SIFFİN SAVAŞININ KOMUTANI
MALİK EŞTER KİMDİR ?
Malik
Eşter, Yemen kökenli Mezhiç kabilesinin, Neha koluna mensuptu.
Irak ve İran'ın fethinden sonra, Hz. Ömerin talimatı ile kurulan
Küfe'ye kabilesiyle birlikte yerleşmişlerdi. . Bizanslılarla
yapılan Yermük savaşında bir gözünü kaybettiği için, “
ters göz kapaklı” anlamına gelen “eşter” adını almıştı.
Doğum tarihi tam olarak bilinmemektedir. Takriben yedinci asrın
başında doğduğu sanılmaktadır. (M.602-603) Yermük savaşında,
(M. 634) Halep ve Maraş'ın fethlerinde yer aldı. (M. 637)
Diyarbakır ve Silvan'ı feth eden ordunun da komutanlığını
yapmıştı. (M.639-640) Hz. Ömer zamanında, ordunun önde gelen
komutanlarındandı. Herkes tarafından tanınan ve saygı duyulan
biriydi. Aynı zamanda iyi bir hatip ve şairdi. Konuşmaları ile
askerlerini çok iyi motive eden bir liderdi.
Malik
Eşter, Hazreti Osman'ın halifeliğine kadar, ne sorun yaşadı, ne
de sorun çıkardı. Hz. Osman halife olunca, Hz. Ömer zamanında
sağlanan dengeler bozuldu. Yönetimde zaafiyetler ortaya çıktı.
Hz. Osman'ın bazı kabilelerin (Malik Eşter'in dahil) ellerindeki
toprakların bir kısmını başka kabilelere pay etmesi, vali ve
ordu komutanlıklarına Ümeyye oğullarını (emevi) tayin etmesi,
huzursuzluğun artmasına neden oldu. Örneğin Küfe valiliğine
kardeşi Velid bin Ubeyye'yi, Basra valiliğine akrabası Abdullah
bin Amir'i tayin etmesi gibi.
Hz.
Osman’ın,A
icratlarını eleştiren İbn Mesud'u Küfe'den, Ebu Zer'i de
Medine’den, Rebeze çölüne sürgün etmesi, tepkilerin artmasına
neden olmuştu. Her ikisi de, İslam dinini en iyi bilen
sahabelerdendi. İbn Mesud, Hz. Ömer'in emriyle Küfe'ye
gönderilmişti. Görevi, Küfelilere islamı öğretmekti.
Küfe’liler tarafından sevilen biriydi.
Yönetimin
bu uygulamalarından rahatsız olan Malik Eşter ve bazı kabile
yöneticileri, şikayet ve isteklerini hem valiye, hem de halife Hz.
Osman'a ilettiler. Ancak karşılığı Şam'a sürgün oldu. Bir
süre Şam'da sürgün kalan Malik Eşter ve on arkadaşı,
Muaviye'nin şikayeti üzerine, tekrar Küfe'ye gönderildi. Ancak,
sorunlar giderilmemişti. Huzursuzluk devam ediyordu. Bu nedenle,
Küfe, Mısır ve Basrada'ki muhalifler anlaşarak, halifenin
istifası için Medine'ye gitme kararı aldılar. Medine'ye gelen
muhalifler, halifenin görevi bırakmasını istediler. Hz. Osman
bunu reddetti. Halifenin onayıyla, arabulucu olan Hz Ali,
sorunların çözüleceğine dair söz verdi. Ve muhalifler de
geldikleri bölgeye gitmek üzere, Medine'den ayrıldılar.
Muhalifler
Medine'den ayrılıp, yola çıktıktan sonra, Halifenin bir köle
aracılığı ile valilere mektup yazarak, muhaliflerin şehire
geldiklerinde, katledilmesi emrinin olduğunu öğrendiler. Kölenin
üzerinde, halifenin mühürü bulunan mektubu ele geçirerek, tekrar
Medine'ye doğru hareket ettiler. Halife Hz. Osman, söz konusu
mektubun yazılmasından haberi olmadığını söylese de, ikna
edici olamadı. İsyancılar, Hz. Osman'ı makamında şehit
ettiler.
Ve yönetimi ele geçirdiler. (M. 656)
Muhalifler,
Hz. Osman'dan sonra, adları geçen, Talha, Zübeyr ve Hz. Ali'ye
halifelik önerdiler. Üçü de kabul etmedi. Başından itibaren
olayların içinde olan Malik Eşter, Hz. Ali'ye biat ederek, halife
ilan etti. Hz. Ali de, kargaşalığın daha da büyümemesi için,
halifeliği kabul etmek zorunda kaldı. Talha ve Zübeyr de, Malik
Eşter'in tehdidi ile Hz. Ali'ye biat ettiler.
