28 Kasım 2020 Cumartesi

KURMANÇ DİLİNİN PEHLEVİCE İLE İLİŞKİSİ NEREDEN GELİYOR?

KURMANÇ DİLİNİN PEHLEVİCE İLE İLİŞKİSİ NEREDEN GELİYOR?

 Kurmanç dili üzerine çok sayıda makale yazmış bulunmaktayız. Yaptığımız araştırmalarda bulduğumuz bilgi ve belgeleri sizinle paylaşmıştık. Şimdi o belge ve bulguların özetini yayınlamanın  yararlı olacağını düşündük. En son yayınladığımız makalelerde Pehlevice dilinin, Sasani imparatorluğu döneminde Horasan bölgesinden orta Anadolu’ya  kadar olan coğrafya’da konuşulan bir dil olduğunu tespit etmiştik. Zira, Sasani devleti Med ve Pers İmparatorluklarının devamı olan bir devlet idi. Hepsi de İran kökenli bir hanedanlıktı ve aynı topraklara hükmetmişlerdi.

 Pehlevice dili 13. Yüzyıla kadar bu bölgelerde etkin bir dildi. Anadolu’nun Sivas’a kadar olan bölgesi, yaklaşık bin yıl İran kökenli hanedanlıkların hakimiyetinde kalmıştı. Dolayısıyla, Pehlevice bu bölgedeki halk tarafından konuşulan bir dildi. Anadolu’nun Romalıların eline geçmesi ve daha sonra da Hıristiyanlığın devletin resmi dini yapılması, bölgede yaşayan İran kökenli yerli halkla çatışmalara ve isyanlara neden olmuştu. Roma (Bizans) kaynakları da bunu doğrulamaktadır. Romalılar bu halkı “Maniheist” olarak adlandırmışlardı. Zira, bu halkın önceki inançları Zerdüştlüktü. Bizanslıların Hıristiyanlığı devletin resmi dini ilan etmelerinden sonra, baskılarını artırmışlardı. Onlarda bu baskılardan kurtulmak için Hıristiyan-Zerdüşt karışımı olan Mani dinini benimsemişlerdi. Bizanslıların bu halka “Maniheist” demeleri de buradan geliyordu. Ancak buna rağmen, Bizanslıların bu halk üzerindeki baskı ve zulüm politikaları devam etti. İsyan etmelerinin nedeni de buydu. Bizanslılar, bu isyancı halkın bir kısmını 9. Yüzyılda Balkanlara sürgün etmişlerdi. İran kökenli bu halklar 7. Yüzyılda Anadolu’yu fethetmeye gelen İslam-Arap orduları ile de ittifak yapmıştı. Bu ittifakı Bizanslı tarihçiler de eserlerin de teyit etmektedirler. İran kökenli halkın Bizanslılara karşı yürüttüğü ittifak politikası 11. Yüzyılda Anadolu’yu fethetmeye gelen Türklerle de devam etti.

 İslam dinini Kuran’da yer alan ayetlere aykırı olarak bir yayılma ve istila politikası yapan Arap orduları, İran’da hüküm süren Sasani devletini 651 yılında yıktılar. 8. Yüzyılın başlarında sınırlarını Orta Asya’ya kadar genişlettiler. Arap orduları batıda da Suriye, Mısır ve Anadolu’nun güney kesimini ele geçirmişlerdi. Doğuda karşılarında duracak güçlü bir devlet kalmamıştı. Türkler ise, kendi aralarında küçük beyliklere bölünmüş ve çatışma halindeydiler. Ancak buna rağmen, 10. yüzyılın ortasına kadar Arap ordularına karşı şiddetli bir direniş gösterdiler. M. 950 de Abbasi halifeliği döneminde İslamiyeti benimsemeye başladılar. Halifeye bağlı olan bölgedeki Samaniler devletini yıkan Gazneli Türkler, İran coğrafyasını ele geçirdiler. 1040 yılına gelindiğinde ise, sahneye Oğuz Türkleri çıktı. Dandanakan savaşında Gaznelileri yenen Oğuzlar, İran’da Büyük Selçuklu devletini kurdular. Oğuz Türkleri burada yeni kültürlerle ve dillerle tanıştılar. Daha önce bu topraklarda binlerce yıl hüküm süren Pers ve Sasanilerin dilleri olan Farsça’yı resmi dil olarak kullanmaya başladılar. Devlet yönetimine de İran kökenli vezirler ve yöneticiler getirdiler. Selçuklular İran coğrafyasına hakim olduktan sonra, batıda Bizans İmparatorluğu ile komşu oldular. Bizanslılarla 1071 yılında yapılan Malazgirt savaşından sonra Anadolu’ya giriş yaptılar. On yıl içinde Konya’ya kadar olan bölge Selçuklu hakimiyetine geçmişti.

