Bugünkü makalemizin konusu Rakka eyaletine iskan edilen aşiretler olacaktır. Konu çok geniş ve çok sayıda aşireti kapsadığı için biz sadece Badıllı, Rişvanlı, Milli aşireti ve bağlı obaları ele alacağız.
Araştırmalarımız sonunda bu konuda en kapsamlı çalışmanın Gaziantep Üniversitesi öğretim üyelerinden Doç. Dr. Murat Çelikdemir’in 2001 yılında Fırat üniversitesinde görevliyken Osmanlı arşivlerine dayanarak yazdığı " OSMANLI DÖNEMİNDE AŞİRETLERİN RAKKA'YA İSKANI 1690-1840" adlı doktora tezi olduğunu öğrendik. Hocamıza bu çalışmasından dolayı çok teşekkür ediyoruz. Biz de bugünkü makalemizde ana kaynak olarak hocamızın doktora tezini kullanacağız.
Osmanlı devleti, 1691 yılında Rakka eyaletine konar-göçer aşiretlerin iskan edilmesi yönünde bir karar aldı. Padişahin imzasını taşıyan bu kararda, bölgeye iskan ettirilecek cemaatler arasında Halep Türkmenleri, Sivas sancağına bağlı Yeni İl Türkmenleri, Diyarbakır bölgesindeki Bozulus aşiretleri, Konya sancağındaki Lekvanik obaları ve Ankara-Keskin bölgesindeki konar-göçer aşiretleri bulunuyordu. Aşiret ve cemaatlerin Rakka’ya iskan edilmesinin nedeni; Orta Arabistan çöllerinde yaşayan Arap asıllı Eneze ve Şammar aşiretlerinin Rakka’nın batı ve güney bölgelerini işgal ederek, buradaki yerleşik halkı göç ettirmesi ve bölgeden geçen ticaret ve hac kervanlarını soymasıydı. Osmanlı yönetimi, bu iskanla konar-göçerleri yerleşik hayata geçirmeyi, Arap aşiretlerin saldırılarını önlemeyi ve bölgedeki tarım arazilerinin yeniden üretime geçirilmesini amaçlıyordu.
Rakka’ya iskan edilmesi istenen aşiret ve cemaatler arasında Badıllı, Rişvanlı, Milli aşireti ve bağlı cemaatler de bulunuyordu. Bu aşiretlerin büyük çoğunluğu “Bozulus” olarak adlandırılan cemaatlerdi. Diyarbakır-Erzurum-Kars-Çıldır ile Ankara-Çankırı bölgesinde konar-göçer hayatı yaşıyorlardı. Bunların dışında Sivas sancağına bağlı Yeni İl kazasında bulunan “Beğdili taifesinden Badıllı” aşireti de Rakka’ya iskan edilecek aşiretler arasında yer alıyordu. İskan bölgesi, Akçakale ve Ayn-ı Zir’den Rakka’ya kadar olan bölgeydi. Bu bölgede Fırat nehrinin bir kolu olan Belih ırmağı bulunuyordu. Sulak arazisi bulunan bölge tarım ürünlerinin yetişmesine uygundu. Rakka Beylerbeyi Kadızade Hüseyin Paşa, nehrin batı ve doğu taraflarını parsellere ayırarak, cemaatlerin yerleşmesini kolaylaştırmıştı. Haklarında iskan kararı çıkarılan aşiretler 1692 yılından itibaren bölgeye gelmeye başladılar. Bunlar arasında Badıllı, Rişvanlı, Milli aşireti ve bağlı cemaatlerde vardı. Osmanlı kayıtlarına göre, Badıllı ve Milli aşiretine bağlı olarak iskan edilen cemaatler şunlardı:
Badıllı’ya bağlı olanlar: Rişvanlı, Üsttürkanlı, Otmanlı, Osmanlı, Hacı Kırlı, Kürdikanlı, Kürdikanlı Şedid, Mamavi, Modanlı, Cemokanlı, Birvanlı,Zeyveli, Parçikanlı, Memokanlı, Kaskanlı, Urusatlı, Sühranlı, Acırlı, Gündeşli, Küçüklü, Çoğunlu, Tecirli.
Üstürkanlı’ya bağlı olan Obalar: Türkanlı, Delikanlı.
Milli aşiretine bağlı cemaatler: Bahaddinli (Pezkuri), Bendanlı, Cemaleddinli, Hasenanlı.
Kayıtlarda Badıllı, Milli ve Rişvanlı aşiretlerine bağlı olup da haklarında bilgi verilen cemaatler şunlar:
Rakka iskanından firar eden aşiretlerden tespit edilenlerin listesi.
Murat Çelikdemir hocamız çok emek harcayarak ortaya değerli bir eser çıkartmış. Kendisini tebrik ediyorum. Rakka İskanını bütün detayları ile herkesin anlayacağı bir dille yazmış. Bütün akademisyenlere çalışmalarında bu yöntemi uygulamalarını öneriyorum. Kendisine tekrar çok teşekkür ediyorum.
Saygılarımla.
Hamdullah Dedeoğlu
14.01.2022.
×××Çift Ölçüsü: Torağın verimine göre, bir çift 40 ile 120 dönüm arasinda değişiyordu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.