DİN BEZİRGANLARININ İSTİSMAR ETTİĞİ AYETLER: BAŞ ÖRTÜSÜ-İÇKİ, GİZLEDİKLERİ AYETLER, YETİME YOKSULA YARDIM, ADALETLİ YÖNETİM, İŞİN EHLİNE VERİLMESİ VE GELİRİN HAKÇA PAYLAŞILMASI
Bize göre muhalefet bu söylemlere karşılık şöyle bir strateji izlemeliydi:
2-Bu zihniyetin geçmiş köklerini ele alarak, dış güçlerle
yaptıkları iş birliğini açığa çıkarmak.
3-Satış ve ihalelerdeki kamunun zararını belgelerle ortaya
koymak ve bunu halka anlatmak.
İslam dinini kendilerine referans aldıklarını söyleyenler, laik ve demokratik sistemleri iki noktada hedefe koydular. Birincisi, kadının “baş örtüsü özgürlüğü” diğeri “içki haramdır” söylemi oldu. Bu aslında, sömürgeci batılılar tarafından İslam coğrafyasındaki ülkelerde kurgulanan ve desteklenen projelerdi. Amaç, İslam ülkelerinde iç kargaşalıklar çıkartarak, o ülkeleri kaosa sürüklemek ve enerjilerini birbirlerine karşı kullanmalarını sağlamaktı. Türkiye gibi laik ülkeleri ise, baskıcı ve totaliter bir yönetime götürerek, toplumu kutuplaştırmak ve düşman kamplar yaratmaktı. Dünyadaki sözde “İslamcı” partilerin kimler tarafından desteklenip iktidar yapıldıklarına bakıldığında, bu planlamaları çok rahat bir şekilde görebiliriz. Yoksa, bu sözde “İslamcı” partilerin dış güçlerin desteğini almadan iktidar olması mümkün değildi.
Kur’an’da kadınların örtünmesi Nur suresinin 31. Ayeti ile Ahzab suresinin 59. Ayetinde yer almaktadır. İlgili ayetler Şöyledir:
İlahiyatçı-yazar Salih Suruç bey de bizimle aynı saptamayı yapmaktadır. Sayın Suruç, "KAİNATIN EFENDİSİ- PEYGAMBERİMİZİN HAYATI" adlı eserinde şöyle yazmaktadır:
"Bir kısım edebsiz münafıklar, köle kadınlara sataşırlardı.
Zaman zaman şâir (diğer) kadınları da, köle zannıyla rahatsız
ederlerdi.
Bunların, mü'minlerin hanımlarını da rahatsız ettikleri
olurdu. Neden böyle yaptıkları sorulduğunda ise, "Biz onları
köle sanmıştık!" diyerek mazeret uydururlardı.
Bu hâdiseler üzerine, Müslüman kadınların örtünmelerini
emreden şu âyet-i kerîme nazil oldu:
"Ey Peygamber!.. Zevcelerine(eşlerine), kızlarına ve mü'minlerin
kadınlarına, iç elbiselerinin üzerlerine cilbablarını [örtülerini]
giymelerini söyle! Bu, onların tanınıp eza edilmemelerine
daha uygundur." (Nesil Yayınları, sayfa, 722)
Günümüzde köle-hür ayırımı olmadığına göre, baş örtüsü zorunlu olmaktan çıkmıştır. Bu o zamanın şartlarından doğan bir uygulamadır. Din ile bir ilgisi bulunmamaktadır. Bu, Arap kavminin çok eski bir geleneğiydi. Bunu dini bir örtü olarak göstermek tamamen siyasi çıkar elde etmek amacı taşımaktadır. Kimler tarafından empoze edildiğini de yukarıda açıklamıştık. Bunda ısrar edenler emperyalistlerin değirmenine su taşımaktan başka bir şeye hizmet etmemektedirler.
MAİDE SURESİ 91. AYET:
Türkiye’deki halkın büyük çoğunluğunun da mensubu olduğu
Hanefilik mezhebi, içki konusundaki uygulamaları Nisa suresinin 43. Ayetine uygun
olarak yorumlamıştır. İmam Ebu Hanife Şarap içmeyi tamamen haram sayarken, diğer
içkilerin sarhoş olmayacak kadar içilmesine fetva vermiştir. Osmanlı din ulaması
da bu doğrultuda kararlar almıştır. Yani, sözde “İslamcılar” Osmanlı’nın da
gerisine düşmüşlerdir.
Bu hadislerden de anlaşılacağı gibi, sadece şarabın içilmesi
haram edilmiştir. Bunun dışındaki içkiler ise, sarhoş olacak kadar içilmesi halinde
haram sayılmıştır. Din bezirganları bu ayetleri de istismar etmişlerdir. Mustafa Kemal'in içtiği bir bardak rakıyı da yine istismar ederek, onu "Ayyaş" olarak göstermek istemişlerdir. Bu yolla da "dinsiz" olduğunu propagande etmişlerdir. Aynen Kurtuluş savaşında atalarının yaptıkları gibi, dini kullanarak geniş kitleleri işgalcilerin desteğine sunmaları neyse, bugünde yine aynısın yapmaktadırlar. Kim, Mustafa Kemal Atatürk'ü düşman görüyor ya da gösteriyorsa, onların varacakları yer emperyalistlerin yanıdır. Bu tarihsel bir olgudur. Emperyalizmle savaşanlara karşı savaşanlar, emperyalizmin işbirlikçisi olmaktan kurtulamazlar. Varacakları en son nokta orasıdır. Bu sözde "İslamcı" partilerin İktidara gelirken emperyalistlere verdikleri mesajlar incelendiğinde, bizim ne dediğimiz daha net olarak görülecektir.
BAKARA 219. Ayet: "İHTİYAÇTAN FAZLASINI PAYLAŞIN"
CİN SURESİ 15. AYET: "HAKSIZLIK YAPAN CEHENNEMLİKTİR"
ENAM SURESİ 152. AYET: "YETİMİN MALINA YAKLAŞMAYIN"
NİSA SURESİ 10. AYETİ: "HAKSIZ MAL YİYENLER CEHENNEMLİKTİR"
MAUN SURESİ: " GÖSTERİŞ İÇİN NAMAZ KILANLARIN VAY HALİNE"
Yukarıdaki ayetleri incelediğimizde, işin ehline verilmesi, yönetimde adalet ilkesinin yerine getirilmesi, yetime, yoksula sahip çıkılması, kamu malının korunması, haksızlık yapılmaması, kazançtan zekatın verilmesi istenmektedir. Peki, din tüccarlarının bu ayetlerden hiç bahsettiğini duydunuz mu? Bahsetmezler, zira tam tersini uygulamaktadırlar. Ancak, amaçları doğrultusunda istismar ettiklerini çarpıtarak her gün kullanmaktadırlar. Fakat, muhalefet partileri, halkı bu doğrultuda aydınlatma görevini maalesef yapamamışlardır. Ama, bilerek ama bilmeyerek onu sizlere bırakıyorum. Ben yorumumu yukarıda açıklamıştım.
Hamdullah Dedeoğlu.
02.01.2021.
*Kur'an ayetleri Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk ve Elmalı Hamdi Yazır'ın çevirisinden alınmıştır.
**Bu makale elektronik posta ile CHP Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'na da gönderilmiştir. Sayın Kılıçdaroğlu teşekkürlerini iletmiştir. Cevap verme nezaketinde bulundukları için biz de kendisine çok teşekkür ediyoruz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.