NAHL SURESİ 110. AYET: ”Kuşkusuz, Rabbin işkenceye uğratıldıktan sonra hicret eden, ardından da Cihat edip sabreden kişilerin yanındadır.”

NİSA SURESİ 95. AYET: “Allah hepsine güzellik vaat etmiştir. Ama cihat edenleri çok büyük bir ödülle oturanlardan üstün kılmıştır.”

TEVBE SURESİ 41. AYET: “Gerek hafif gerek ağırlıklı olarak mutlaka seferber olun. Ve Allah yolunda mallarınızla, canlarınızla cihat edin.”

Bu ayetler’deki  ”Cihat” kelimesi savaş anlamındadır. Ancak Müslümanların savaşmaktan başka yapacakları bir şeyi kalmamıştı. Zira, Ölüm-kalım mücadelesi vermekteydiler. Müşrikler Müslümanlara yaşama şansı tanımıyorlardı. Müslümanlar özgürlük ve bağımsızlıkları için direnişe geçmişlerdi. Bu bir nevi tarihimizdeki kurtuluş savaşına benzemektedir. Anadolu halkı da malı ve canı ile İstiklal savaşına katılmamış mıydı? İşte Müslümanlar da aynı savaşı veriyordu. Bu meşru ve haklı bir savaştı. Dolayısıyla saldırı değil, savunma amaçlıdır. Teröristler ve onların arkasındaki destekçileri bu ayetleri gerçeklerden kopartarak, sanki Müslümanlar saldırmak amacıyla cihat etmişlerdi. Üstelik ayetleri birbirinden  ayırarak ya da başlangıç cümlesini vermeden bunu yapmaktadırlar.

 Örneğin; BAKARA suresi 190. Ayet: “Size savaş açanlarla Allah yolunda çarpışın. Fakat haksız saldırıda bulunmayın. Çünkü Allah, haksız saldırıda bulunanları sevmez”

Teröristler, ayetin başındaki “Size savaş açanlarla” bölümünü çıkartıp, “Allah yolunda savaşın” diyerek gençleri kendi çirkin ve insanlık dışı eylemlerinde kullanmışlardır. Maalesef kullanmaya da devam etmektedirler. Üstelik bunu Kur’an da yer alan çok sayıdaki ayetlere aykırı olarak yapmaktadırlar. Konu ile ilgili ayetleri verdiğimizde teröristlerin ve arkasındaki destekçilerin amaçlarının farklı olduğu görülecektir.

KALEM SURESİ 52. AYET: “Kur’an öğütten başka bir şey değildir.”

KAMER SURESİ 22. AYET: “Biz Kur’an’ı, öğüt ve ibret için kolaylaştırdık.”

ARAF SURESİ 33. AAYET: “Rabbim şunları haram kıldı; iğrençlikleri, günahların görüneni, gizli olanını, haksız yere saldırıyı haram kıldı.”

ARAF SURESİ 188. AYET: “Ben inanan bir topluluk için bir uyarıcı ve müjdeciden başkası değilim.”

YASİN SURESİ 17. AYET: “Bize düşen açık bir tebliğden başka bir şey değildir.”

İSRA SURESİ 33. AYET: “Allah’ın saygıya layık kıldığı cana haklı bir sebep yokken kıymayın.”

ENAM SURESİ 151. AYET: “Allah’ın saygın ve aziz kıldığı cana bir hakkı savunmak dışında kıymayın. Allah bunu size önerdi ki, aklınızı işletebilesiniz.”

MAİDE SURESİ 32. AYET: “Kim bir cana kıymayan veya yeryüzünde bozgunculuk çıkarmayan bir insanı öldürürse, bütün insanları öldürmüş gibi olur. Kim de bir kişinin yaşamasına sebep olursa, bütün insanları yaşatmış gibi olur.”

MÜMTEHİN SURESİ 8. AYET: “Allah din hakkında sizinle savaşmayan ve sizi yurtlarından çıkarmayan kimselere iyilik etmekten, onlara adaletli davranmaktan men etmez. Çünkü, Allah adaletli olanları sever.”

Yukarıdaki ayetlerden de anlaşılacağı gibi, İslam dini şiddeti ve adam öldürmeyi meşru savunma dışında yasaklamıştır. Bütün bu ayetlere rağmen, İslam’ı saldırı ve katliamlarına gerekçe yapanların amacı nedir? Kimler tarafından desteklenmektedirler?

İslam coğrafyasına bela olan bu örgütler araştırıldığında arkasında emperyalist ülkelerin istihbarat örgütlerinin bulunduğu görülecektir. Örneğin, Suriye, Irak, Libya, Nijerya, Afganistan, Somali, Sudan gibi ülkelerde terör eylemi yapan İŞİD, EL KAİDE, BOKO HARAM ve benzeri örgütlerin İslam’la ilgisinin bulunduğunu söyleyebilir miyiz? Yaptıkları eylemlerin İslam’a bir faydası var mı? Tam tersine, yaptıkları eylemler İslam’ı bir “terörist” dini gibi göstermeye yöneliktir. O halde, emperyalist devletlerin bu terör örgütlerini desteklemesinin amacı nedir? Bu soruya şöyle cevap verebiliriz:

1-İslam dinini dünya kamuoyunda terör ile aynılaştırmak. Ve İslam’ı “terör” uygulayan bir din olarak göstermek.

2-İslam coğrafyasını terör örgütleri aracılığı ile istikrarsızlığa götürmek.

3-İslam coğrafyasındaki doğal kaynakları terör örgütleri aracılığı ile yağmalamak.

4-İslam ülkelerinin birlik olmasını engellemek.

5-İslam ülkelerinin bilimle buluşmasını engellemek.

6-islam ülkelerinin gelişmesini ve kalkınmasını engellemek.

7-İslam ülkelerinin sürekli olarak kendilerine bağımlı kalmasını sağlamak.

Emperyalist ülkelerin bu hedef ve amaçları yeni değildir. Yüzyıllardan beri aynı politikaları uygulamaktadırlar. İslam ülkeleri bunun karşısında ne yapmaktadır? Üzülerek belirtmek gerekir ki, aralarındaki kısır çekişmeler ve küçük hesaplar nedeniyle, emperyalistlerin bu politikalarına hizmet etmektedirler. 

Saygılarımla.

Hamdullah Dedeoğlu

29.12.2020.

*Kur’an’daki ayetler Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk ve Elmalı Hamdi Yazır’ın çevirisinden alınmıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

Popular