14 Haziran 2024 Cuma

DİN, İSLAM VE SOL

                                                                             hamdullahdedeoglu.blogspot.com    

DİN, İSLAM VE SOL

Dinlerin tarihi, binlerce yıl öncesine dayanmaktadır. İnsanların inanç ve kültürleri üzerindeki etkileri devam etmektedir. İslam dininin tarihi ise, yaklaşık bin dört yüz yıllık geçmişi bulunmaktadır. İslam'ı, İbrahimi dinlerin devamı olarak ele aldığımızda, bunu dört bin yıla kadar çıkarabiliriz. Sol ideoloji ise, iki yüz kırk yıllık bir geçmişe sahiptir. Dinlerin tarihine göre çok yeni ve emekleme dönemindedir. O halde sorumuz şöyle olmalıdır: Dinlerin toplumlar üzerindeki etkisi devam edecek mi?  21. Yüzyılda Sol ideolojinin dine bakışı açısı nasıl olmalıdır?

Dini inançların insanlar üzerindeki etkisi kesinlikle devam edecektir. Bundan kimse kuşku duymamalıdır. Çünkü, insanoğlu avcı toplumundan bu yana bir inanca sahiptir. Doğa olaylarını buna göre yorumluyor ve inanıyordu. Bütün dinlerin amacı insanoğlunu terbiye etmek, onları doğruluğa, güzele ve adaletli davranmaya teşvik etmektir. Örneğin; Tevrat'da yer alan on emirden, dördü,” adam öldürme, hırsızlık yapma, zina yapma ve yalan söyleme” kurallarıdır.  Bu kuralların yaklaşık olarak üç bin yıllık bir geçmişi bulunmaktadır. Buradan şu sonuca çıkarabiliriz. Toplumların inançları, kültürleri, gelenek ve görenekleri kolay kolay değişmemektedir. Bu değerleri davranış ve yaşamlarında rahatlıkla görebiliriz.

Bütün semavi dinlerinde Tanrıya-Allah'a ibadet etmek emredilmiştir. Bunun yanında insanların iyi ahlaklı, adaletli, yardımlaşma ve dayanışma içinde olmaları öğütlenmiştir. Ancak dinler daha sonra yönetici grubun denetimine geçmişlerdir. Krallar ve Padişahlar, kendilerini Tanrının-Allah'ın yer yüzündeki temsilcileri olarak göstermişler, bunun sayesinde toplumlar üzerinde hakimiyet kurarak ülkeleri daha kolay yönetmişlerdir. Krallık, Sultanlık ve Padişahlık rejimlerine yüz yıllar süren mücadeleler sonunda, burjuva devrimleri ile son verilerek, Cumhuriyet yönetimine geçilmiştir. Din ve inançlar, kral ve padişahlardan alınarak esas sahiplerine, yani halka verilmiştir. İnanç ve ibadet özgürlüğü laiklik ilkesi ile koruma altına alınmış, bireylerin inançlarına müdahale edilmesi suç sayılmış ve cezai müeyyideler getirilmiştir.

CUMHURİYET VE SOL

Sol ideolojinin dine bakış açısı Cumhuriyet rejimleri ile ortaya çıkmıştır. Bilindiği gibi Fransız Meclisi’nde Cumhuriyet rejimini savunanlara meclisin solunda oturdukları için“SOLCU” denilmiştir. Meclisin sağında oturup, krallığı savunanlara da “SAĞCI” denilmiştir. Solcular, dini inançların devlet yönetiminde kıstas alınamayacağını, inanç ve ibadetlerin bireylere bırakılması gerektiğini, devletin bütün inançlara eşit uzaklıkta olmasını savunmuşlardır. Devlet yönetimlerinin dini kurallar dışında bırakılmasına ise, LAİKLİK denilmiştir. 1789 Fransız burjuva devriminin özü budur. İnsanlık tarihine bunu sunmuştur.

Ancak ne yazık ki, yönetimi elinde bulunduran egemenler laiklik ilkesini halka böyle göstermemişlerdir. Onlar, çarpıtma ve yalanı esas alarak, solcuların savunduğu cumhuriyetçilik anlayışını “DİNSİZ” “İMANSIZ” gibi göstererek halktan gerçekleri gizlemişlerdir. Çünkü, çıkarları bunu gerektirmiştir. Dini söylemleri iktidarda kalmak için bir silah olarak kullanmaya devam etmek istemişlerdir.

O halde sol ne yapmalıdır? Öncelikle, bütün inançlara saygılı ve hürmetli olduğunu, ibadet özgürlüğünü savunduğunu tekrar tekrar deklare etmelidir. İkinci olarak, din silahını egemenlerden ve çıkarcıların elinden almalıdır. Bunun için de dinleri, özel olarak da İslam dinini çok iyi bilen ilahiyatçılardan aydınlanma ordusu kurmalıdır. Bu aydınlar, şehir, şehir, kasaba, kasaba, köy, köy gezerek, paneller, açık oturumlar düzenleyerek, dinin özü ile sol düşüncenin savunduğu değerlerin birbiriyle örtüştüğünü, her ikisinin de hak, adalet ve dürüstlükten yana olduğunu ısrarla anlatmalıdırlar. Ayrıca kitle iletişim araçları olan, radyo-televizyon ve internet üzerinden basit bir dille yayınlar yaparak halkı aydınlatmalıdırlar. Fikir üstünlüğünü ele geçirerek, dini, çıkarcıların ve egemenlerin elinden alarak, tekrar gerçek sahiplerine vermelidirler. Burada yapılacak propaganda şöyle olmalıdır:

1-Bütün dinler ezilenden, yoksuldan ve zulme uğrayanların yanında olmuştur.

2-Dinleri tebliğ eden peygamberlerin yaşamları incelendiğinde hep ezenlere, zorbalara karşı mücadele ile geçmiştir. Örneğin; İbrahim peygamber Nemrut’a, Hz. Musa Firavun’a, Hz. Muhammed de Mekke’deki kodamanlara karşı mücadele etmiş ve halkın menfaatlerini savunmuştur.

3-Dolayısıyla geçmişte peygamberlerin savundukları ve uğruna mücadele ettikleri değerleri bugün “sol” düşüncede olanlar savunmaktadır. Öyleyse, solcuların amaçlarına ulaşabilmesi için; dini karşılarına alarak değil, dini değerlere sahip çıkarak yapması gerekmektedir.

Halkın değerlerine, kültürüne, inançlarına, gelenek ve göreneklerine sahip çıkmayan, saygı duymayan bir düşünce hareketinin başarı şansı bulunmamaktadır. Sol düşünceyi savunanların yakın tarihimizden örnek alacakları şahsiyet Mustafa Kemal Atatürk olmalıdır. Zira, Atatürk tüm bu değerlere sahip çıkarak, saygı duyarak başarılı olmuş ve halkın güvenini kazanmıştır. Eğer, sol iktidar olmak istiyorsa Atatürk’ün izlediği yolu yirmi birinci yüzyıla göre güncelleyip, yeniden yapılanma içine girmelidir. Bunu yapmadığı taktirde başarılı olma ihtimali bulunmamaktadır.

Saygılarımla.

 Hamdullah DEDEOĞLU

22.05.2017.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

Popular