15 Şubat 2024 Perşembe

ŞEYHÜLİSLAM EBUSSUD YUNUS EMRE İÇİN DE İDAM HÜKMÜ VERMİŞ


 ŞEYHÜLİSLAM EBUSSUUD YUNUS EMRE İÇİN DE İDAM HÜKMÜ VERMİŞ

Osmanlı döneminin en tanınmış Şeyhülislam’larından olan Ebussuud, sadece Kızılbaş (Alevi) Türkmenlerin katli için fetva vermemiş. Yunus Emre onun döneminde yaşasaymış, söylediği ilahileri nedeniyle, onun da öldürülmesinin şeriata “uygun” olacağını söylemiş. Şeyhülislam’ın Yunus Emre hakkındaki bu fetvasını okuyunca, “ iyi ki, Yunus Emre onun döneminde yaşamamış. Yoksa, onun da kellesi gidecekmiş” diyeceksiniz.

Katliam fermanlarıyla meşhur bu şeyhülislam Ebussuud kimdi? İslam inancı neydi ? Verdiği fetvalarla hangi sonuçlara neden olmuştu? Bu makalemizde bu konudaki görüşümüzü açıklayacağız.

Ailesi, Çorum sancağına bağlı İskilip kazasında olan Ebusssud, 1490-1573 yılları arasında yaşamıştı. Kanuni Sultan Süleyman döneminde 21 yıl, İkinci Selim zamanında yedi yıl Şeyhülislamlık yapmıştı. Şeyhülislamlığı boyunca, kendisiyle aynı düşüncede olmayan ve islam dinini farklı yorumlayanlara karşı çok sert ve acımasız fetvalar vererek katledilmelerine neden olmuştu. Onunla soru-cevap olarak hazırlanan bazı fetvalarından örnekler verdikten sonra, biz de kendisi hakkında yorumlarda bulunacağız. Soru ve cevaplar çok uzun olduğundan, özünü bozmadan kısaltarak vereceğiz. Böylece, Ebussud’un din anlayışının ne olduğu ortaya çıkmış olacaktır. Şeyhülislam'a yöneltilen sorular şöyle:

SORU: " Birisi, “ Hallacı Mansur Şeriata göre kafir olduysa, gerçeğe göre de en yüce mümindir. Gerçekten de Hallac’ın davası doğrudur” dese ve inancı da bu yönde olsa bu kişiye ne yapılır ?

CEVAP: Hallacı Mansur’a yapılan yapılır. (Yani katledilir)

SORU: Bir müslüman diğer bir müslümana cima kastıyla dinine, imanına, ağzına sövse ne olur ?

CEVAP: Kafirdir, Katli helaldir.

SORU: Bir kişi diğerini şeriat yoluna çağırsa, diğeri de, “ sana da şeriata da lanet” dese, ne yapmak gerekir ?

CEVAP: Bunu söyleyen kafirdir, dolayısıyla öldürülmesi şarttır.

SORU: Tarikat kesiminin önderlerinden bir vaiz ( Melami Şeyhi İsmail Maşuki) camilerde ve kürsülerde açık açık ibadet niyetine raks ve devran etmek helaldir. Bunun helal olduğu ayetle ve hadisle kanıtlanmıştır. ..... Raks da namaz gibidir. Allah’ı ayakta iken, otururken, yatarken de anabilirsiniz. ...Peygamber de raks etmiştir dese ne olur ? "

CEVAP: Büyük peygambere raks etti demek küfürdür. Çünkü raks aşağılık insanların işidir. ...Bunlar kafir olmuşlardır. Şiddetle cezalandırılmalıdırlar. .... Bu suçlarında direnirlerse  dinsizdirler. Mutlaka öldürülmeleri gerekir. (Melami şeyhi bu nedenle, Ebussuud’un da içinde bulunduğu Şeriat mahkemesince yargılanmış ve asılarak idam edilmiştir)

YUNUS EMRE VE KIZILBAŞLAR HAKKINDA İDAM FETVASI

SORU: Bir Tekkenin mescidinde, tevhid ederken, (tanrısal şiirler okurken) “Cennet, cennet dedikleri bir ev ile bir kaç huri, İsteyene ver sen onu, bana seni gerek seni. (Yunus Emre)” biçiminde beyitler okusa, ne yapmak gerekir ?

CEVAP: Bunların halleri ve sözleri tam anlamıyla fuhuş olduğu gibi, cennet hakkında dedikleri kötü sözler de açık bir küfürdür. Bu kişilerin öldürülmeleri yasalara uygundur.

SORU: Kızılbaş topluluğunun (Alevilerin) dine göre topluca öldürülmesi helal midir ? Bunları öldürenler gazi, bu öldürme sırasında ölenler şehit olur mu ?

