12 Haziran 2020 Cuma

TÜRKİYE’DEKİ KURMANÇ DİLİNİN KÖKENİ NEREDEN GELİYOR?

TÜRKİYE’DEKİ KURMANÇ DİLİNİN KÖKENİ NEREDEN GELİYOR?

Türkiye’de Kurmanç dilini konuşanların etnik kimliği üzerinde uzun süre tartışmalar yapıldı. Özellikle de 1980 öncesi siyasi tartışmaların ana konusu bu olmuştu. Kurmanç dilini konuşanlar kamuoyunda “Kürt” olarak adlandırıldılar. Oysa, bu dili konuşanların ataları Horasan’dan geldiklerini söylüyorlardı. Ancak, sahada bilimsel araştırmalar yapılmamıştı. Bu yapılmış olsaydı, sağlıklı veriler ışığında konu daha iyi anlaşılmış olacaktı. Bize göre yöntem şöyle olmalıydı; Kurmanç ve Farsça’yı bilen bir bilim heyetinin Horasan bölgesini  inceleyerek yerinde bilgi toplaması ve konuşulan dillerin bir dökümünü yapması gerekirdi. Bildiğimiz kadarıyla bu yapılmadı. Biz de bu düşünceyi, kırk yıl sonra amatör bir ruhla uygulamaya çalıştık. Kurmanç dilini bilen birisi olarak, bugün konuşulmakta olan Farsça’yı öğrenmeye çalıştık. İlk yaptığımız Farsça’nın zamanlarını ve gramerini öğrenmek oldu. Bu aşamadan sonra, Kurmanç dilinde günlük konuşmalarda geçen sözcük ve kelimeleri Farsça ile karşılaştırmak oldu. Sonuç yüzde doksan benzerlik çıktı. Kurmanç dilindeki bazı sözcük ve kelimeleri bu kez de Osmanlıca ile karşılaştırdık. Orada da sonuç benzer çıktı.Yani, karşılaştırma yaptırdığımız Osmanlıcadaki kelimelerin kökeni de Farsça idi. Buradan şu sonuç çıkıyordu: demek ki, Farsça Horasan ve Maverünnehir bölgesinde üstün ve halkın çoğunluğunun konuştuğu bir dildi. Bu tespitimiz tarihi bilgilerle de çakışmaktadır. Şöyle k; Horasan bölgesinde devlet kuran Gazneliler, Selçuklular, Harzemşahlar resmi dil olarak Farsça’yı kullanmışlardı. Çünkü, Farsça’nın geçmişi çok eskiydi. Pers imparatorluğundan bu yana hem devletlerin hem de halkların konuşup anlaştığı ortak bir dil olmuştu. Dolayısıyla, diğer bölge diller üzerinde bir üstünlüğü bulunuyordu. 

