Anadolu
Selçuklu devletinin yıkılmasına neden olan ve tarihe “Babai
İsyanı” olarak geçen olayın nedeni neydi ve nasıl olmuştu ?
Bu olayı uzun süre merak etmiştim. Konuyla ilgili iki farklı
bakış açısına ulaştım. Birincisi Prof. Dr. Yaşar Ocak’ın
“Babai İsyanı ve Aleviliğin Tarihsel alt yapısı”, diğeri de
araştırmacı-yazar Hamza Aksüt’ün “Baba İlyas ve Babai
İsyanı” isimli eseriydi. Hemen hemen aynı kaynakları kullanan
yazarlar farklı sonuçlara ulaşmıştı. Bunun nedeni Yaşar
hocanın olaya akademisyen gözüyle bakmasının yanında, biraz da
dönemin resmi tarihini esas alarak eserini yazmasıdır. Yazar Hamza
Aksüt ise, resmi tarihçilen taraflı yazdığını ve isyancıları
gerçek dışı iddialarla itham edildiğini belirtmektedir. Bu
makalemizde her iki yazarın kitaplarını kaynak olarak
kullanacağız.
BABA
İLYAS KİMDİR ?
Baba
İlyas, yazar Hamza Aksüt’e göre, Oğuz Türkmenlerinin Eymir
boyundan İlyas obasının “Baba”sıdır. İsmi de buradan
gelmektedir. Takriben 1200’lerin başinda doğmuştur. Mardin
bölgesinde oturan Dede Garkın tarafından halkı dini konularda
aydınlatması için Amasya bölgesine gönderilmiştir. Vefailik
tarikatı ile ilgisi bulunmamaktadır. Horasan’dan değil,
Mardin’den gelmiştir. Selçuklu tarihçisi İbn Bibi’nin iddia
ettiği gibi kendisine “Resul” ya da “ Peygamber” dememiştir.
Yazar, “Baba Resul” deyiminin “Resul topluluğun babası”
anlamında kullanıldığını belirtmektedir. Ayrıca,
Mardin bölgesinde “Resul”
isimli bir obanın bulunduğunu açıklamaktadır. Biz de aynı
görüşe katılmaktayız, Zira, Yeniçeri ocağının
kaldırılmasından
sonra Kırşehir’deki Şeriat mahkmesinde yargılanan Hamduullah
Dede, kendilerini “Evladı Resul” olarak tanıtmıştır. Bunu
söylemesinin nedeni de soylarının ehli beyt’e dayanmasıdır.
Dolayısıyla, Baba İlyas’ın da aynı anlamda kullandığı
kanattindeyim. Ya da
Aksüt’ün verdiği bilgie göre “Resul” obasına mensubiyeti
ifade etmek için de kullanılmış olabilir. Kendisini peygamber
ilan etmesi bağlı bulunduğu ocağın inancına da aykırıdır.
Bağlı bulunduğu Dede Garkın ocağı ailesinin kökeni Ehli beyt’e
dayanmaktadır. Yöneticiler, isyancıları ve liderini halkın gözünde küçük
düşürmek için böyle bir propagandaya başvurmuş olabilir.
Yazar
Hamza Aksüt, Baba İlyas’ı kısaca bu şekilde tanıtırken,
Prof.Dr. Yaşar Ocak, farklı görüşler savunmaktadır. Ona göre,
Baba İlyas’ın tam adı, Ebü’l Baka Şeyh Baba İlyas b. Ali el
Horasani’dir. Kendisini peygamber olarak ilan etmiştir. Vefai tarikatına mensuptur. Moğol istilası sırasında Anadolu’ya sığınan ve Selçuklu sultanı 1. Alaedddin Keykubat’ın emrine girmiş bulunan
Harezmli Türklerin bir Türkmen babasıdır. Yaşar hoca, Baba
İlyas’ın torunu olan Elvan Çelebi’nin verdiği bilgiye
dayanarak, Baba İlyas’ın Rum diyarına (Anadolu’ya) Dede
Garkın’ın halifesi sıaftıyla Amasya yakınlarındaki Çat
köyüne ( Bugünkü İlyas köyü) 1230'lu yıllarda gelerek burada bir zaviye açtığını
belirtmektedir.
Baba İlyas, buradan bölgedeki Türkmenlere kendi inancını yaymak için çalışmalara başlar. Kısa sürede taraftar toplar. Ancak, Selçuklu sultanının adamları tarafından yakından takip edilmektedir. Yörede ün yapması, yerel yöneticiler tarafından kıskançlıkla ve şüphe ile karşılanır. Konya’daki Selçuklu sultanına durmadan Baba İlyas hakkında gerçeği yansıtmayan raporlar göndermektedirler.