 Selçuklular, Anadolu’da yerli halk olan Rum, Ermeni ve “Maniheist” olarak adlandırılan İran kökenli halkın da desteğini sağladılar. Zira, Selçuklular inançlar konusunda serbestlik tanımıştı. Üstelik Anadolu salgın hastalıklar, savaşlar ve sürgünler nedeniyle boşalmıştı. Yeni gelenler sayesinde boş kalan köy ve mezralar canlanmış, üretim ve ticaret de artmıştı. Bölgeye istikrar ve huzur gelmişti.

 Selçuklularla birlikte Anadolu’ya dervişler, şeyhler ve Ehlibeyt mensubu Seyitler de gelmişti. Bu din adamları yollar ve kavşaklarda tekke ve zaviyeler kurdular. Ayırım yapmadan bütün halka hizmetlerde ve yardımlarda bulundular. Bunun sayesinde yerli halktan çok sayıda insan İslam dinini benimsemeye başladı. Din adamları, Emevilerin ve Abbasilerin tutucu ve bağnaz İslam anlayışı yerine, adalete ve hoşgörüye dayanan Ehlibeyt İslam’ını tebliğ ettiler.

 13. yüzyılın başlarında Orta Asya’da Moğollar tarih sahnesine çıktı. Cengiz Han önderliğindeki ordular, Selçukluların yerine İran’a hakim olan Harzemşahlar devletine ait toprakları ele geçirdiler. Horasan bölgesindekiler dahil çok sayıda şehri yakıp, yıktılar. Moğolların bu istilasından kaçan kitleler Anadolu ve Suriye coğrafyasına sığındılar. Gelen kitlenin içinde Türkmen ve İran kökenli aşiretler de bulunuyordu. Bunların bir kısmı aynı şehir, kasaba ve köylerde birlikte yaşıyordu. Bu ikinci göç dalgasından sonra, Anadolu’daki yerli halk azınlıkta kaldı. Yerli halkın bir kısmı da daha önce Anadolu’nun batısına taşınmıştı.

 Bu olayları özetledikten sonra Kurmanç diline geçebiliriz. Oğuz Türklerinin Horasan ve İran’da Fars Kökenlilerle birlikte yaşadıklarını belirtmiştik. Türkler bu bölgeye geldiklerinde nüfusun büyük çoğunluğu İran-Fars kökenliydi. Dolayısyla, bölgede hakim olan dil klasik Farsça idi. Yani, Sasani devleti döneminde konuşulan Pehleviceydi. Firdevsi tarafından Dari ve Pehlevice lehçelerinden oluşturulan yeni Farsça henüz halka yayılmamıştı. Türkmenlerle İran’lı yerli halkın bir kesimi de iç içe geçmişti.  Zira çapraz evlilikler yapmışlardı. Bu vesile ile birbirlerinin dillerini de öğrenmişlerdi. İşte öğrendikleri bu dil Pehlevice’nin bir lehçesi olan Kurmanç diliydi. Anadolu’ya geldiklerinde bu dili konuşmaya devam ettiler. Doğu ve güney doğu Anadolu’da bu dili konuşan bir halk kitlesi daha vardı. Bunlar Sasaniler döneminde Anadolu’da kalanlardı. Bu kitlenin büyük kısmı Türklerin Anadolu’ya gelmesinden sonra İslam dinini benimsedi. Bir kısmı ise, eski inançlarını devam ettirdi. İşte bunlar günümüzde Kurmanç lehçesiyle konuşan Yezdilerdi. Bugün,Yezdilerle aynı lehçeyi konuşan bir kesim daha var. Bunlar da Kurmançca konuşan alevilerdir.

 YEZDİLER  (EZDİ) VE ALEVİ KURMANÇLAR DİLLERİNİ NASIL KORUDULAR?

 Burada şu soruyu sorabiliriz. Yezdiler ve Alevi Kurmançlar bu dili nasıl korudular? Bunun nedeni kendi inancında olmayanlarla evlilik yapmamalarıydı. Ne kız aldılar ne de verdiler. Bunu inançlarına aykırı görüyorlardı. Kapalı bir toplum anlayışını benimsediler. İnanç önderlerinin de bunda büyük katkıları oldu. Zira, her iki inanç grubunun bağlı oldukları ocak ve din adamları vardı. Aralarındaki dayanışma çok yüksekti. Kendi aralarında çıkan sorunlar bağlı oldukları din adamları tarafından çözülüyordu. Be nedenle, resmi kurumlarala ilişkileri çok zayıf kalmıştı. Bu iki inanç dışında kalan kitle, Merkezi yönetimlerin etkisiyle Sünnü İslamı benimsemişti. Bu topluluk, Türklerin yoğun olduğu bölgelerde Türkleşti. Kürtlerin yoğun olduğu yerlerde ise, Kürtleşti. Bunun sonucunda da dillerini kaybettiler.

