Kur'an'ı Kerim'de
“Aklınızı kullanın” “Aklınızı neden kullanmıyorsunuz”
sözleri çok sayıda ayette yer almaktadır. Kur'an'ı okuyanlar bu
sözleri hatırlayacaktır. Hatta aklını kullanmayanlar uyarılır.
BAKARA suresi 44. ayetinde şöyle denilmektedir:
“ İnsanlara hayırda
erginliği/dürüstlüğü emredip de benliklerinizi unutuyor musunuz
? Üstelik de kitabı okuyup durmaktasınız. Hala aklınızı
kullanmayacak mısınız ? “
Aklı kullanmakla ilgili diğer ayetlerden bazıları şunlardır:
Aklı kullanmakla ilgili diğer ayetlerden bazıları şunlardır:
ENAM SURESİ 151. ayet
de aklı kullanmayı belirtir:
“ De ki onlara hadi
gelin Rabbinizin size neleri haram kıldığını yüzünüze karşı
okuyayım: Hiçbir şeyi O'na ortak koşmayın. Ana-babaya çok iyi
davranın. Yoksulluk endişesiyle çocuklarınızı öldürmeyin. Biz
sizi de onları da rızıklandırırız. Kötülüklerin görünenine
de gizli kalanınna da yaklaşmayın. ALLAH'ın saygın ve aziaz
kıldığı cana, bir hakkı savunmak dışında kıymayın. ALLAH
size bunları önerdi ki, aklınızı işletebilesiniz.”
ZÜMER SURESİ: 9. Ayet: " ...Bilenlerle, bilmeyenler bir olur mu ? Ancak akıl sahipleri bundan öğüt alırlar."
17 ve 18. Ayetler: " ...Ey Muhammed! Dinleyip de en iyi söze uyan kullarımı müjdele. İşte Allah'ın doğru yola eriştirdikleri bunlardır. İşte onlar AKLI başında bulunanlardır."
SAD SURESİ : 29. Ayet: " Ey Muhammed! Sana indirdiğimiz bu kitap kutludur. Ayetlerini düşünsünler, AKLI olanlar ibret alsınlar."
ZÜMER SURESİ: 9. Ayet: " ...Bilenlerle, bilmeyenler bir olur mu ? Ancak akıl sahipleri bundan öğüt alırlar."
17 ve 18. Ayetler: " ...Ey Muhammed! Dinleyip de en iyi söze uyan kullarımı müjdele. İşte Allah'ın doğru yola eriştirdikleri bunlardır. İşte onlar AKLI başında bulunanlardır."
SAD SURESİ : 29. Ayet: " Ey Muhammed! Sana indirdiğimiz bu kitap kutludur. Ayetlerini düşünsünler, AKLI olanlar ibret alsınlar."
MEKKE VE MEDİNE’DEKİ
TEFECİ BEZİRGAN SINIFI
Hazreti Muhammed,
Mekke'deki tefeci bezirganlara karşı, aklıyla hareket ederek
mücadele ediyordu. Bu Kur'an'daki ayetlerle de uyumludur .
Mekke'deki şartları çok iyi analiz ediyordu. Kırk yaşına kadar
ticaret yaptığı için, Çin ve Hindistan'dan, Umman ve Kızıldeniz
üzerinden gelen güney ticaret yolunun Mekke'deki tefeci
bezirganların barikatı nedeniyle, gelişemediğini görebiliyordu.
Buradaki sermaye ve mallar sayılı bir kaç ailenin
elinde toplanmıştı.