Baba İlyas, buradan bölgedeki Türkmenlere kendi inancını yaymak için çalışmalara başlar. Kısa sürede taraftar toplar. Ancak, Selçuklu sultanının adamları tarafından yakından takip edilmektedir. Yörede ün yapması, yerel yöneticiler tarafından kıskançlıkla ve şüphe ile karşılanır. Konya’daki Selçuklu sultanına durmadan Baba İlyas hakkında gerçeği yansıtmayan raporlar göndermektedirler.
İSYANIN
NEDENLERİ VE BABA İSHAK
Olayın
nedenleri hakkında üç ayrı görüş bulunmaktadır.
1.
Görüş: Selçuklu devletinin resmi tarihçisi İbn Bibi’ye göre,
olayı çıkaranlar “kafirdir”. Türkmen toplumunu “ Bilgisiz
bir din adamının sözlerine kolaylıkla kanabilen bir yaradılışa
sahip " olduğunu ileri sürmüştür.
2.
Görüş: Malatya’lı tarihçi Abu’l Farac’a göre olay
“Arapların dinine karşı fena bir ayrılık hareketidir.”
3.
Görüş: Türkmenlerin tek kaynağı olan Baba İlyas’ın torunu Elvan Çelebi’nin verdiği bilgilerdir.
Elvan çelebi’ye göre olayın iki nedeni bulunmaktadır. Birincisi Amasya bölgesinin “ Kör Kadı” lakaplı yöneticisinin Baba İlyas’ın “Boz” atını satın alıp Selçuklu sultanına göndermek istemesi, İkinci nedeni ise, Mardin’de bulunan Baba İlyas’in halifelerinden Baba İshak’ın obasına devlet görevlilerinin kötü muamelesidir. “Kör kadı” Baba İlyas’ın çok sevdiği “Boz” atını satın alıp Selçuklu sultanı Gıyasettin Keyhüsrev’e göndermek ister. Ancak Baba İlyas atının satılık olmadığını söylese de “Kör Kadı” inadından vazgeçmez. Atı alması için adamlarını gönderir. Ancak, Baba İlyas’ın dergahındaki görevliler atı vermezler ve çatışma çıkar. Daha sonra Kör Kadı’nın askerleri Zaviyeye baskın yaparlar. Baba İlyas ve tekke’deki görevlileri hapse atarlar. Olayı haber alan Mardin’deki Baba İshak, Baba İlyas’ı kurtarmak için Türkmen obalarından bir ordu meydana getirerek, 1240 yılının ağustos ayında yola çıkar. Yolda karşılaştıkları Selçuklu kuvvetlerini yenerek Amasya şehrine girerler. Ancak geç kalmışlardır. Baba İlyas ve zaviyedeki adamları idam edilmiştir. Baba İshak bunu öğrenince Amasya’daki Selçuklu askeri kuvvetlerini kuşatır ve komutanları Armağanşah’ı öldürür. İsyan yine dinmez. Bu kez hedef Konya’daki Sultan Gıyasettin Keyhüsrev’dir. Sultan, uygulamaları ve saraydaki lüks yaşamı nedeniyle de tepkilerin odağı durumundadır. Yolda diğer Türkmen boylarından da katılımlar olur. Kırşehir yakınlarındaki Malya ovasına gelirler. Bu sırada sultan korkusundan Konya’yı terk eder. Malya ovasında bu kez karşılarına zırhlı Hiristiyan Frenk askerlerden, Ermeni ve Gürcülerden oluşan bir ordu çıkar. Türkmenler kendilerinden emindirler. Malya ovasına gelene kadar Selçuklu kuvvetlerini on iki kez mağlup etmişlerdir. Birlikte getirdikleri kadın-erkeklerden oluşan kuvvetlerle saldırıya geçerler. Ancak ok ve mızrakları zırhlı frenk askerleri karşısında etkili olamaz ve savunma savaşı yaparlar. Ancak sonuç çok kötü olur. yenilerler ve çok sayıda kayıp verdikten sonra çekilirler. Bir kısmı da esir düşer. Ve böylece tarihe “Babai isyanı” olarak geçen ve1240 yılının ağostos ayında başlayıp üç ay süren olay Ekim ayında son bulur.
Selçuklu
devleti paralı hiristiyan askerlerin desteği ile Türkmenlerin
isyanını bastırır. Ancak, üç yıl sonra Anadolu’ya gelen
Moğol ordusuna 1243 yılında Kösedağı savaşında yenilirler ve Selçuklu hanedanı son bulur.
Anadolu’da beylikler dönemi başlar. O beyliklerin içersinde
Osman bey, Babai dervişlerin ve Türkmenlerin desteği ile yeni bir
devlet kurar ve yaklaşık altı tüz yıl hüküm sürer.