 Kurmanç dilinin geçmişini kısaca anlattıktan sonra, her iki dil arasındaki ilişkiye geçebiliriz. Amatörce yaptığımız araştırmalar sonunda, iki dil arasında çok sayıda ortak kelime ve sözcüklere rastladık. Tarafımızdan yapılan araştırmada tespit ettiğimiz ortak kelime ve sözcükler şunlardır:

 KURMANÇ DİLİNDEKİ PEHLEVİCE SÖZCÜKLER

---------------                --------------          ------------------                      -------------------

Ard-Ord                      un                          Av-ov                                    su

Ağur                           Ahır                       Bar-Bor                                 Yük

Bırong                         Kardeş                   Bızıng                                   Keçi

Com                            Cam                       Jın                                         Kadın

Ce-Ca                         Arpa                        Çakuç                                   Çekiç

Çend                           Ne kadar                  Çı                                         Ne?

Çehar-Çahr                 Dört                         Dor-Dar                                Ağaç

Do-Dah                       Vermek                   Dard                                       Dert

Dest                             El                            Deh-Dıh                                 Köy

Dev                              Dev                         Din                                         Din

Dışmon                        Düşman                  Düd-Dü                                  Duman

Dür                               Uzak                       Esker                                      Asker

Üro-İro                         Bugün                     Ez                                           Ben

Go-Gav                        Öküz                       Germ                                       Sıcak

Gıre                              Düğüm-Bağ            Gul                                          Gül

Hek                              Yumurta                   Heft                                        Yedi

Heşt                              Sekiz                        Ğaun                                       uyku

Hazor                            Bin                           Kem                                       Eksik

Kora                              Sağır                         Kuşt                                      Öldürdü

Kür                                Kör                           Larzi                                     Titredi

Lev                                Dudak                       Ma                                         Biz

Mor                               Yılan                          Most                                     Yoğurt

Mon-Man                      Kalmak                      Merd                                     Mert

Mer                                Koca-Eş                                                              Koyun

                                 Kıl                              Nan (Non)                            Ekmek  

Nerm-Narm                   Yumuşak                    Nüy-Nüğ                              Yeni

Nezdık                           Yakın                          No                                         Hayır

Niv-Nim                         Yarım                         Penç                                      Beş

Peşt                                 Sırt                             Poyız                                   Sonbahar

Porska                             Sormak-sor                Pır                                        Çok-Dolu

Pir                                   Yaşlı                          Rast-Rost                              Doğru

Röj-Röy                          Güneş                                                                 Yüz-Çehre

Rün                                 Yağ                            Şir                                         Süt

Ser                                   Baş                            Serd                                      Soğuk

Sol-Sal                            yıl                              Sür                                         Kırmızı  

Şev                                 Gece                           Şeş                                         Altı

Şıvon                              Çoban                        Tol                                          Acı

Tang                               Dar                             Tırs                                         Korku

Boron                             Yağmur                      Dang                                       Ses

Gur                                 Kurt                            Barf                                        Kar

Bist                                Yirmi                           Di                                           Gördü

Ğast                                İstedi                          Ğor                                         Yemek yedi

Hışk                               Kuru                            Pağa                                        Kendisi

Zonı                               Biliyor                         Zar                                           Sarı

Zımıston                        Kış                              Zımon                                       Dil

 Yukarıdaki kelime ve sözcükler incelendiğinde Pehlevice ile Kurmanç dili arasındaki yakın ilişki görülecektir. Aradan bin yıl geçmiş olmasına rağmen, Kurmanç dilinin Pehlevice ile olan ilişkisi devam etmektedir. Bu da yukarıda yaptığımız tespitleri doğrulamaktadır.

 Saygılarımla.

Hamdullah Dedeoğlu

28.11. 2020.

 Kaynaklar:

--Zazaca-Türkçe Sözlük, Rosan Hayıg-Brigitte Werner, Tij Yayınları.

--Prof. Dr. Mehmet Kanar, Farsça Dil Bilgisi, Say Yayınları.

--Prof. Dr. Faruk Sümer, Oğuzlar (Türkmenler)

--Doç. Dr. Nimet Yıldırım, İran Dilleri adlı makalesi.

--Janet-Bernard Hamilton, Bizanslı Heretiklerin Tarihi, Kalkedon Yayınları.

--Alexander A. Vasiliev, Bizans İmparatorluğu Tarihi, Alfa Tarih Yayınları.

--Prof. Dr. John Haldon, Bizans Tarih Atlası, Alfa Tarih Yayınları.

*Kurmançca kelime ve sözcükler, Amasya, Çorum, Sivas yöresinde konuşulan lehçeden alınmıştır.

 

 

 

                     

 

 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

Popular