9 Şubat 2018 Cuma

SIFFİN SAVAŞININ KOMUTANI MALİK EŞTER KİMDİR ?

SIFFİN SAVAŞININ KOMUTANI 

MALİK EŞTER  KİMDİR ?

Malik Eşter, Yemen kökenli Mezhiç kabilesinin, Neha koluna mensuptu. Irak ve İran'ın fethinden sonra, Hz. Ömerin talimatı ile kurulan Küfe'ye kabilesiyle birlikte yerleşmişlerdi. . Bizanslılarla yapılan Yermük savaşında bir gözünü kaybettiği için, “ ters göz kapaklı” anlamına gelen “eşter” adını almıştı. Doğum tarihi tam olarak bilinmemektedir. Takriben yedinci asrın başında doğduğu sanılmaktadır. (M.602-603) Yermük savaşında, (M. 634) Halep ve Maraş'ın fethlerinde yer aldı. (M. 637) Diyarbakır ve Silvan'ı feth eden ordunun da komutanlığını yapmıştı. (M.639-640) Hz. Ömer zamanında, ordunun önde gelen komutanlarındandı. Herkes tarafından tanınan ve saygı duyulan biriydi. Aynı zamanda iyi bir hatip ve şairdi. Konuşmaları ile askerlerini çok iyi motive eden bir liderdi.

Malik Eşter, Hazreti Osman'ın halifeliğine kadar, ne sorun yaşadı, ne de sorun çıkardı. Hz. Osman halife olunca, Hz. Ömer zamanında sağlanan dengeler bozuldu. Yönetimde zaafiyetler ortaya çıktı. Hz. Osman'ın bazı kabilelerin (Malik Eşter'in dahil) ellerindeki toprakların bir kısmını başka kabilelere pay etmesi, vali ve ordu komutanlıklarına Ümeyye oğullarını (emevi) tayin etmesi, huzursuzluğun artmasına neden oldu. Örneğin Küfe valiliğine kardeşi Velid bin Ubeyye'yi, Basra valiliğine akrabası Abdullah bin Amir'i tayin etmesi gibi.

Hz. Osman’ın,A icratlarını eleştiren İbn Mesud'u Küfe'den, Ebu Zer'i de Medine’den, Rebeze çölüne sürgün etmesi, tepkilerin artmasına neden olmuştu. Her ikisi de, İslam dinini en iyi bilen sahabelerdendi. İbn Mesud, Hz. Ömer'in emriyle Küfe'ye gönderilmişti. Görevi, Küfelilere islamı öğretmekti. Küfe’liler tarafından sevilen biriydi.

Yönetimin bu uygulamalarından rahatsız olan Malik Eşter ve bazı kabile yöneticileri, şikayet ve isteklerini hem valiye, hem de halife Hz. Osman'a ilettiler. Ancak karşılığı Şam'a sürgün oldu. Bir süre Şam'da sürgün kalan Malik Eşter ve on arkadaşı, Muaviye'nin şikayeti üzerine, tekrar Küfe'ye gönderildi. Ancak, sorunlar giderilmemişti. Huzursuzluk devam ediyordu. Bu nedenle, Küfe, Mısır ve Basrada'ki muhalifler anlaşarak, halifenin istifası için Medine'ye gitme kararı aldılar. Medine'ye gelen muhalifler, halifenin görevi bırakmasını istediler. Hz. Osman bunu reddetti. Halifenin onayıyla, arabulucu olan Hz Ali, sorunların çözüleceğine dair söz verdi. Ve muhalifler de geldikleri bölgeye gitmek üzere, Medine'den ayrıldılar.

Muhalifler Medine'den ayrılıp, yola çıktıktan sonra, Halifenin bir köle aracılığı ile valilere mektup yazarak, muhaliflerin şehire geldiklerinde, katledilmesi emrinin olduğunu öğrendiler. Kölenin üzerinde, halifenin mühürü bulunan mektubu ele geçirerek, tekrar Medine'ye doğru hareket ettiler. Halife Hz. Osman, söz konusu mektubun yazılmasından haberi olmadığını söylese de, ikna edici olamadı. İsyancılar, Hz. Osman'ı makamında şehit
ettiler. Ve yönetimi ele geçirdiler. (M. 656)

Muhalifler, Hz. Osman'dan sonra, adları geçen, Talha, Zübeyr ve Hz. Ali'ye halifelik önerdiler. Üçü de kabul etmedi. Başından itibaren olayların içinde olan Malik Eşter, Hz. Ali'ye biat ederek, halife ilan etti. Hz. Ali de, kargaşalığın daha da büyümemesi için, halifeliği kabul etmek zorunda kaldı. Talha ve Zübeyr de, Malik Eşter'in tehdidi ile Hz. Ali'ye biat ettiler.

