3 Mayıs 2023 Çarşamba

AMASYA’LI BABA İLYAS SELÇUKLU SULTANI 2. GIYASEDDİN KEYHÜSREV’E NEDEN İSYAN ETTİ?

 


HARŞENA KALESİNİN 1890 YILINDAKİ GÖRÜNÜMÜ 

Bu fotoğraf Amasya'lı tarihçi Hüseyin Menç'in "TARİH İÇİNDE AMASYA" adlı eserinden alınmıştır.

AMASYA’LI BABA İLYAS SELÇUKLU SULTANI 2. GIYASEDDİN KEYHÜSREV’E NEDEN İSYAN ETTİ?

Amasyalı hemşerimiz Baba İlyas, Selçuklu Sultanı 2. Gıyasettin Keyhüsrev’e neden isyan etmişti? Resmi tarihçilerin hemen hemen hepsi yazdıkları kitaplarda ve makalelerde Baba İlyas ve halifesi Baba İshak’ı yerden yere vuruyorlar. Selçukluların Moğollara yenilmesinin ve Anadolu’nun işgal edilmesinin nedeni olarak da Baba İlyas’ı gösteriyorlar. Tek kaynakları ise, Selçukluların resmi tarihçisi İbn Bibi. Araştırmalarımda bu konuda farklı düşünen iki tarihçiye rastladım. Biri Prof. Dr. Ahmet Yaşar Ocak, diğeri ise Prof. Dr. Bernard Levis. Her iki akademisyen de dönemin ekonomik şartlarının ve kötü yönetimin isyana neden olduğu konusunda birleşiyorlar. Diğerleri ise, Baba İlyas’ı ya Rum işbirlikçisi ya da sahte vaatlerle halkı kandıran kişi olarak değerlendiriyorlar. Biz ise, isyana gerekçe olan sebepleri tek tek değerlendirerek bir sonuç elde etmeye çalışacağız. İsyanın önderi olan Baba İlyas Horasani ile başlayalım:

Baba İlyas, Moğolların Horasan’ı işgal etmesi nedeniyle Anadolu’ya gelmişti. Geldiği yer Horasan’ın Harzem bölgesiydi. 1230 yılında Anadolu Selçuklu Sultanı Alaattin Keykubat’ın onayı ile Amasya sancağına yerleşmişti. Dergahını Amasya’ya on iki kilometre uzaklıkta Yeşilırmak nehrine karışan Çat deresi (Deliçay) yakınına kurmuştu. Dergahı Tokat-Sivas yolu üzerindeydi. Dergahında ayırım gözetmeksizin bütün yolculara hizmet veriyordu. Burası aynı zamanda dini bir merkez olup, halkı İslam dini konusunda aydınlatma görevi de yapıyordu.  Sultan Alaattin Keykubat bu hizmetler karşılığında tekkeye gelir sağlamak için arazi tahsis etmişti. Bunun dışında da bazı köylerin vergilerini bu dergaha verilmesini sağlamıştı. Baba İlyas kısa sürede bölgede sözü dinlenen bir din adamı olmuştu. Öyle ki Amasya valisi Hacı Doğrak Bey bile Baba İlyas’a intisap etmiş ve müridi olmuştu. 

