15 Haziran 2024 Cumartesi

KUR’AN’DA FAİZ NEDEN HARAM EDİLMİŞTİR ?


KUR’AN’DA FAİZ NEDEN HARAM EDİLMİŞTİR ?

Kur’an’da faiz neden haram edilmiştir ? Bunun gerekçesi neydi ? Hz. Muhammed’e inen her ayetin bir gerekçesi vardı. O halde, Faizin haram edilmesinin de bir gerekçesi bulunuyordu. Bizim eğitim sisteminin ezberciliğe dayanması nedeniyle, bütün eğitimde olduğu gibi, din eğitimi de ezbere dayanmaktadır. Gerek, İmam Hatip liselerinde, gerekse, Kur’an kurslarında sureler hep Arapça olarak ezberletilir. Öğrenciler  Arapça bilmedikleri için de, Kur’an’da yer alan ayetleri kavrayarak değil, yüzeysel olarak okurlar. Oysa, ayetlerin Hz. Muhammed’e inmesinin gerekçeleri anlatılsa, insanların dini tam ve doğru olarak kavraması daha yararlı olacaktır. Bu yapıldığı taktirde, Ne İŞİD, ne de FETÖ gibi örgütlerin dini istismar edecekleri bir alan kalmayacaktır. Bu vesile ile, Diyanet İşleri Başkanlığı’na da buradan öneride bulunuyorum. Kur’an’ı ezberleterek değil, kavratarak öğretin.

Şimdi gelelim konumuza. Kur’an’ı Kerim’de faizle ilgili olarak on ayet bulunmaktadır. İniş sırasına göre şöyledir:

RUM SURESİ: 39. Ayet: “ İnsanların malı artsın diye faize verdiğiniz şeyler Allah katında artmaz. Allah’ın rızasını dileyerek verdiğiniz sadaka artar. İşte sevapları kat kat artıran onlardır.”

AL-İ İMRAN SURESİ: 130. Ayet: “ Ey inananlar! Faizi kat kat artırarark yemeyin. Allah’tan sakının ki, başarıya ulaşasınız.”

NİSA SURESİ: “ 160-161-162. Ayetler: “ Yahudi olanların zulümlerinden, insanları Allah yolunda alıkoymalarından, yasak edildiği halde faiz almalarından, insanların mallarını haksızlıkla yemelerinden dolayı, kendilerine helal kılınan temiz şeyleri onlara haram kıldık. Onlardan kafir olanlara elem verici azap hazıladık. Fakat onlardan bilgide ilerlemiş olanlara, sana indirilen kitaba, senden önce indirilen kitaba inanan inanmışlara, namaz kılanlara, zekat verenlere, Allah’a ve ahiret gününe inananlara elbette büyük mükafat vereceğiz.”

Nisa suresindeki ayetler dikkatle okunduğunda, bütün Yahudiler kastedilmiyor. Mekke ve Medine civarında oturan Yahudilerin bir kısmı, sayıları az olmakla birlikte, Hz. Muhammed’in peygamberliğini kabul ediyordu. Ama büyük çoğunluğu, Hz. Muhammed’in peygamberliğini ve Kur’an’ı redediyor ve tefecilik yapıyordu. Diğer surelerdeki ayetlerde ise, hem islamiyeti kabul edenlere, hem de diğer inanç sahiplerine hitap edilerek faizcilikten vazgeçmeleri istenmektedir.

TEFECİ-BEZİRGANLARIN ZULMÜ

Hicaz bölgesinde faizcilik-tefecilik o kadar yaygılaşmıştı ki, küçük esnaflar, köylüler, zenaatkarlar mal ve mülklerini kaybetmişlerdi. Mekke’deki tefeci-bazirganların başını Ebu Süfyan, Medine’deki tefeci-bezirganların başını da bazı Yahudi kabile reisleri, Hahamlar çekiyordu. Bunlar hem nakit para vererek, hem de vadeli sattıkları malların fiyatlarını katlayarak haksız kazanç elde ediyorlardı.

