14 Kasım 2019 Perşembe

KIZILBAŞ (ALEVİ) KATLİAMI YAPMAKLA ÖVÜNEN İDRİSİ BİTLİSİ KİMDİR ?


KIZILBAŞ (ALEVİ) KATLİAMI YAPMAKLA ÖVÜNEN İDRİSİ BİTLİSİ KİMDİR ?

Yavuz Sultan Selim döneminde Osmanlı devletinin doğu politikasını belirlemede etkin olan ve Kızılbaş (Alevi) katliamı yapmakla övünen İdrisi Bitlisi kimdir? Bu makalemizde bu konuyu işleyeceğiz.

İdrisi Bitlisi takriben 1446-47 yıllarında Bitlis’de doğdu. 1520’de İstanbul’da öldü.  Akkoyunlu devleti yıkılıncaya kadar onların hizmetinde çalıştı. Akkoyunlu devleti toprakları üzerinde Safevi devleti kurulunca, Osmanlı devletine sığındı. 2. Beyazıt ve Yavuz Sultan Selim döneminde İstanbul’da görev aldı. Osmanlı’nın doğu politikasını oluşturan kişilerden biriydi. Amacına Yavuz Sultan Selim döneminde ulaştı. Safevi devletinin hakimiyeti altındaki Kürtleri ayaklandırmak için, Osmanlı’dan yüklü miktarlarda para alıp Kürt beylerine dağıttı. Gerek Çaldıran Savaşı (1514) öncesi, gerekse savaş sonrasında doğu ve güney doğu Anadolu’daki Kızılbaş Türkmenlere ve Kızılbaş Kürtlere karşı askeri eylemlerin yöneticilerinden oldu. Yavuz’un müftü ve kadılardan aldığı fetvaları gerekçe göstererek, yaptığı katliamları meşru gösterdi.  

İdrisi Bitlisi, Yavuz Sultan Selim’e ithafen yazdığı “ Selim Şahname” adlı eserinde “ Kızılbaşlar”a karşı yaptığı askeri faaliyetleri anlatırken, onları nasıl tespit edip öldürdüklerini, mallarını nasıl yağmaladıklarını da açıkça itiraf etmektedir. İdrisi Bitlisi’nin neler yaptığını kendi yazdığı eserde yer alan itirafları ile devam edelim:

“KIZILBAŞLAR DİRİ DİRİ YOKLUK MÜLKÜNE GİTTİ”

  Kızılbaş zehirli yılan gibidir. Başını ezmezsen bir faydası olmaz. … Akibetsiz Kızılbaş mülhitlerin ve zındıklarının kökünü kazıyıp ortadan kaldırmak azmiyle yolları acele olarak kat etmeli. …Bahtı ölmüş Kızılbaş’ın kahredilip kökünün kazındığı günden sonra … Kızılbaşın başı kesildiğinde başı yeniden kana bulandı, bir anda kana batınca başıyla külahı arasında hiç fark kalmadı. Can, Kızılbaş’ın kanına susamıştı, köpükleri tıpkı dolu kadeh gibi görünüyordu. Kan dökücü kılıç, öldürmekten yorulunca kın yatağına girdi. “

“ Mümin Kürt taifesi, mülk, millet ve ehli sünnet mezhebi bakımından Kızılbaş mülhitlerinin düşmanıydılar. …Kürtlerin yüce soylu hakimleri (beyleri) atadan ataya önderlik yapan kimseler, hepsi Kızılbaş’ın düşmanı olduğundan aralarındaki uyuşma oldukça açıktı.”

“… Dediler ki, İster Şam’dan çıksın, ister Irak’tan olsun memleketleri nifak ehlinden (Alevi-Kızılbaşlar) temizleyelim. Aydın kalpli Kürt beyleri sultana karşı ihlasta parlak ay gibiydiler. Davetçi olarak aralarında rehindim, dinin iyi hususunda şefaatçi bir arkadaştım. Sultanın (Yavuz’un) haberleriyle Kızılbaşlar diri diri yokluk mülküne gittiler (Öldürüldüler).”  (İdrisi Bitlisi, Selim Şahname, sayfa, 117, 121, 125, 237, 245, 263,264, Hicabi Kırlangıç, 2001, Kültür Bakanlığı yayınları, Aktaran Zeynel Coşar, 40 bin Alevi Öldürülmedi mi, Kaynak yayınları, 2014)

İdrisi Bitlisi’nin itiraflarını yazdığı kitaptan okumaya devam edelim :

“ Bilgin tabiatlı sultan, bu topluluğa bağlananları kısım kısım isim isim kaydetmeleri için her yöne bilgili katipler gönderdi. Yediden yetmişe her kesin adının yüce makamlı divana getirilmesini istedi. Yazıcılar isimleri deftere kaydedince yaşlı ve gençlerden oluşan kayıtlıların sayısı 40 bini buldu. Ulaklar defterleri her yörenin hakimine ulaştırdıktan sonra her yörede  keskin kılıç adım adım yazılanlara yöneldi. Bu öldürülenlerin sayısı 40 bini aştı.” (Age, sayfa, 124,136)

İdrisi Bitlisi’nin de yazdığı gibi gerçekten Kızılbaşlar kılıçtan geçirildi. Katliamdan sonra doğu ve güneydoğu Anadolu’daki köyler boşaldı ve viraneye döndü.  Bu köy boşalmaları tahrir (kayıt-sayım) defterlerinde de yer almaktadır. Anadolu’nun her yerinde yaşamlarını sürdüren Kızılbaşların bir kısmı savunma amaçlı olarak yüksek dağlara, bölgelere çekilirken, bir kısmı İran’a kaçtı. Gidemeyenler de  “ehli sünnet mezhebindeniz” diyerek canlarını kurtarmayı seçtiler. Kızılbaşların boşalttığı bölgelere  ise,“ Ehli Sünnet” mezhebinden Kürtler yerleştirildi.  Anadolu’nun bugünkü nüfus yapısı, 16. Yüzyıldaki bu olaylardan sonra oluştu.

İşte, tarihi olaylara “Mezhepçi” ve “ Yavuzcu” gözlüğüyle bakan bazı akademisyenlerin yere göğe sığdıramadıkları İdrisi Bitlisi kısaca buydu.

Saygılarımla.
Hamdullah Dedeoğlu
14.11.2019
NOT: Aptullah Öcalan da Çözüm sürecinde avukatları ile yaptığı görüşmelerde " İdrisi Bitlisi-Yavuz ittifakını güncelleyelim" diyerek, İdrisi Bitlisi'ye sahip çıkmıştı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

Popular