CEVAP: Kızılbaşların topluca öldürülmeleri elbette dinimize göre helaldir. (Yalana bak-Kur'an'da böyle bir ayet mi var. Bre cahil-Kur'an'ı   bilmediği de belli oluyor) Bu, en büyük, en kutsal savaştır. Bu yolda ölmek de şehitliğin en ulusudur.

SORU: Kızılbaşlar, Şii olduklarını (Ehli Beyt taraftarı demek istiyor) söylüyorlar. “La ilahe illallah” diyorlar. Kendilerine karşı uygulanan bu ölçüde şiddetin nedeni nedir ?

CEVAP: Onlar Şii değildir. Zaten “ yetmiş üç yoldan ehli sünnet dışındakiler yanacaktır “ diyen peygamberimiz durumu aydınlatmıştır.(öyle bir hadis yok uyduruyor) Kızılbaşlar yetmiş üç yolun tam olarak hiç birinden değildirler.
...... O zalimler (kızılbaşlar-Aleviler), ulu Kur’an’ı, kutsal şeriatı ve islam dinini hafife almakta, dinsel kitaplara söverek, ateşe atmaktadırlar. (Yalan ve iftiraya bak-bu kadarına da pes doğrusu)

......Kızılbaşların, büyüğü küçüğü ile kentleri ve eserleriyle yok edilmeleri şarttır. Bunların kafir olduğundan kuşku duyanlar da kafir olur.

....... Kızılbaşların öldürülmeleri diğer kafirlerin yok edilmelerinden daha önemlidir. "

Şeyhülislam Ebussuud “efendi” nin verdiği fetvalardan bazılarının içeriğini bozmadan kısaltarak bilginize sundum. Şimdi bu sözde din adamına, hele de, bir devletin Şeyhülislam’lık makamını yirmi sekiz yıl işgal eden birine ne demeliyiz ? Cahil mi, yalancı mı, sahtekar mı, kan emici mi, ne demeliyiz ? Bana göre hepsini hak ediyor. Kızılbaşların Kutsal kitaba sövdüğünü ve ateşe attığını iddia ediyor. Tamamen yalan ve iftiraya dayanan bir karalama propagandası yapmaktadır.Sen nasıl din adamısin? Din adama hiç yalan söyler mi? İftira eder mi? 

Bu sözde din adamı, Def eşliğinde ilahiler söyleyen Melami şeyhi İsmail Maşuki hakkında idam kararı vermesi ile, din konusunda ne kadar cahil ve bilgisiz olduğunu söylemeye gerek bile duymuyorum. Yine Yunus Emre’nin ilahileri nedeniye idam edilmesi gerektiğini söylüyor. 16. Yüzyılda Osmanlı’ya Şeyhülislamlık yapan biri meğerse, bugünkü deyimle tam bir İŞİD militanıymış. İşid militanı, halkın üzerinde tam bir terör estirmiş. Bu düşünceye sahip bir Şeyhülislam’ın fetva verdiği ülkede, kültür, edebiyat, sanat gelişebilir mi ? Böyle bir ülke yenilikleri yakalayabilir mi ? Yeni icatlar ve keşifler yapabilir mi ?

KILAVUZU EBUSSUUD OLANLAR

Şeyhülislam’ın yaşadığı yüzyılda Avrupalılar, rönesans hareketini başlatmış, yeni ülkeler ve kıtaları keşfetmek için büyük gemiler inşaa ediyorlardı. Bizim Şeyhülislam’da, önüne gelene “ kafir” “dinsiz” diyerek, ölüm fetvaları vermektedir. Osmanlı’yı perişan edenler de bu düşüncede olanlardı. Bütün yeniliklere “ gavur icadı” diyenler de bunlardı. Ebussud’u övüp göklere çıkaranlara tarihi bir kez daha incelemelerini ve bilimsel metotlarla analiz yapmalarını öneriyorum. Bunu yaptıklarında çıplak gerçeği daha iyi göreceklerdir. Aksi taktirde İŞİD gibi emperyalistlerin yedek gücü ve piyonu durumuna düşerler. Ebussuud ve onun düşüncesinde olanlar, Osmanlı’ya yarar değil, zarar vermiştir. Osmanlı’nın rönesansı ve sanayi devrimini atlamasının en büyük nedeni de bu düşünceye sahip olanlardır.

Saygılarımla.
19. 07. 2018
Hamdullah Dedeoğlu

Kaynak: Alevilik ile ilgili Osmanlı Belgeleri
Derleyen:Baki öz, Can yayınları

* Şeyhülislam'ın bugünkü karşılığı Diyanet İşleri Başkanlığıdır.





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

Popular