15 Temmuz 2018 Pazar

İBADET DİLİ TÜRKÇE Mİ, ARAPÇA MI OLMALI ?

İBADET DİLİ TÜRKÇE Mİ, ARAPÇA MI OLMALI ?

İbadet dili Türkçe mi, Arapça mı olmalı ? Bu düşünce, Osmanlı’dan beri tartışılmaktadır. İbadet dilinin Türkçe olmasını savunanların başında, Ziya Gökalp ve Mehmet Akif Ersoy geliyordu. Ziya Gökalp milliyetçi, Mehmet Akif Ersoy “ islamcı” kesimin sahiplendiği kişilerdir. Oysa, aynı çevreler yüz yıl sonra, bugün tam tersini savunarak, hem Gökalp’in, hem de Mehmet Akif Ersoy’un gerisinde kalmışlardır.

İbadetin Türkçe ile yapılması, Cumhuriyetle birlikte  tekrar gündeme gelmiş ve 1932 yılında Atatürk’ün talimatıyla Diyanet işleri başkaını Rıfat Börekçi, müftülüklere gönderdiği genelgeyle, ezanın ve duaların Türkçe okunacağını iletmiştir. Hazırlık çalışmalarının tamamlanmasıyla, uygulamaya geçilmiştir. İlk Türkçe ezanı da rast makamında Sadettin Kaynak okumuştur. Türkçe ezan, Demokrat Parti’nin 1950 yılında iktidara gelmesiyle kaldırılmış ve tekrar arapça okunmaya başlanmıştır.

Demokrat parti iktidarı, Türkçe ezanı neden kaldırdı ? Bunun en büyük nedeni cumhuriyetle başlayan devrimci atılımın durması, gericiliği savunanların atağa geçmesi sonucunda oldu. Dini inançları kullanarak, oy devşirmenin kolay bir yol olduğınu geçmişten biliyorlardı. Hiçbir çözüm ve emek sarf etmeden kamuoyunun desteğini almak onlar için daha cazipti. Halkı aydınlatmak, Türkçe dilini geliştirmek ve halka benimsetmek daha zordu. Üstelik bu yolla çıkarlarını daha iyi gerçekleştiriyorlardı. Türkçe’nin gelişip, gelişmemesi onların pek de umurunda değildi. Onlar için, önemli olan kendi menfaatleri ve iktidar olmaktı.

Ezanın ve duaların Arapça dışında başka bir dille okunması islam dinine aykırı mı ? Ezan okunması tamamen bir ihtiyaçtan doğmuştur. Ezan, insanları ibadete davet eden bir çağrıdır. Yani, insanları namaza davet ederek tanrıya ibadet etme görevinin yerine getirilmesini amaçlamaktadır. O halde, ibadete çağrının, insanların bidikleri ve anladıkları dilde yapılması daha doğru değil mi ? Türkçe’de Allah’ın insanlara bahşettiği bir dil değil mi ? Üstelik, Hanefi mezhebin kurucusu olan İmamı Azam bu konuda fetva vermemeş miydi ? Türkiye’deki nüfusun büyük çoğunluğu bu mezhebe mensup değil mi ? Burada bir art niyet yok mu ?

DİN EĞİTİMİNİ ARAPÇA İLE YAPANLAR ASİMİLE OLDULAR

İslam dininin Arapça ile öğretilmesinde ve ibadetin Arapça ile yapılmasında ısrar edenler, kendi dillerini ve kültürlerini bırakarak, asimile olan toplumlardır. Dünyada Arapça konuşan ülkelerin yarısından fazlası, Arap ırkından değildir. Afrika'daki müslüman  ülkeler buna örnektir. Bu ülkeler, belli bir süre sonra kendi dillerini ve kültürlerini unutarak Araplaşmışlardır. Ülkemizde aynı görüşü savunanların amacı da, sanırım Türkçeyi ve Türk kültürünü unutturarak, asimile olmaya gönüllü olanlardır. Bunların gözünde Arapça “ kutsal “ bir dil, Araplar da “ necip” bir milettir. Oysa, yüce yaradan, bütün dilleri ve milletleri eşit yaratmıştır. Herhangi bir kavime veya bir dile üstünlük vermemiştir. Bu, Kur’an’ın ayetlerine de aykırıdır. Kur'an'da ayetlerin anlaşılabilmesi ve dersler çıkarılması için Arap'lara kendi dillerinde indirildiğini belirtir. Konuyla ilgili ayetler şöyledir:

ARAF SURESİ: 2. Ayet: "Ey Muhammed! Bu kitap, insanları onunla uyarman ve inananlara öğüt vermen için indirildi."

İBRAHİM SURESİ: 4.Ayet: " Her peygamberi apaçık anlatabilmesi için kendi milletinin diliyle gönderdik."

YUSUF SURESİ: 2. Ayet: "Biz onu anlayasınız diye Arapça okunmak üzere gönderdik."

Ayetlerden de anlaşılacağı gibi, insanların Kur'an'ı anlayabilmeleri için bildikleri dilden okunması gerekir. Yani, Türkçe bilen Türkçe, Farsça bilen Farsça, İngilizce bilen de ingilizce okumalıdır ki, anlayabilsin. Dolayısıyla Türkçe ibadet ve ezan Kur'an'a da uygundur.


Sonuç olarak, ibadeti ve ezanı arapça ile yapılmasını savunanlar, İmam-ı Azam’ın bin dört yüz yıl gerisine düşmüşlerdir. Onların amacı, insanların dinini öğrenmesi değil, kendi çıkarlarının korunup, korunmamasıdır. İslam dininin, kavranıp, kavranmaması onların pek de umurunda değildir.

Yazımıza ZİYA GÖKALP’le başladık, onun konumuzla ilgili VATAN isimli şiirinin bir kıtasıyla bitirelim.

Bir ülke ki, Camii’nde Türkçe ezan okunur.
Köylü anlar manasını namazdaki duanın.
Bir ülke ki, Mektebinde Türkçe Kur’an okunur.
Küçük, büyük herkes bilir buyruğunu HÜDA’ nın.
Ey Türk oğlu, işte orasıdır senin vatanın. “

Saygılarımla.
Hamullah Dedeoğlu
14.07.2018





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

Popular