ŞAH İSMAİL’İN ORDUSU KARABAĞ'DA DESTAN YAZDI
İşgalden kurtarılan Cebrayıl ilçesine bağlı Çakırlı köyünün
görünümü. Bütün evler yıkılıp yağmalanmış.
Azerbaycan ordusu, kırk dört gün süren zorlu bir savaştan
sonra Ermenistan işgali altındaki topraklarını kurtardı. 1992 yılında Rus ordusunun
desteği ile Azerbaycan topraklarının yüzde yirmisini işgal eden Ermenistan,
sekiz yüz bin sivilin göç etmesine ve binlerce insanın da ölümüne neden olmuştu.
Hocalı kasabasında sivillere karşı soykırım yapan Ermenistan ordusu bununla da
yetinmeyerek, Azerbaycan’a ait topraklardaki saldırılarına pervasızca devam
etti. Amerikan derin devleti adına faaliyet yürüten George Soros ve Fransa’nın
desteğini arkasına alan Ermenistan başbakanı Paşinyan kendisinden emin
görünüyordu. Ne uluslararası hukuku ne de Birleşmiş Milletlerin almış olduğu
kararları tanıyordu. İşgal etmiş olduğu topraklarda bulunan altın, gümüş ve
bakır madenlerini uluslararası tekellerle birlikte işletmeye devam ettiler. Zorla
göç ettirilen Azerbaycanlılara ait köy ve kasabalardaki evleri, mezarlıkları ve
inanç mekanlarını da vahşice yağmaladılar. Bununla da yetinmeyen Ermenistan, 27
Eylül 2020’de bu saldırılarına bir yenisini daha ekledi. Ancak, bu kez baltayı
taşa vurmuştu. Karşısında savunmasız ve örgütsüz bir halk yoktu. Üstelik
Türkiye, Pakistan ve İsrail bu haklı davasında Azerbaycan’ın yanında
olduklarını açıkladılar.
Azerbaycan ordusu, Ermenistan’a, karşı saldırı ile cevap
verdi. Taarruza geçerek işgal altındaki köy ve kasabalarını tek tek kurtarmaya
başladı. Azerbaycan ordusu, vatan olarak gördüğü toprakları için yiğitçe
savaşıyordu. Ermenistan ordusunun yirmi sekiz yıldır kurduğu barikatları,
savunma hatlarını, tünelleri ve mevzileri yerle bir etti. Bu uğurda şehitler
verdi. Sonunda Ermenistan teslim bayrağını çekti. İşgal ettiği toprakları terk
etmek zorunda kaldı. Azerbaycan halkı haklı olarak sevinç gösterileri düzenledi.
Şehit ve gazilerini saygıyla andı. Kahramanlarına minnet duygularını ilettiler.
Yıllar önce terk ettikleri köy ve kasabalarına, baba diyarlarına geri
döneceklerdi. Zaferlerinden dolayı onları kutluyorum.
Azerbaycan halkı bu sevinci yaşarken, Cumhurbaşkanı Recep Tayip
Erdoğan, bakanlar, iktidardaki partilerin temsilcileri kutlama ve destek
mesajları yayınladılar. Bakanlar Bakü’ye giderek barış masasında Azerbaycan’a
destek vermeyi sürdüreceklerini açıkladılar. Fakat, ana muhalefet partisinden
candan ve yürekten bir destek ve kutlama gelmedi. Milletvekili ve hemşehrimiz olan
Mehmet Ali Çelebi dışında açıklama yapan olmadı. Kemal Kılıçdaroğlu ise, sadece
bir tivit atmakla yetindi. Atatürk’ün kurmuş olduğu parti, kurtuluş savaşı
veren kardeş ülkenin mücadelesine sessiz kalmıştı. Hatta parti yöneticisinden
biri, Erdoğan’ı Azerbaycan’a “Cihatcı” göndermekle suçladı. Genel başkan dahil,
parti içinden hiç kimse bu şahısa cevap vermedi. Mazlumun yanında olması
gereken ve anti-emperyalist olan CHP, buna sessiz kalmıştı. Üstelik, Kemal
Kılıçdaroğlu’na bir heyetle Azerbaycan’a bir ziyaret yapması için mektup da
yazmıştım. Ancak cevap alamadığım gibi, gündem dışı açıklamalar yaparak sessizliğine
devam etti. Atalarımız boşuna söylememişler: “Ayinesi iştir kişinin, lafına
bakılmaz” diye. CHP’nin nereden nereye savrulduğunu gösteren bariz bir olayı
yaşayarak öğrenmiş olduk. Yazıklar olsun…
Topraklarını kurtarmak için yiğitçe mücadele eden Azerbaycanlılar
kimdi? Azerbaycan nüfusunun özellikle de işgalden kurtarılan köy ve kasabaların büyük çoğunluğu, Şah İsmail’in çağrısı ile Anadolu’dan giden Alevi-Kızılbaş
Türkmenlerdi. Şah İsmail'in liderliğinde Safevi devletini kurmuşlardı. Bunların içinden Amasya’dan giden aşiretler de vardı. Cephede
askerlerle röportaj yapan Azerbaycanlı gazeteci aynen şunları söylüyordu:”
Kolay gelsin Kızılbaş ordusu. Galebeniz hayırlı olsun” Şah İsmail'in mücadele azmi geri dönmüştü.
Biz de " Zaferiniz kutlu olsun Kızılbaş ordusu "diyoruz.
Saygılarımla.
Hamdullah Dedeoğlu
14.11.2020.
Ek: CHP Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'na gönderilen elektronik posta.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.