13 Mart 2018 Salı

İSLAMİYET NASIL DOĞDU ?

İSLAMİYET NASIL DOĞDU ?

İslam dini hangi şartlarda doğdu ? Nasıl yayıldı ? Bugünkü sözde “İslamcı “ larla gerçek İslam arasındaki fark nedir ?

Yukarıdaki sorulara net ve doğru cevaplar verdiğimizde, sahte olanı, gerçek olandan ayırmak çok kolay olacaktır.

Birinci sorudan başlarsak, altıncı yüzyılda, Hicaz bölgesinde üretilen mal ile ihtiyaç duyulan mal arasında, bir dengesizlik vardı. Üretilen mal ve yiyecekler bu coğrafyada yaşayan insanların ihtiyaçlarını karşılamaktan çok uzaktı. Bölgenin büyük çoğunluğu çöl olduğu için, çok az alanda tarım yapılıyordu. Hayvancılık için ise, yeterli yeşil alan bulunmuyordu.

Bölgede en hızlı gelişen ve diğerlerine göre gelir seviyesi daha iyi olan MEKKE şehriydi. Güneyden gelen kervanların geçiş yolu üzerinde bulunuyordu. İnanç merkezi olan Kabe’nin Mekke’de bulunması da ona ayrı bir avantaj sağlıyordu. Mekke’deki gelirin büyük çoğunluğuna, bir kaç aile sahipti. Bu ailelerin başında Ümeyye oğulları (Emeviler) geliyordu.

FAKİR KIZ ÇOCUKLARI ÖLÜYORDU

Bölgede yaşayan fakir ailelerin, yeterli oranda yiyecek ve içeceği bulunmuyordu. Öyle ki, yoksul aileler, bakamadıkları kız çocuklarını ölüme terk ediyordu. Kur’an-ı Kerim’in ENAM suresi 151. Ayetinde bunu görebiliriz:

“ De ki onlara hadi gelin, Rabbinizin size neleri haram kıldığını yüzünüze karşı okuyayım. Hiçbir şeyi O’na ortak koşmayın. Ana-babaya çok iyi davranın. Yoksulluk endişesiyle, ÇOCUKLARINIZI ÖLDÜRMEYİN. Biz sizi de, onları da rızıklandırırız. Kötülüklerin görünenine de gizli kalanına da yaklaşmayın. Allah’ın saygın ve aziz kıldığı cana, bir hakkı savunmak dışında kıymayın. Allah bunları önerdi ki, aklınızı işletesiniz. “ (Kur’an-ı Kerim Meali, Yaşar Nuri Öztürk sayfa, 140)

Hazreti Muhammed’in kendisi de yetim ve yoksul büyüdüğü için, bölgenin bu durumunu çok iyi görebiliyordu. Çocukluğunda kervanlarla yaptığı yolculuklar bölge ile ilgili gözlemlerde bulunmasını sağlamıştı. Kur’an-ı Kerim’de yoksul ve yetimlerle ilgili tespit edebildiğim 43 ayet bulunmaktadır. İslamiyeti ilk kabul edenlerin ekserisinin yoksul ve köle olmasının nedenlerinden birisi buydu. Bunu en iyi ifade eden FECR suresinin 18-23. ayetleridir :

“ Yoksulun doyurulmasını teşvik etmiyorsunuz. Mirası derleyip, toplayıp yiyiyorsunuz. Malı devşirip, depolatacak bir sevgiyle seviyorsunuz. İşte böyle gitmeyecektir. Yer birbirine çarpılıp dümdüz hale getirildiğinde Rabbin gelip melekler saf saf dizildiğinde, o gün cehennem de getirilir. İşte o gün düşünüp anlar insan. Ama, düşünüp hatırlamanın ona ne yararı var ! “

Ayetlerden de görüleceği gibi, yoksul ve yetimlerin korunması sıkça vurgulanmaktadır. Yoksul ve yetimlerle ilgili çok sayıda ayet olmasına rağmen, siz o sözde “ İslamcı” lardan bu ayetleri hiç duydunuz mu ? Örtünmenin “ Kur’an emri” olduğunu iddia ederler ama, yoksul ve yetimlerin haklarından hiç bahsetmezler. Kur’an-ı Kerim’de böyle yapanlar için de ayet bulunmaktadır :

“ Gördün mü o, dini yalan sayanı ? İşte odur yetimi itip kakan, yoksulu doyurmayı özendirmez o. Lanet olsun o namaz kılanlara-dua edenlere ki, Namazlarından- dualarından gaflet içindedir onlar ! Riyaya sapandır onlar. Gösteriş yaparlar. Ve onlar kamu hakkının yerine ulaşmasına, zekata, yardıma, iyiliğe engel olurlar. “ ( MAUN SURESİ)

İslamiyetin özünü oluşturan ilkeler bunlardı. Birileri bunları unutturarak, İslam dinini kendi amaçları için bir kalkan olarak kullanmaktadır.

İslam dininin peygamberi olan Hz. Muhammed, sadece tek tanrı inancını  tebliğ etmek için değil, kaybolan adalet, hoş görü, dayanışma ve paylaşma duygularını yeniden yerleştirmek için görevlendirilmiştir. Bunu sözde “ İslamcı” lar bilmiyor mu ? Elbette ki biliyorlar. Ancak, işlerine gelmediği için söylemezler. Bunu yaptıklarında, istismar edecekleri bir şey kalmayacak ve çıkarları bozulacak. Ama, onların yapmadığını bizim yapmamız gerekiyor. Bunun başka yolu yok. Aksi taktirde, aynı sistem bin yıl daha devam eder.

Saygılarımla.
Hamdullah Dedeoğlu
13.03.2018

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

Popular