24 Mayıs 2019 Cuma

RAMAZAN ORUCU İSLAMİYET’DEN ÖNCE VAR MIYDI ?


RAMAZAN ORUCU İSLAMİYET’DEN ÖNCE VAR MIYDI ?

Ramazan ayının islam coğrafyasında ayrı bir yeri bulunmaktadır. Hem oruç ayı olamsı, hem de Kur’an’ı Kerim’in bu ayda Hz. Muhammed’e Cebrail aracılığı ile inmesi nedeniyle kutsal bir ay olarak kabul edilmiştir. Ancak tarihi kaynaklarda, Ramazan ayının islamiyet’den önce de Arabistan’da kutsandığı ve bu ayda oruç tutulduğu belirtilmektedir. Konu hakkında en kapsamlı çalışmanın Sinop Üniversitesi öğretim üyelerinden Yrd. Doç. Dr. Emrah Dindi tarafından yapıldığını öğrendim. Sayın Emrah Dindi’nin Yakın Doğu üniversitesi İslam Tetkikleri Merkezi Dergisinin Güz-2017 sayısında yayınlanan makalesi, yazımızın ana kaynağı olacaktır. Sayın Emrah Dindi’ye emeklerinden dolayı teşekkürlerimi ve saygılarımı iletiyorum. Sayın Emrah Dindi’nin konu ile ilgili makalesini sizlere özetlemeye çalışacağım.

İSLAMİYET’DEN ÖNCEKİ RAMAZAN ORUCU

Ramazan kelimesi, “çok sıcak gün”, “güneşte yanmış toprak”, “yanmış taş “ anlamlarına gelmektedir. Bu aya neden “Ramazan” isminin verildiği hakkında farklı yorumlar getirilmiştir. Aşırı sıcakta oruç tutulduğundan, açlığın insana verdiği yanma duygusundan dolayı bu ismin verildiği ileri sürenler olmuştur. Ramazan ayının yaz sıcağına rast gelmesinden dolayı bu ismi aldığını ileri sürenler olduğu gibi, kalplerin günahlardan temizlenmesinden dolayı bu ismi aldığını ileri sürenler de vardır.

Ramazan ismi, Muharrem, Safer, Rabiul Evvel, Rabiul Ahir, Cumadiyel Ula, Cumadiyel Ahir, Receb, Şaban, Ramazan, Şevval, Zil kadde, Zil Hicce gibi ay isimleri olarak islamiyet’den önceki Hicaz Arapları tarafından kullanılmaktaydı. Güney Arabistan Arapları Ramazan ayını bereket ayı olarak da kutluyorlardı. Zira, bu ayda Aden ve Sana şehirlerinde panayırlar düzenleniyor, Hint, Çin, Afrika, Roma ve Habeşistan’dan gelen mallar burada satışa çıkıyor ve bol kazançlar elde ediliyordu. Tarihi kaynaklara göre, Cahiliye döneminde, Ramazan ayı kutsal bir ay olarak da görüldüğünden bu ayda, oruç tutmak, ibadet etmek ve fakir-fukarayı doyurmak da bir gelenekti. Ramazan ayı aynı zamanda “haram” ay olarak görüldüğünden bu ayda savaşılmaz, barış hakim olurdu. Ramazan ayında Hira mağarasında inzivaya-itikafa çekilen çok sayıda Kureyşli vardı. Hz. Muhammed’in İslamiyet’den önce her yıl Ramazan ayında Hira dağında yer alan mağarada inzivaya-itikafa çekildiği ve bu ayda fakirleri doyurduğu rivayet edilmiştir. Tarihi kaynaklarda, Hz. Muhammed’in dedesi Abdulmuttalib’in de ayın hilal durumu ortaya çıkınca, Hira dağında inzivaya çekildiği, oruç tuttuğu, fakir fukarayı doyurduğu belirtilmektedir. Haşim oğulları gençlerinin de bunu devam ettirdiği, Arafat, Müzdelife, Safa ve Merve tepelerinde ayinler yaptıkları, eve gitmeden önce de Kabe’yi ziyaret ettkleri tarihçi İbni İshak’ın eserinde yer almaktadır.

TEVRAT VE İNCİL’DE ORUÇ

Ramazan ayında oruç ibadeti, İslamiyet öncesi toplumlarda yer alıyordu. Başlarına bir musibet geldiğinde, kıtlığa maruz kaldıklarında, ya da tanrının öfkesine maruz kalacaklarını düşündüklerinde, günahlarını affettirmek, isteklerine kavuşmak için oruç tutuyorlardı. Arap yarımadasında bulunan Yahudi ve hiristiyanlar da oruç tutuyorlardı. Oruç, İbranilerin en temel ritüelleri arasında yer alıyordu. Tevrad’da, Hz. Musa’nın Tur dağında kırk gün oruç tuttuğu belirtilmektedir. Yine aynı şekide İncil’de de Hz. Yahya’nın, Hz. İsa’nın ve Pavlus’un kırk gün oruç tuttkları ifade edilmektedir. Bu durum Kur’an’ı Kerim’de, Bakara suresinin 183. ayetinde “ Oruç sizden öncekilere farz kılındığı gibi size de farz kılındı” denilerek daha önceden de oruç tutulduğunu teyit etmektedir.

Ramazan orucunu ilk tutan kişinin Hz. Nuh kavmi olduğu, hatta Hz. Adem’den beri farz olduğu da yazılı kaynaklarda yer almaktadır. Ancak Ramazan orucunun Yahudi ve Hiristiyanlıkta, sonradan değişikliğe uğradığı da belirtilmektedir.

Yazımızı özetleyecek olursak, Ramazan orucunun geçmişi çok eskilere dayanmaktadır. İnsanlar, isteklerinin kabulu için, günahlarından arınmak, nefislerini kontrol için oruç tutmuşlardır ve tutmaya devam etmektedirler. Bütün insanların Oruçları kabul ola, günahları af ola, sofralarına bereket ola.

Saygılarımla.
Hamdullah Dedeoğlu
24.05.2019.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

Popular