BABA
İLYAS VE BABA İSHAK ALEVİ MİYDİ ?
Baba
İlyas ve Baba İshak’ın bağlı bulunduğu Dede Gargın, alevi
dede ocaklarından biridir. Dede Gargın (Karkın) dedelerinin kökeni Ehli Beyt’e dayanmaktadır. Dolayısıyla, Baba
İshak
isyanına katılanlar kendilerine bugünkü anlamıyla alevi
demiyorlardı. Ancak ehli beyt taraftarı oldukları kesindir. İsyana
destek veren obaların bazı köyleri bugün de mevcuttur.
Bu köyler alevi inancına mensupturlar. Bunlardan bazıları
şunlardır. Baba İlyas’ın türbesinin bulunduğu Amasya Merkeze
bağlı İlyas köy(karışık),
Samsun’un
Havza ilçesine bağlı Eymir köyü, Amasya’nın Merzifon ilçesine
bağlı Eymir ve Kıreymir
köyleri, Sivas Şarkışla ilçesine bağlı İlyashacılı köyü.
İSYANIN
ESAS NEDENİ NEYDİ ?
Baba
İshak isyanının nedenlerini yukarıda resmi tarihçilerin ve Baba
ilyas’ın torunu olan Elvan Çelebi’nin kitaplarından
aktarmıştık. Yazarlardan Prof. Dr. Yaşar Ocak, olayın esas
nedeni olarak ekonominin bozulmasını ve kötü yönetim olduğunu
belirterek, Babai isyanının İsmaili- şia anlayışından
etkilendiği görüşündedir. Olayın gerekçelerinden birisi olması
konusunda biz de aynı görüşe katılmaktayız. Ancak, bize göre
esas nedenlerin başında, Moğol istilasından ve
Selçuklu-Eyyubiler çatışmasından kurtulmak için Anadolu
içlerine girmek istemeleridir. Selçuklu yönetiminin de buna engel
olması ve onlara kötü gözle bakmasından kaynaklanmaktadır. Selçuklu
yönetiminin bu tutumunu sarayın tarihçisi Fars asıllı İbn
Bibi’nin Türkmenlere karşı kullandığı sözlerinden de anlayabiliriz. Babailerin amacı devleti yıkmak değil, Moğollarla işbirliği yapan yönetimi devirerek, kendilerine destek veren Şehzade İzzeddin Kılıç Aslan' ı sultan yapmaktı. Sultan Alaatin Keykubat'ın vasiyeti de bu yöndeydi. Nitekim; Babailer moğollara karşı Şehzade İzzedddin Kılıç Aslan ve İzeddin Keykuvas'a, destek vemişlerdi. Be nedenle de çok ağır bedeller ödediler.
Yazar
Hamza Aksüt’e göre ise, isyan daha önceden planlanmıştı. Dede
Garkın Anadolu, Suriye ve Irak bölgelerinin önemli yol
güzergahlarının kesiştiği noktalara bilerek dergahlar kurdurmuş
ve halifelerini de bunun için Anadolu’ya göndermiştir.
BABAİ
İSYANI VE HACI BEKTAŞ-I VELİ
İsyan
sırasında Hacı Bektaş-ı Veli de aynı bölgede bulunmaktadır.
Yazar Hamza Aksüt, tarihi kaynaklara dayanarak, Hacı Bektaş-ı
Veli’nin baba İlyas’la aynı inancı paylaşmakla birlikte,
isyana fiili olarak katılmadığını belirtmektedir. Ancak Yaşar
Ocak hoca, Hacı Bektaş veli’nin kardeşi Menteş’in olaya dahil
olduğunu ve Sivas’taki çatışmalarda hayatını kaybettiğini
ifade etmektedir. Yazar Aksüt’e göre ise, olay sırasında Hacı
Bektaş Mardin’deki Bekdeş obasıyla birliktedir. Hacı Bektaş
ismi de “Bekdeş obasının hacısı” yada “Bekdeş obasından
olan hacı” anlamına gelmektedir. Kayıtlara göre, Hacı Bektaş-ı
Veli, Selçukluların Moğollara yenilmesinden sonra, Güney doğu
Anadolu’da bulunan Türkmenlerle birlikte orta Anadolu’ya gelip
yerleşmiştir.
Sonuç
olarak, Babai isyanından alınması gereken tarihi bir ders vardır.
Halkın sorunlarına çözüm üretmeyen, onların inançlarına
saygı göstermeyip, baskı ve şiddet uygulayan yönetimler hep
yıkılmışlardır. Tarih bu derslerle doludur.
Saygılarımla.
Hamdullah
Dedeoğlu
13.03.2019
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.