Hz. Ali halife olunca, Şam, Basra, Küfe, Yemen ve Mısır valilerini görevden alarak, yerlerine yenilerini atadı. Muaviye, görevinden ayrılmayacağını ve Hz. Ali'ye de biat etmiyeceğini ilan etti. Daha önce biat eden Zübeyr ve Talha'da asker toplayarak, baş kaldırdılar. Hz. Ali, iki karşı güçle mücadele etmek zorunda kaldı. Basra'da Zübeyr, Talha ve onların yanında yer alan Hz. Ayşe, diğer tarafta, Şam valisi ebu Süfyan'ın oğlu Muaviye vardı. Hz. Ali'nin ordusunun başında Malik Eşter vardı. Eşter süvarileri ile Cemel adı verilen savaşta, Zübeyr ve ordusunu dağıttı. Kesin bir zafer kazandı. Hz. Ayşe, koruma altına alınarak, Hz. Ali'nin ordusunda yer alan kardeşi Muhammed tarafından evine götürüldü.
Sıra
Muaviye'ye gelmişti. Malik Eşter zaman kaybetmeden Şam'a askeri
güçle müdahele edilmesni istedi. Muaviye'nin güç kullanmadan
biat etmiyeceğini söyledi. Ancak Hz. Ali daha fazla kanın
dökülmesini istemiyordu. Muaviye'ye elçiler gönderip ikna
edilmesini istedi. Muaviye, gelen elçileri oyalayarak, zaman
kazanmaya çalıştı. Bu süre içinde de ordusunu kurma
hazırlıklarını tamamladı. Ve elçilerle red cevabını gönderdi.
Savaştan başka çare kalmamıştı. İki ordu Sıffin denilen yerde
karşı karşıya geldi. Yaklaşık üç buçuk ay süren
çatışmalarda, Hz. Ali'nin ordusunun üstünlük kazandığı bir
sırada, Muaviye, Amr bin As'ın teklifi ile mızrakların uçlarına
Kuran mushaflarını takarak, ordusunun dağılmasına engel oldu.
Ve savaşın galibinin hakemlere bırakılmasını istediler. Bu
talep kabul edildi. (M. 657) Bundan sonrası ayrı bir yazı konusu,
onu da ileride işleyeceğiz. ( Bu savaşlarda Malik Eşter ve
süvarileri yine belirleyici roller oynadı ve Hz. Ali'nin ordusunun
galip gelmesini sağladı. Ancak, çok kayıp verildi.)
Muaviye,
Sıffin savaşından sonra, Amr ibn ül As’ı Mısır’a vali
olarak atamıştı. Hz. Ali’nin atadığı Mısır valisi olan
Muhammed bin Ebu Bekir, Muaviye yanlısı isyancılar tarafından
şehirden çıkartılmış ve zor durumdaydı. Hz. Ali, daha
tecrübeli olan Malik Eşter'i Mısır'a vali olarak atadı. Bu emri
Muaviye'nin ajanları da öğrenmişti .Muaviye, Mısır yolu
üzerinde bulunan Kalzum vergi toplayıcısı Coystar'a heber
göndererek, Malik Eşter'i öldürdüğü taktirde, halifeliği
dönemi boyunca vergi ve haraçlardan muaf tutulacağı vaadinde
bulundu. Coystar, Malik Eşter'i evinde misafir etti. Bu
misafirlikte, Malik Eşter'i içinde zehir bulunan bal şerbeti ile
şehit etti. (M.658)
Malik
Eşter'in ölümü, Hz. Ali tarafından üzüntüyle karşılandı.
İbni Hanbel, Hz. Ali'nin şu sözlerini nakleder: “Ben peygamber
için ne isem, Malik Eşter'de benim için odur. “
Malik Eşter'in şehit haberi Muaviye tarafında ise, sevinçle karşılandı. Savaşta yenemedikleri bir komutanı, zehirli şerbetle şehit etmişti. Muaviye'nin, Malik Eşter'in ölüm haberini alınca, “Ali'nin iki kolu vardı. Birini Sıffinde kestim, diğerini de Mısır'da.” şeklinde konuştuğu belirtiliyor. Sıffin savaşında şehit olan Ammar bin Yasir, Hz. Ali'nin çocukluk arkadaşı ve iyi bir komutanıydı. Malik Eşter ise, Kendisini halife yapan ve bütün savaşlarda en önde yer almış, iyi bir ordu komutanıydı. Muaviye'nin söylediğinin gerçek payı vardı. Bu iki kahraman askerin şehit edlmesinden sonra, Hz.Ali önce Mısır vilayetini, daha sonra da diğerleri üzerindeki hakimiyetini kaybetti.
Biz
de iyi bir asker ve iyi bir strateji uzmanı olan Malik Eşter'in bu
şekilde şehit edilmesine üzüldüğümüzü belirtmeliyiz. Bir
asker, asker gibi yiğitçe savaş meydanında ölmeliydi.
Alevilerin
Malik Eşter'i on yedi KEMER BEST içinde saymaları, ona yakışan
bir anmadır. Bunu fazlası ile hak etmiş birisidr. Kendsini saygı
ve hürmetle anıyoruz. Ruhu şad, mekanı cennet olsun.
*
Malik Eşter'in Kahraman Maraş'ın altı kilometre dışında
türbesi bulunmaktadır.
Yazan:Hamdullah
DEDEOĞLU
07.06.2017
kaynak:-19 Mayıs Üniversitesi İlahiyat Fak. Öğ.
Üyesi
Doç.Dr. Kenan Ayar “Malik Eşter incelemesi”
-Diyanet
vakfı islam ansiklopedisi
-Doğuştan
günümüze İslam Tarihi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.