1235 yılına gelindiğinde, Baba İlyas’ın ünü bütün Anadolu’ya yayılmıştı. Anadolu’da kendisine bağlı yüzlerce halifesi olmuştu. Hacı Bektaş Veli de bu halifelerin arasında bulunuyordu. Ama, en büyük halifesi Baba İshak adıyla tanınan İsak-ı Şami idi. Şam-i denilmesinin nedeni bugün Suriye olarak bilinen o zamanki adıyla Şam bölgesine sorumlu halife olarak gönderilmesinden geliyordu. Ancak, Baba İlyas’ın şöhretinin kısa sürede hızla yayılması bazı yöneticileri rahatsız etmeye başladı. Amasya kadısı “Kör Kadı” ve Subaşı Hacı Armağan Şah bunların başında geliyordu. Kör Kadı ve Hacı Armağan Şah, Sultan Alaattin Keykubat’a Baba İlyas aleyhinde mektuplar yazdılar. Fakat bir sonuç elde edemediler. Alaattin Keykubat’ın şüpheli bir şekilde ölümünden sonra yerine oğlu 2. Gıyasettin Keyhüsrev Selçuklu Sultanı oldu. Kör Kadı ve Hacı Armağan Şah’ın kışkırtma ve tertipleri bu dönemde de artarak devam etti. Baba İlyas hakkında “Batini” olduğunu, Hasan Sabbah’ı taklit ettiğini“ ve “ isyana hazırlık” yaptığını ileri süren şikayet mektupları tertiplediler. Bu iddialarına gerekçe bulmak için Baba İlyas’tan yöreye nam salmış beyaz atını satın alıp Sultan Keyhüsrev’e hediye etmek istediklerini ilettiler. Ancak Baba İlyas beyaz atının kendisi için manevi bir değeri bulunduğunu, bunun yerine diğer atlardan birini bedelsiz olarak verebileceğini söyledi. Subaşı Armağan Şah, Baba İlyas’ın bu önerisini reddetti ve Beyaz atın verilmesinde ısrar ediyordu. Bir gece emrindeki askerlerle dergaha baskın yapan Armağan Şahın askeri komutanı, direnmek isteyen tekke görevlilerini kılıçtan geçirip, Baba İlyas’ı  esir alarak Amasya merkezindeki “Harşena” kalesine hapsetti. 1240 yılı başlarında meydana gelen bu olay müritleri tarafından baş halife Baba İshak’a iletildi. Baba İshak, Baba İlyas’ı kurtarmak için planlar yapmaya başladı. Amasya’daki Baba İlyas taraftarları ise, kaleyi basıp Şeyhlerini kurtarmak istediler ise de bunu başaramadılar. Bunun üzerine, Baba İshak Şam bölgesinden müritlerinden bir ordu kurmak için harekete geçti.  Ordu için silah ve yiyecekler satın alındı. Bu ordunun tamamı Türkmenlerden meydana geliyordu. İçlerinden Eymür, Avşar, Karkın boyundan ve biraz da Harezimli Türkler bulunuyordu. Bu hazırlıklar tamamlandıktan sonra, gençlerden, kadınlardan, çocuk ve yaşlılardan oluşan ordu harekete geçti. Baba İshak’ın askeri birlikleri kendilerine engel olmak isteyen Malatya, Elbistan ve Sivas sancakbeylerinin askeri birliklerini on iki kez yendiler ve Kırşehir yakınlarındaki Malya ovasına kadar geldiler. Bunu haber alan Sultan Gıyaseddin Keyhüsrev korkudan Beyşehir gölündeki Kubadabad adasına kaçtı. Bu sırada Selçukluların asıl ordusu Erzurum’dan yola çıkmış ve Kayseri’ye kadar gelmişti. Zırhlı Frenklerle takviye edilen Selçuklu ordusu Ekim ayında Baba İshak’ın ordusuyla Malya ovasında karşı karşıya geldi. Selçuklu ordusunun ön cephesinde zırhlı Hıristiyan Frenk birlikleri bulunuyordu. Baba İshak’ın ordusu ise buna hazırlıklı ve donanımlı değildi. Frenklere karşı kullandıkları oklar da etkili olamıyordu. Geri çekilerek savunma savaşı yapmak istediler. Ancak bu sırada Selçuklu ordusunun atlı birlikleri Baba İshak kuvvetlerini arkadan sarma ve kuşatma hareketini başlatmıştı. İki ateş arasında kalan Baba İshak kuvvetleri var güçleriyle direnmelerine rağmen, kendilerinden hem sayıca hem de teçhizat olarak üstün olan Selçuklu ordusuna yenilmekten kurtulamadılar. Malya ovasında tam bir katliam yaşandı. İsyancı kuvvetlerle birlikte olan yaşlı, kadın ve çocuklar da bu katliamdan kurtulamadı. Baba İshak başta olmak üzere, isyanın tüm önderleri hayatını kaybetti. Çok az bir kısmı esir alınarak Konya’ya götürüldü. Bir kısmı da orada idam edildi. Bu savaşta Hacı Bektaş Veli'nin kardeşi Menteş de hayatını kaybedenler arasındaydı. Böylece, Baba İlyas’ı kurtarmak için dört ay devam eden Baba İshak isyanı sona ermişti. 

Baba İshak kuvvetlerinin Malya ovasında yenildiğini haber alan Amasya ve Tokat sancaklarındaki Baba İlyas taraftarları Harşena kalesinde hapiste bulunan şeyhlerini kurtarmak için harekete geçtiler. Karşılarına çıkan Amasya subaşısı Hacı Armağan Şah’ın askeri birliklerini yenerek Harşena kalesini ele geçirdiler. Ancak orayı ele geçirdiklerinde Baba İlyas’ın asılarak idam edildiğini gördüler. Bunun üzerine Baba İlyas’ın cesedini alarak gizlice dergahın yakınlarında bulunan bir tepeye gömdüler. Kendi üzerlerine büyük bir ordunun geldiğini öğrenince bir kısmı Canik (Samsun) tarafına bir kısmı da Tokat sancağına dağılarak izlerini kaybettirdiler. 

Baba İlyas ve halifesi baba İshak isyanı kısaca böyle olmuştu. Ancak bu isyanın esas nedenleri başkaydı. Bu nedenler şunlardı:

1-Gıyaseddin Keyhüsrev, çok kötü bir yönetim sergiliyordu.  Halkın üzerinde ağır bir vergi yükü bulunuyordu. Halk vergileri ödemekte güçlük çekiyordu.

2-Adalet bozulmuştu. Sancak beylerinin keyfi yönetimi halkı bezdirmişti.