Medine'de de durum
aynıydı. Orada da sermaye ve mal bir kaç tefeci bezirgan Yahudi
kabilenin elinde toplanmıştı. Bu tefeci bezirganlar küçük esnaf
ve üreticinin mal ve topraklarına el koymuştu. Hazreti
Muhammed'in mal-mülk yığanların, biriktirenlerin aleyhindeki
ayetleri söylemesi, özellikle Medine'de taraftar bulması, bu
ekonomik koşullara dayanıyordu. Bununla ilgili bazı ayetler
şunlardır:
Bakara suresi 267, 271,
273, 274, ALİ İmran 14, Enfal 28, Muhammed 36, Fetih 11, Fecr
17-21. Bu ayetlerde “mallarınızı fakirlerle paylaşın” “
yetimlere yardım edin “ “adaletli olun” sözleri yer
alıyordu. Bu ayetlerde Şöyle deniliyordu:
BELED SURESİ: 12-17. Ayetler: " Sarp yokuş nedir, sen bilir misin ? Bir köle azat etmek, Açlık yahut kıtlık gününde akrabalardan bir öksüzü, yahut yerlere serilmiş bir yoksulu doyurmak, sonra inanıp birbirlerine sabır ve merhamet tavsiye edenlerden olmaktır."
İSRA SURESİ: 31. Ayet: " Çocuklarınızı yoksulluk korkusuyla öldürmeyin. Biz onları da rızıklandırırız."
34. Ayet: " Yetimin malına yaklaşmayın."
FECR SURESİ: 17-21. Ayetler: " Hayır, siz ne yetimi doyuruyorsunuz, ne de yoksulu beslemek için birbirinizi teşvik ediyorsunuz. Mirası hak gözetmeden, helal haram demeden yiyorsunuz."
BELED SURESİ: 12-17. Ayetler: " Sarp yokuş nedir, sen bilir misin ? Bir köle azat etmek, Açlık yahut kıtlık gününde akrabalardan bir öksüzü, yahut yerlere serilmiş bir yoksulu doyurmak, sonra inanıp birbirlerine sabır ve merhamet tavsiye edenlerden olmaktır."
İSRA SURESİ: 31. Ayet: " Çocuklarınızı yoksulluk korkusuyla öldürmeyin. Biz onları da rızıklandırırız."
34. Ayet: " Yetimin malına yaklaşmayın."
FECR SURESİ: 17-21. Ayetler: " Hayır, siz ne yetimi doyuruyorsunuz, ne de yoksulu beslemek için birbirinizi teşvik ediyorsunuz. Mirası hak gözetmeden, helal haram demeden yiyorsunuz."
İslam dini sadece tek
tanrı inancını getirmemiştir. Toplumsal dayanışmayı da öne
çıkarmıştır. Zekaatın zorunlı kılınması, ihtiyaç fazlası
malların infak, yani dağıtılmasının istenmesi, insanlar
arasındaki dayanışmayı güçlendirmeyi amaçlamıştır.
Mekke'deki tefeci bezirganlarla, Medine'deki yahudi tefeci
bezirganların Hazreti Muhammed'e karşı ittifak yapmasının nedeni
de budur. Onlar ellerindeki malları paylaşmak istemiyordu.
İslam dini akılcılığı
ve toplumsal dayanışmayı benimsemesine rağmen, bugün İslam
ülkeleri neden dünyadaki en fakir ve en geri ülkeler arasında
olmuştur. İşte cevaplanması gereken soru budur. Cevabımız
yukarıda saydığımız akılcılık ve toplumsal dayanışmadan
uzaklaşmasıdır. Bu ülkelerde akıl yerine nakli bigiler, bilim
yerine hurafeler ve şekilcilik hakim olmuştur. Türkiye bu
ülkelerden ayrı bir yere sahipse, bunu da Mustafa kemal Atatürk'e
borçludur. Türkiye’de, Cumhurriyetle birlikte, akılcılığı
esas alması, laiklik ilkesini benimsemesi ile olmuştur. Bunun
kıymetini bilmeyenler tarihi ters yöne çevirerek, toplumu geriye
götürmek isteyenlerdir. Ancak, tarih kısa bir süreliğine geri
gider gibi görünse de, toplumlar sürekli ileriye gidecektir.
Doğanın bu kanununa kimse engel olamayacaktır. Tıpkı MEKKE VE
MEDİNE'deki tefeci bezirganların, Hazreti Muhammed'in devrimlerini
engelleyemediği gibi.
Saygılarımla.
Hamdullah Dedeoğlu.
02.02.2016
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.