ŞEYHÜLİSLAM EBUSSUUD YUNUS EMRE İÇİN DE İDAM HÜKMÜ VERMİŞ
Osmanlı
döneminin en tanınmış Şeyhülislam’larından olan Ebussuud,
sadece Kızılbaş (Alevi) Türkmenlerin katli için fetva vermemiş.
Yunus Emre onun döneminde yaşasaymış, söylediği ilahileri
nedeniyle, onun da öldürülmesinin şeriata “uygun” olacağını
söylemiş. Şeyhülislam’ın Yunus Emre hakkındaki bu fetvasını
okuyunca, “ iyi ki, Yunus Emre onun döneminde yaşamamış.
Yoksa, onun da kellesi gidecekmiş” diyeceksiniz.
Katliam
fermanlarıyla meşhur bu şeyhülislam Ebussuud kimdi? İslam
inancı neydi ? Verdiği fetvalarla hangi sonuçlara neden olmuştu? Bu makalemizde bu konudaki görüşümüzü açıklayacağız.
Ailesi,
Çorum sancağına bağlı İskilip kazasında olan Ebusssud,
1490-1573 yılları arasında yaşamıştı. Kanuni Sultan Süleyman
döneminde 21 yıl, İkinci Selim zamanında yedi yıl
Şeyhülislamlık yapmıştı. Şeyhülislamlığı boyunca,
kendisiyle aynı düşüncede olmayan ve islam dinini farklı
yorumlayanlara karşı çok sert ve acımasız fetvalar vererek
katledilmelerine neden olmuştu. Onunla soru-cevap olarak hazırlanan
bazı fetvalarından örnekler verdikten sonra, biz de kendisi
hakkında yorumlarda bulunacağız. Soru ve cevaplar çok uzun
olduğundan, özünü bozmadan kısaltarak vereceğiz. Böylece,
Ebussud’un din anlayışının ne olduğu ortaya çıkmış olacaktır. Şeyhülislam'a yöneltilen sorular şöyle:
SORU: " Birisi, “ Hallacı Mansur Şeriata göre kafir olduysa, gerçeğe
göre de en yüce mümindir. Gerçekten de Hallac’ın davası
doğrudur” dese ve inancı da bu yönde olsa bu kişiye ne yapılır
?
CEVAP:
Hallacı Mansur’a yapılan yapılır. (Yani katledilir)
SORU:
Bir müslüman diğer bir müslümana cima kastıyla dinine, imanına,
ağzına sövse ne olur ?
CEVAP:
Kafirdir, Katli helaldir.
SORU:
Bir kişi diğerini şeriat yoluna çağırsa, diğeri de, “ sana
da şeriata da lanet” dese, ne yapmak gerekir ?
CEVAP:
Bunu söyleyen kafirdir, dolayısıyla öldürülmesi şarttır.
SORU:
Tarikat kesiminin önderlerinden bir vaiz ( Melami Şeyhi İsmail
Maşuki) camilerde ve kürsülerde açık açık ibadet niyetine raks
ve devran etmek helaldir. Bunun helal olduğu ayetle ve hadisle
kanıtlanmıştır. ..... Raks da namaz gibidir. Allah’ı ayakta
iken, otururken, yatarken de anabilirsiniz. ...Peygamber de raks
etmiştir dese ne olur ? "
CEVAP:
Büyük peygambere raks etti demek küfürdür. Çünkü raks
aşağılık insanların işidir. ...Bunlar kafir olmuşlardır.
Şiddetle cezalandırılmalıdırlar. .... Bu suçlarında
direnirlerse dinsizdirler. Mutlaka öldürülmeleri
gerekir. (Melami şeyhi bu nedenle, Ebussuud’un da içinde
bulunduğu Şeriat mahkemesince yargılanmış ve asılarak idam
edilmiştir)
YUNUS
EMRE VE KIZILBAŞLAR HAKKINDA İDAM FETVASI
SORU:
Bir Tekkenin mescidinde, tevhid ederken, (tanrısal şiirler
okurken) “Cennet, cennet dedikleri bir ev ile bir kaç huri,
İsteyene ver sen onu, bana seni gerek seni. (Yunus Emre)”
biçiminde beyitler okusa, ne yapmak gerekir ?
CEVAP:
Bunların halleri ve sözleri tam anlamıyla fuhuş olduğu gibi,
cennet hakkında dedikleri kötü sözler de açık bir küfürdür.
Bu kişilerin öldürülmeleri yasalara uygundur.
SORU: Kızılbaş topluluğunun (Alevilerin) dine göre topluca öldürülmesi helal midir ? Bunları öldürenler gazi, bu öldürme sırasında ölenler şehit olur mu ?