3-Horasan’dan Harzemşah Sultanı Celaleddin ile birlikte Anadolu’ya gelen ve Yassı Çemen savaşından sonra Sultan Alaaddin Keykubat’ın emrine giren Emir Kayırhan Zamantı (Kayseri-Pınarbaşı) kalesinde hapis edilmiş ve daha sonra da katledilmişti. Bu nedenle Harzemli aşiretler de Baba İlyas hareketine destek vermişti. 

4-Horasan ve İran’dan Moğol istilası nedeniyle kaçıp Halep ve Şam bölgesine gelen aşiretlerin Anadolu içlerine girmesine izin verilmiyordu. Bu aşiretlerde isyana destek vermişti. 

5-İsyancı kuvvetler, Sultan olarak Gıyaseddin Keyhüsrev’i değil, Alaaddin Keykubat’ın küçük oğlu İzzeddin Kılıç Arslan’ı destekliyordu. Sultan Alaaddin Keykubad da vefatından önce veliaht olarak İzzeddin Kılıç Arslan’ı seçmişti. Bunun nedeni İzzeddin Kılıçaslan’ın annesinin Eyyubi prensesi olmasıydı. Sultan Alaaddin, Moğol istilasına karşı bu yolla Mısır'da hakimiyet kuran Eyyubilerin desteğini almak istiyordu.  

Yukarıdaki nedenler göz önüne alındığında isyan için gerekli şartların oluştuğu anlaşılmaktadır. Ancak isyancılar yenilmiş, Selçuklu ordusu da itibar ve güç kaybetmişti. Selçuklu ordusu, 1243 yılında Kösedağ savaşında kendisinden sayıca çok az olan Moğol ordusuna yenilmiş ve Anadolu işgal edilmişti. Moğol istilasına en çok direnen de Baba İlyas taraftarı aşiret ve kabileler oldu. Bunların başında Ağaçeri Türkmenleri ve Karamanoğulları geliyordu. Bu mücadelede çok kayıplar verdiler. Gıyaseddin Keyhüsrev döneminde Anadolu Selçuklu Devleti, Moğollara tabi bir beylik haline geldi. 1318 yılına gelindiğinde tamamen dağıldılar ve Anadolu’da küçük beylikler dönemi başladı. Baba İlyas’ın halifeleri ve mensupları bu beylikler içinde Osman beye destek vermeye başladılar. Şeyh Edebali ve Ahi Evran’ın destekçileri bunların başında geliyordu. Osman beyin Şeyh Edebali’nin kızıyla evlenmesi de bu desteği güçlendirme amacını taşıyordu. Babailerin bu desteği ile daha sonra Bektaşiliğe bağlı Yeniçeri ordusu kurulacak ve bu ordu Osmanlı beyliğini devlete, daha sonra da imparatorluğa taşıyacaktı. 

Baba İlyas isyanı hakkında bu bilgileri verdikten sonra, tarihi olaylara sadece resmi kayıtlarla ya da saray tarihçilerinin gözüyle bakanlara burada cevap vermek istedik. Zira onlar olaylara, içinde bulunulan dönemi ve halkın sosyo- ekonomik şartlarını analiz etmeden bakmaktadırlar. Bu nedenle de vardıkları sonuç yanlış olmaktadır. Her isyanın ya da muhalif hareketin mutlaka hem siyasi hem de ekonomik nedenleri vardır. Aksi taktirde, kitleler o hareketin içinde yer almazlar ve destek olmazlar. Dünyadaki tüm olaylar incelendiğinde bunu rahatlıkla görebiliriz. Yeter ki olaylara doğru bir perspektifle bakalım.  

Baba İlyas'ın defnedildiği yer bugün Amasya merkeze  bağlı İlyas köyündedir. Halk arasında "Sarılık Evliyası" olarak bilinmektedir. Baba İlyas türbesi halk tarafından bugün bile ziyaret edilmeye devam edilmektedir.

Saygılarımla.

Hamdullah Dedeoğlu

02.05.2023

Kaynaklar:

--Hüseyin Hüsameddin Efendi, Amasya Tarihi, Cilt,1,2,8,9, 

--Prof. Dr. Ahmet Yaşar Ocak, Babailer İsyanı, Dergah Yayınları.

--Hamza Aksüt, Alevi Erenlerin İlk Savaşı, Yurt Yayınları.

--Buket Yaşa Şahin, Anadolu Selçuklu Devleti- Harzemşahlar Münasebetleri, Yüksek Lisans Tezi.

--Doç. Dr. Muammer Gül, Harezmli Türklerin Anadolu ve Yakın Doğudaki Rolleri ve Tesirleri.

--Prof. Dr. Bernard Levis, Alamut Kalesi ve Hasan Sabbah.

--Tarihten Günümüze Anadolu Aleviliği, Prof. Dr. Ahmet Turan.


HARŞENA KALESİNİN 3 MAYIS 2023'DEKİ GÖRÜNÜMÜNDEN RESİMLER










Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

Popular