Konuyu bu şekilde özetledikten sonra, Farsça ile Kurmanç dili arasındaki ilişkiyi inceleyen iki ayrı makaleyi blog'da sunmuş bulunuyorum. Konuya meraklı olanların bunu bilimsel verilerle desteklemelerini öneriyorum. Burada ayrıca canlı olarak yaşadığım bir olayı da anlatmak istiyorum. Bir inşaat firmasında yönetici olarak çalışan bir arkadaşımızı ziyarete gitmiştik. İnşaatı gezerken kulağıma Kurmanç dilinden bazı sözcükler geldi. Merak içinde sesin geldiği yere döndüm. Ancak, konuşanların fiziki görünümlerinden yabancı oldukları hemen anlaşılıyordu. Arkadaşımızdan izin alarak onlarla sohbet etmeye başladık. Aradan bin yıl geçmiş olmasına rağmen, birbirimize derdimizi anlatabiliyorduk. Konuştuğumuz kişiler Afganistan vatandaşıydılar. Afganistan’ın Mezar-ı Şerif şehrine yakın bir yerde oturduklarını ve konuştukları dilin de o bölgenin çoğunluğu tarafından kullanılan bir dil olduğunu belirttiler. Araştırma yapmak için bölgeye gidememiştik ama, bölge kendisi bize gelmişti. Sonuç tezimizi doğrular nitelikteydi. Bize göre, Kurmanç dilinin kökeni Horasan bölgesine dayanmaktadır. Ancak şunu da belirtmemiz gerekir; bugün ki Farsça 11. yüzyılda Firdevsi tarafından pehlevi ve Dari lehçelerinin birleştirilmesi sonucunda oluşmuştur. Dolayısıyla, Kurmanç dilinin kökeninin klasik Farsça'dan geldiği kaanatindeyiz. Kurmançca konuşan Türkmenler bu dili Horasan’a geldikten sonra öğrenmişlerdi. Batıya göçle birlikte bu dili de beraberlerinde getirmişlerdi. Zira, Türkmenler Anadolu’ya gelmeden önce, İran'da Fars dillerini konuşan topluluklarla yıllarca birlikte yaşamışlardı. Orada ortak bir kültür oluşturmuşlardı. Hatta bazı Fars kökenli aşiretler de Anadolu’ya göç sırasında Türkmenlerle birlikte gelmişlerdi. Bu aşiretlerden biri de Balabanlı aşiretiydi. Aşiretler konusunda kaynak bir eser ortaya koyan Osmanlı arşiv uzmanı Cevdet Türkay, “Osmanlı İmparatorluğu’nda Oymak, Aşiret ve Cemaatler” adlı kitabında bu aşiretleri ”İran Ekrad Yörükanı” olarak belirtmektedir. Aynı eserde, Kurmançca konuşan Türkmen aşiretleri ve cemaatleri "TÜRKMAN EKRADI" (TÜRKMEN KÜRDÜ) olarak kaydedilmişlerdir. Yaptığımız araştırmada Türkman ekradı olarak adlandırılan aşiretlerin bugün bile bu dili konuştuklarını tespit etmiş bulunmaktayız. 

Burada hemen şu soru akla gelebilir. Kurmanç dilini bilmeyen Türkmenler için ne diyeceğiz? Onlar, Aral ve Balkar gölü civarından batıya gelirken Horasan bölgesinde kalmadan transit bir geçişle Anadolu’ya gelenlerdi.Ya da Azerbaycan üzerinden Anadolu’ya gelen Türkmenlerdi. Prof. Dr. Faruk Sümer, “Oğuzlar- Türkmenler” adlı eserinde gerek Horasan gerekse diğer bölgelerden Anadolu’ya gelen Türkmenleri çok güzel bir şekilde anlatmaktadır. Örneğin, Faruk Sümer hoca Horasan’a gelen Türkmenlerin burada azınlıkta kaldıklarını da kitabında ifade etmektedir. Azınlıkta kalan toplumlar çoğunluğun konuştuğu dili öğrenmek zorunda kalırlar. Bu bütün toplumlar için geçerli olan bir kuraldır. Ayrıca, tarih boyunca Horasan bölgesinde Kürt halkı bulunmamıştır. Günümüz Kuzey Horasan’da bulunan Kürt kökenlilerin de Safeviler döneminde Özbeklere karşı oraya iskan edilenler olduğunu bütün tarihçiler de teyit etmektedir. Bugün bile, İran ve Afganistan tarafında kalan Horsan bölgesindeki nüfusun büyük çoğunluğunu Fars kökenliler oluşturmaktadır.

Sonuç olarak şunu söyleyebiliriz; Kurmançca konuşan Türkmenler etnik açıdan Kürt olarak adlandırılamazlar. Bunun tarihsel gelişimini yukarıda kısaca anlattık. Ayrıca Kurmanç dilini bilenlerle Kürtçe konuşanların anlaşamadıklarını da belirtmekte yarar var. Yani iki dil farklı lehçelerden oluşmaktadır. Bu nedenle de Kurmanç dilini konuşanların tümünü Kürt olarak görmek doğru değildir. Ancak, Kurmançca konuşan bir kişi kendisini “Kürt” olarak tanımlıyorsa, bu onun bireysel kararıdır. Buna da kimse karışmamalıdır.

Saygılarımla.
Hamdullah Dedeoğlu
12.06.2020.
 İlgili makaleler: 
*Kurmanç dili ile Farsça'nın ilişkisi var mı?
**Kurmanç dili ile Farsça'nın ilişkisi (2)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

Popular