Hz. Ali halife olunca, Şam, Basra, Küfe, Yemen ve Mısır valilerini görevden alarak, yerlerine yenilerini atadı. Muaviye, görevinden ayrılmayacağını ve Hz. Ali'ye de biat etmiyeceğini ilan etti. Daha önce biat eden Zübeyr ve Talha'da asker toplayarak, baş kaldırdılar. Hz. Ali, iki karşı güçle mücadele etmek zorunda kaldı. Basra'da Zübeyr, Talha ve onların yanında yer alan Hz. Ayşe, diğer tarafta, Şam valisi ebu Süfyan'ın oğlu Muaviye vardı. Hz. Ali'nin ordusunun başında Malik Eşter vardı. Eşter süvarileri ile Cemel adı verilen savaşta, Zübeyr ve ordusunu dağıttı. Kesin bir zafer kazandı. Hz. Ayşe, koruma altına alınarak, Hz. Ali'nin ordusunda yer alan kardeşi Muhammed tarafından evine götürüldü.

Sıra Muaviye'ye gelmişti. Malik Eşter zaman kaybetmeden Şam'a askeri güçle müdahele edilmesni istedi. Muaviye'nin güç kullanmadan biat etmiyeceğini söyledi. Ancak Hz. Ali daha fazla kanın dökülmesini istemiyordu. Muaviye'ye elçiler gönderip ikna edilmesini istedi. Muaviye, gelen elçileri oyalayarak, zaman kazanmaya çalıştı. Bu süre içinde de ordusunu kurma hazırlıklarını tamamladı. Ve elçilerle red cevabını gönderdi. Savaştan başka çare kalmamıştı. İki ordu Sıffin denilen yerde karşı karşıya geldi. Yaklaşık üç buçuk ay süren çatışmalarda, Hz. Ali'nin ordusunun üstünlük kazandığı bir sırada, Muaviye, Amr bin As'ın teklifi ile mızrakların uçlarına Kuran mushaflarını takarak, ordusunun dağılmasına engel oldu. Ve savaşın galibinin hakemlere bırakılmasını istediler. Bu talep kabul edildi. (M. 657) Bundan sonrası ayrı bir yazı konusu, onu da ileride işleyeceğiz. ( Bu savaşlarda Malik Eşter ve süvarileri yine belirleyici roller oynadı ve Hz. Ali'nin ordusunun galip gelmesini sağladı. Ancak, çok kayıp verildi.)

Muaviye, Sıffin savaşından sonra, Amr ibn ül As’ı Mısır’a vali olarak atamıştı. Hz. Ali’nin atadığı Mısır valisi olan Muhammed bin Ebu Bekir, Muaviye yanlısı isyancılar tarafından şehirden çıkartılmış ve zor durumdaydı. Hz. Ali, daha tecrübeli olan Malik Eşter'i Mısır'a vali olarak atadı. Bu emri Muaviye'nin ajanları da öğrenmişti .Muaviye, Mısır yolu üzerinde bulunan Kalzum vergi toplayıcısı Coystar'a heber göndererek, Malik Eşter'i öldürdüğü taktirde, halifeliği dönemi boyunca vergi ve haraçlardan muaf tutulacağı vaadinde bulundu. Coystar, Malik Eşter'i evinde misafir etti. Bu misafirlikte, Malik Eşter'i içinde zehir bulunan bal şerbeti ile şehit etti. (M.658)

Malik Eşter'in ölümü, Hz. Ali tarafından üzüntüyle karşılandı. İbni Hanbel, Hz. Ali'nin şu sözlerini nakleder: “Ben peygamber için ne isem, Malik Eşter'de benim için odur. “

Malik Eşter'in şehit haberi Muaviye tarafında ise, sevinçle karşılandı. Savaşta yenemedikleri bir komutanı, zehirli şerbetle şehit etmişti. Muaviye'nin, Malik Eşter'in ölüm haberini alınca, “Ali'nin iki kolu vardı. Birini Sıffinde kestim, diğerini de Mısır'da.” şeklinde konuştuğu belirtiliyor. Sıffin savaşında şehit olan Ammar bin Yasir, Hz. Ali'nin çocukluk arkadaşı ve iyi bir komutanıydı. Malik Eşter ise, Kendisini halife yapan ve bütün savaşlarda en önde yer almış, iyi bir ordu komutanıydı. Muaviye'nin söylediğinin gerçek payı vardı. Bu iki kahraman askerin şehit edlmesinden sonra, Hz.Ali önce Mısır vilayetini, daha sonra da diğerleri üzerindeki hakimiyetini kaybetti.

Biz de iyi bir asker ve iyi bir strateji uzmanı olan Malik Eşter'in bu şekilde şehit edilmesine üzüldüğümüzü belirtmeliyiz. Bir asker, asker gibi yiğitçe savaş meydanında ölmeliydi.
Alevilerin Malik Eşter'i on yedi KEMER BEST içinde saymaları, ona yakışan bir anmadır. Bunu fazlası ile hak etmiş birisidr. Kendsini saygı ve hürmetle anıyoruz. Ruhu şad, mekanı cennet olsun.
* Malik Eşter'in Kahraman Maraş'ın altı kilometre dışında türbesi bulunmaktadır.

Yazan:Hamdullah DEDEOĞLU
07.06.2017

kaynak:-19 Mayıs Üniversitesi İlahiyat Fak. Öğ.
Üyesi Doç.Dr. Kenan Ayar “Malik Eşter incelemesi”
-Diyanet vakfı islam ansiklopedisi
-Doğuştan günümüze İslam Tarihi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

Popular