CEVAP:
Kızılbaşların topluca öldürülmeleri elbette dinimize göre
helaldir. (Yalana bak-Kur'an'da böyle bir ayet mi var. Bre cahil-Kur'an'ı bilmediği de belli oluyor) Bu, en büyük, en kutsal savaştır. Bu yolda ölmek de
şehitliğin en ulusudur.
SORU:
Kızılbaşlar, Şii olduklarını (Ehli Beyt taraftarı demek
istiyor) söylüyorlar. “La ilahe illallah” diyorlar.
Kendilerine karşı uygulanan bu ölçüde şiddetin nedeni nedir ?
CEVAP:
Onlar Şii değildir. Zaten “ yetmiş üç yoldan ehli sünnet
dışındakiler yanacaktır “ diyen peygamberimiz durumu
aydınlatmıştır.(öyle bir hadis yok uyduruyor) Kızılbaşlar yetmiş üç yolun tam olarak hiç
birinden değildirler.
......
O zalimler (kızılbaşlar-Aleviler), ulu Kur’an’ı, kutsal
şeriatı ve islam dinini hafife almakta, dinsel kitaplara söverek,
ateşe atmaktadırlar. (Yalan ve iftiraya bak-bu kadarına da pes doğrusu)
......Kızılbaşların,
büyüğü küçüğü ile kentleri ve eserleriyle yok edilmeleri
şarttır. Bunların kafir olduğundan kuşku duyanlar da kafir olur.
.......
Kızılbaşların öldürülmeleri diğer kafirlerin yok
edilmelerinden daha önemlidir. "
Şeyhülislam
Ebussuud “efendi” nin verdiği fetvalardan bazılarının
içeriğini bozmadan kısaltarak bilginize sundum. Şimdi bu sözde
din adamına, hele de, bir devletin Şeyhülislam’lık makamını
yirmi sekiz yıl işgal eden birine ne demeliyiz ? Cahil mi, yalancı
mı, sahtekar mı, kan emici mi, ne demeliyiz ? Bana göre hepsini
hak ediyor. Kızılbaşların Kutsal kitaba sövdüğünü ve ateşe
attığını iddia ediyor. Tamamen yalan ve iftiraya dayanan bir
karalama propagandası yapmaktadır.Sen nasıl din adamısin? Din adama hiç yalan söyler mi? İftira eder mi?
Bu sözde din adamı, Def eşliğinde ilahiler
söyleyen Melami şeyhi İsmail Maşuki hakkında idam kararı
vermesi ile, din konusunda ne kadar cahil ve bilgisiz olduğunu söylemeye
gerek bile duymuyorum. Yine Yunus Emre’nin ilahileri nedeniye idam
edilmesi gerektiğini söylüyor. 16. Yüzyılda Osmanlı’ya
Şeyhülislamlık yapan biri meğerse, bugünkü deyimle tam bir
İŞİD militanıymış. İşid militanı, halkın üzerinde tam bir
terör estirmiş. Bu düşünceye sahip bir Şeyhülislam’ın fetva
verdiği ülkede, kültür, edebiyat, sanat gelişebilir mi ? Böyle
bir ülke yenilikleri yakalayabilir mi ? Yeni icatlar ve keşifler
yapabilir mi ?
KILAVUZU
EBUSSUUD OLANLAR
Şeyhülislam’ın
yaşadığı yüzyılda Avrupalılar, rönesans hareketini başlatmış,
yeni ülkeler ve kıtaları keşfetmek için büyük gemiler inşaa
ediyorlardı. Bizim Şeyhülislam’da, önüne gelene “ kafir”
“dinsiz” diyerek, ölüm fetvaları vermektedir. Osmanlı’yı perişan edenler de bu düşüncede olanlardı. Bütün
yeniliklere “ gavur icadı” diyenler de bunlardı. Ebussud’u
övüp göklere çıkaranlara tarihi bir kez daha incelemelerini ve
bilimsel metotlarla analiz yapmalarını öneriyorum. Bunu
yaptıklarında çıplak gerçeği daha iyi göreceklerdir. Aksi taktirde İŞİD gibi emperyalistlerin yedek gücü ve piyonu durumuna düşerler. Ebussuud
ve onun düşüncesinde olanlar, Osmanlı’ya yarar değil, zarar
vermiştir. Osmanlı’nın rönesansı ve sanayi devrimini
atlamasının en büyük nedeni de bu düşünceye sahip olanlardır.
Saygılarımla.
19.
07. 2018
Hamdullah
Dedeoğlu
Kaynak:
Alevilik ile ilgili Osmanlı Belgeleri
Derleyen:Baki öz, Can yayınları
* Şeyhülislam'ın bugünkü karşılığı Diyanet İşleri Başkanlığıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.