Hz. Muhammed’in kendisine inen bu ayetleri halka tebliğ etmesi, en çok da Medine’de taraftar bulmuştu. Medine’liler kurtuluşu İslam’da görüyordu. Tefecilerin zulümünden bıkmışlardı. Mekke’de de durum farklı değildi. Ebu Süfyan, Ebu Leheb, Ebu Cehil gibilerin baskı ve zulümünden bıkan yoksul kitle de, İslamiyetin paylaşımcı, dayanışmacı ve yardımlaşmayı öne alan ilkelerini benimsemişlerdi. Faiz baskısından bunalan küçük esnaf da destek vermeye başlamıştı. Mekke’de Ebu Süfyan ve Medine’de bazı Yahudi hahamların ve kabile reislerinin Hz. Muhammed’e cephe almalarının başında Kur’an’ı ve hz. Muhammed’i peygamber olarak kabul etmemesinin yanında, bu gerekçeler de bulunuyordu. Çünkü, onlar hiç bir emek sarfetmeden küçük esnafın ve köylünün kazancını gasp etmişlerdi. Bu çıkarlarını ilelebet korumak istiyorlardı. 

SAHİH-İ BUHARİ MUHTASARI TECRİD-İ SARİH TERCEMESİ VE ŞERHİ adlı eserin cilt altı sayfa 387-388'de yer alan bilgileri verdiğimizde konuyu daha iyi anlatmış olacağız.

"Zuhuru İslam'dan evvel Arab rüeasının yegane tariki maişeti faizcilikdi. Kureyş eşrafının her biri birer bankerdi. ....

Kureyş tefecilerine yakalanan birisinin bundan kurtulması bir tesadüfe bağlıydı. 
 
.... Ribacılık (tefecilik) yüksek tabakanın yegane kazanç yolu idi."
 
FAİZ’DE ISRAR EDENLER CEHENNEMLİKTİR

Yukarıda anlattığız durumu en güzel açıklayan TÖVBE suresinin 34. Ayeti’dir.
Ayet şöyledir:

“Ey inananlar! O hahamlarla rahiplerin çoğu insanların mallarını haksız yere ( faizle) yerler ve halkı Allah yolunda alıkoyarlar. Altın ve gümüşü biriktirip, onları Allah yolunda harcamayanlara elemli bir azabı müjdele. Biriktirdikleri altın ve gümüşlerle, cehennem ateşinin kızdırıldığı gün, alınları, sırtları ve böğürleri, onlarla dağlanacak ve “ İşte kendiniz için biriktirdiğiniz şeyler bunlardır. Biriktirdiklerinizin azabını tadın” denilecektir.”

Bu ayetlerden sonra, yüce yaradan Hz. Muhammed aracılığı ile insanları Bakara suresindeki Ayetleri ile bir kez daha uyarmış ve öğüt vermiştir. İlgili ayetler Şöyledir:

275-276. Ayetler: “ Faiz yiyenler (tefeciler) mahşerde ancak şeytanın çarptığı kimse gibi kalkarlar. Bu onların “ zaten alıveriş de faiz almaya benzer. Onun eşitidir.” demelerinden ileri gelir. Allah alışverişi helal, Faizi ise, haram etti. Kim Rabbinden öğüt alır da faizden vazgeçerse, eskiden aldıkları ona aittir. İşi de Allah’a ait. Fakat bundan sonra tutup yine faiz alırsa, işte bunlar cehennemliktir. Onlar orada daima kalacaklardır. Allah faizin bereketini tamamen giderir. Sadakaları verilen malları ise, artırır. Allah faizi helal sayan günahkarları sevmez.”

278-279. Ayetler: “ Ey inananlar! Allah’tan sakının, artık inancınız varsa, almadığınız faizleri bırakın. Bunu yapmazsanız, bunun Allah’a ve peygambere açılmış bir savaş olduğunu bilin. Tövbe ederseniz, sermayeniz sizindir. Böylece ne zulmetmiş, ne de zulme uğramış olursunuz.”

Ayetlerden görüleceği gibi, faiz emek sarfedilmeden elde edilen bir kazançtır. Bu nedenle “ haksız” sayılmıştır. Amacı küçük üreticiyi ve esnafı korumaktır. Bu yolla adaleti hedeflemiştir. Yüce yaradanın insanlara öğüt olarak indirdiği Kur’an’da, faizin haram edilmesinin nedeni ve gerekçesi budur. Ancak, bizim Diyanet İşleri başkanlığı ve Milli eğitimin başında bulunanlar ya bunları bilmiyorlar, ya da biliyorlar ama,  öğretmek istemiyorlar. Bunun vebali onların omuzlarındadır.

Saygılarımla.
Hamdullah Dedeoğlu
27.08.2018.
*Kur'an'daki ayetler Milliyet gazetesinin 1982 yılında, din ve dil uzmanlarına hazırlattığı Türkçe çevirisinden alınmıştır. 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

Popular