5 Temmuz 2018 Perşembe

DİN BİR “AFYON “ MU ?

DİN BİR AFYON MU?

Yetmişli yıllarda, sol kesim aynen bugün olduğu gibi, din düşmanı-İslam düşmanı gösterilerek, tecrit edilmek isteniyordu. Topluma öyle bir sunum yapılıyordu ki, seçimler parti mücadelesi değil, dindar olanla, olmayanların mücadelesi gibi yansıtılıyordu. Sağcı zihniyete sahip partiler, dini siyasete alet etmekten hiçbir zaman ellerini çekmediler. Bu anlayış, onların beslendikleri ana kaynak olmuştur. Çünkü, din üzerinden gidildiğinde oyları toplamak her zaman kolay olmuştur.

 Aradan kırk yıldan fazla zaman geçmesine rağmen, daha önceleri açıkta yapılmayan din istismarı bugün açıktan, hem de alenen gazetelerde, tv’lerde karşısındaki rakibine “Camiler seçim zamanı mı aklınıza geldi?”  “Daha önce Cami’de çekilmiş bir resmin var mı“ gibi sözler kullanılarak kamuoyu nezdinde rakip dindar olmamakla eleştirilerek halka mesaj verilmektedir. Peki bu sözler hala yürürlükte olan anayasanın laiklik ilkesine aykırı mı? Evet, aykırı ve Yargıtay cumhuriyet Başsavcılığının derhal dava açması gerekirdi. Üstelik iktidarda olan parti, 2007’de “Laikliğe aykırı eylemlerde bulunmak” suçundan bir oy farkla kapatılmaktan kurtulmuş ve para cezasına çarptırılmıştı. Ama bunu gündeme getiren bir parti yok. Anayasayı uygulayacak bir savcı da yok. Muhalefet partileri, AKP iktidarına adeta yedek lastik görevi yapıyorlar. Lastik aşındığında ya da patladığında devreye hemen yedekler giriyor. Daha önceleri, AKP iktidarına sert muhalefet edenlerden HAS parti başkanı Numan Kurtulmuş, Demokrat parti başkanı Süleyman Soylu, BBP başkanı Mustafa Desteci, MHP genel başkanı Devlet Bahçeli hep bu görevi yaptılar. İktidar ne zaman sıkışsa, zora girse, yedeklerle hemen takviye ediliyor.

 AKP iktidarının yapmış olduğu hataları herhangi bir parti yapmış olsaydı, bugün ayakta kalabilir miydi? Örneğin 2001’deki ekonomik krizden önce, oyları yüzde yirminin üzerinde olan Ecevit’in DSP’ sinin oyu, krizden sonra yüzde bir buçuğa düştü. MHP barajın altında kaldı. Ama her nedense krizlere, yapılan bunca hatalara rağmen, AKP’ye bir şey olmuyor? Bunu neye bağlamak gerekiyor?

 Orduyu, yargıyı, emniyeti, üniversiteleri, FETÖ’ye teslim etmiş, PKK ile çözüm süreci başlatarak, şehirlerin patlayıcılarla doldurulmasına seyirci kalmış, emperyalistlerin Müslüman ülkelere yaptıkları saldırılara destek vermiş, onların başarılı olmaları için dua etmiş, işsizliğe zirve yaptırmış, dış ticaret açığını patlamış, döviz ve faiz oranlarını tavan yaptırmış bir partinin lideri cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yüzde 52,5 oy alabiliyor. Bunu ne ile açıklayabiliriz?

 İşte burada sık sık kullandıkları dinin gücü ortaya çıkıyor. Kitleler, inanç üzerinden yönlendirilerek oy devşiriliyor. Üstelik yaptıkları ve söyledikleri dine ve yasalara aykırı olmasına rağmen, biri çıkıp, bunu halka açıklamaktan çekiniyor. Çünkü, din öyle bir silah ki, gücünüzü ve itibarınızı kısa bir sürede sıfırlayabilir.

 Dinler ve inançlar, tarih boyunca hep kullanılmıştır. Ama 21. yüzyılda hala kullanılması, istismar edilmesi, inanç üzerinden çıkar sağlanması, maalesef devam ediyor. Aslında laiklik ilkesinin amacı bunu engellemekti. Ancak, ortada laik bir cumhuriyet kalmadığı için, dini siyasette kullanmak suç olmaktan çıktı. Din bezirganlarının bin yıldır din üzerinden nemalanması devam ediyor.

 Konumuza gelirsek; din elbette afyon değildir. Ancak, bezirganların elinde, kitleleri uyuşturmak için kullanılan bir araç haline getirildi. Bütün dinlerin özü, tanrıyı anmak, insanlara adaletli olmayı, ahlaklı olmayı, yardımlaşma ve dayanışmayı öğütler. Ancak, geniş halk kitleleri bu bilgiden yoksun olduğu için, kolaylıkla dini inançlar üzerinden etki altına alınabiliyor. Sözde “aydın” din adamları da tüm bu olan bitenleri seyrediyor. Tarih, elbette onları da yazacaktır.

Saygılarımla

Hamdullah Dedeoğlu

05.07.2018

 

 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

Popular