24 Şubat 2025 Pazartesi

“SİYASAL İSLAMCI” MI, İRTİCACI MI?

 

“SİYASAL İSLAMCI” MI, İRTİCACI MI?

Yedinci yüzyıldaki şeriat hükümlerini on dört asır sonra yeniden hakim kılmak isteyen parti ve örgütlere “Siyasal İslamcı” demek doğru mu? Bu makalemizde bu tanımlama üzerinde duracağız.

Sorunun cevabını baştan verelim: kesinlikle doğru değildir. Zira, şeriat din değildir. Arapça bir kelime olan Şeriatın Türkçedeki karşılığı kanun, yasa, örf, adet ve gelenek demektir. İslam şeriatı denildiğinde ise, İslam dininin Hz. Muhammed tarafından tebliğ edildiği yedinci yüzyıldaki hükümleri, örfleri ve adetleri kapsamaktadır. Yani, yedinci yüzyılda bütün dünyada hakim olan köleci bir toplum düzeninde uygulanmakta olan kanun ve yasaları içine almaktadır. Hz. Muhammed’in Arap coğrafyasına tebliğ ettiği İslam dinin özü, bozulan ahlak ve adaleti yeniden sağlamayı, tanrıya ortak edilen putları ortadan kaldırmayı amaçlıyordu.

Hz. Muhammed’in Tanrı inancı ve iman anlayışı ile Hz. İsa’nın ve Hz. Musa’nın Tanrı inancı ve iman anlayışı arasında fark bulunmuyordu. Sadece şeriat hükümleri arasında farklılıklar bulunuyordu. Yani, değişen kanunlar, örfler ve adetlerdi. Örneğin; kadına mirastan pay verilmesi, sayısız kadınla evlenmenin dörtle sınırlandırılması, yetime, yoksula gelirden pay verilmesi, halkı ezen tefeciliği önlemek için faizin haram kılınması, meşru savunma dışında adam öldürmenin cezalandırılması gibi uygulamalara “İslam şeriatı” deniliyordu. Bu hükümler İslam dininden önce Hicaz bölgesinde uygulanan kanun ve örflere göre daha ileriydi. Yani, bu hükümler Hicaz toplumunu 7. Yüzyıldaki şartlara göre, daha modern ve daha ileri bir toplum yapmayı amaçlıyordu.

Peki, köleliğin kaldırıldığı, kadın-erkek eşitliğinin sağlandığı, insan hak ve hürriyetinin egemen olduğu bir dünyada, yedinci yüzyıldaki hukuku, örfü ve gelenekleri bugün geçerli kılmak toplumu ileriye götürür mü? Tabi ki götürmeyecektir. Bu anlayış dinlerin amacına da aykırıdır. Zira dinlerin amacı toplumları geriye değil, ileriye götürmektir. Dolayısıyla, yedinci yüzyıldaki şeriat hükümlerini savunanlar ilerici değil, gericidirler. Çünkü toplumu geriye götürmek istemektedirler. O halde, bu gericilere “Siyasal İslamcı” demek doğru mu?  

“Siyasal İslamcı” terimi, batılı küreselcilerin ideologları tarafından kullanılan bir terimdir. Bunun amacı da İslam dinini yedinci yüzyıla hapsederek statükocu yapmak ve gelişmelere kapalı tutmaktır. Oysa gerek Osmanlı döneminde gerek Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan itibaren bu örgüt ve partilere “İRTİCACI” deniliyordu. Yani bugünkü deyimle gerici tanımlaması yapılıyordu. Örneğin Atatürk’ün talimatıyla kurulan Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası faaliyetlerinde dini istismar etmesi nedeniyle, “İrticayı körüklediği” gerekçesiyle 1925 yılında kapatılmıştı. Yine aynı şekilde Milli Nizam Partisi, Refah Partisi de aynı gerekçelerle kapatılmıştı.

Küreselci ideologlar, “Siyasal İslamcı” terimini iki binli yıllardan sonra “Ilımlı İslamcı” “Radikal İslamcı” olarak ikiye ayırdılar. Yedinci yüzyıldaki hukuki hükümleri silah zoruyla hakim kılmak isteyen örgüt ve partileri “Radikal İslamcı” olarak tanımladılar. Aynı hedefe ulaşmak için demokrasiyi kullanarak iktidara gelmek isteyenlere de “Ilımlı İslamcı” tanımlaması yaptılar. Oysa yukarıda da belirttiğimiz gibi, Ilımlı İslam’ın da Radikal İslam’ın da İslam dini ile bir ilgisi bulunmamaktaydı. Ancak küreselcilerin amacı başkaydı. Amaç bu örgüt ve partiler aracılığı ile İslam coğrafyasını denetim altına almaktı. Petrol ve doğalgaz kaynaklarına sahip olmaktı. Nitekim gerek radikal İslamcılara gerek ılımlı İslamcı örgüt ve partilere baktığımızda arkasındaki küreselcilerin desteğini görebiliriz. “Ilımlı İslamcı” cemaat Türkiye’de darbe teşebbüsünde bulundu. Yüzlerce vatandaşımızın şehit edilmesine, binlercesinin de yaralanmasına neden oldu. Yine aynı şekilde “Radikal İslamcı” örgütler İslam coğrafyasını kan gölüne çevirdiler. Emperyalistlerin bu bölgelerde hakim olmasına ve masum halkların katledilmesine aracılık-taşeronluk yaptılar. Kısaca vatanlarına ve halklarına ihanet ettiler.

Sonuç olarak, İslam dinini istismar eden ve emperyalistlerin güdümünde olan örgüt ve partilere “Siyasal İslamcı” denemez. Bu terimi kullanmak; masum ve dindar insanlarımızı onların safına göndermektir. Bu örgütler için kullanılacak en iyi terim, “GERİCİ” ve “İŞBİRLİKÇİ” tanımıdır.

Saygılarımla.

Hamdullah Dedeoğlu.

03.02.2025.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

Popular