4 Mart 2018 Pazar

DİYANET VAKFI İSLAM ANSİKLOPEDİSİ YAYIN KURULUNUN ALEVİLİKLE İLGİLİ YANLIŞLIKLAR HAKKINDA GÖNDERDİĞİ CEVAP

DİYANET VAKFI İSLAM ANSİKLOPEDİSİ YAYIN KURULUNUN ALEVİLİKLE İLGİLİ YANLIŞLIKLAR HAKKINDA GÖNDERDİĞİ CEVAP

Sayın
Hamdullah Dedeoğlu,

Öncelikle ilgi ve duyarlılığınız için teşekkür ediyoruz.
Türkiye Dianet Vakfı İslam Ansiklopedisi (DİA) olarak, en önemli ilkelerimizden birisi “ansiklopedicilik geleneği” çerçevesinde doğru, sağlıklı ve nesnel bilgiyi okuyucularla buluşturmaktır. Bunu gerçekleştirmek için, maddeyi uzman bir kaleme yazdırmakla yetinilmemekte, aynı zamanda maddeler ilgili basamaklarda kaynak, yöntem ve dil açısından kontrol edilmektedir. Ne var ki, bütün bunlara rağmen, dünyadaki diğer ansiklopedilerde olduğu gibi, zaman zaman gözden kaçan hatalar ortaya çıkabilmekte, yeni edisyonlarda bu hatalar düzeltilmektedir.

Elektronik posta mesajınızda dikkat çektiğiniz “Ehi Hak da Aleviler gibi Hz. Ali’yi Tanrının bir zuhuru sayarak, onu peygamberden üstün kabul eder.” cümlesine gelince, bu ifade farklı çağrışımlara elverişli olsa bile, ilmi bakımdan yanlış değildir. Şöyle ki; “ Alevi” tabiri her ne kadar ülkemizde ağırlıklı olarak Anadolu Aleviliğini (Kızılbaş ocaklar ve Bektaşiler) hatıra getiriyorsa da litaratürde zaman zaman Hz. Ali’yi Allah’la ilişkilendiren, giderek Ali’nin “Tanrı”, “Tanrı’nın hulul ettiği kimse”, “Tanrı’nın kendisinde bedenlendiği (enkarne olduğu) kişi “, “Tanrı tecellisi”, “Tanrı zuhuru” olduğu şeklinde farklı görüşlere sahip Sebeiyye, Hululiye, Nusayriyye gibi fırkaları da içine alan bir genişlikte kullanılmaktadır.

Diğer taraftan Anadolu Aleviliğinde de özellkıkle yedi ulu ozanda, mesela Nesimi ve Virani gibi “Hurufi” oldukları bilinen şairlerin deyişlerinde”zuhur” kelimesi kullanılmamakla birlikte, Hz. Ali ile Allah’ı yer yer aynileştiren deyişler bulunmaktadır. Hatta az sayıda olmakla birlikte, yine yedi ulu ozandan Pir Sultan Abdal ve Kul Himmet’e atfedilen şiirlerde Hz. Ali’ye tanrılık veya tanrısallık yükleyen deyişlerle karşılaşılmaktadır. Mesela, Pir Sultan’nın “Gafil kaldır şu gönülden gümanı/ Bu mülkün sahibi Ali değil mi ? Yaratmıştır on sekiz bin alemi/Rızıklarını veren Ali değil mi ?” dörtlüğü bunun bir örneğidir. (Bu konuda geniş bilgi için bk. Battal Pehlivan, Alevi-Bektaşi Düşüncesine Göre Allah, İstanbul 1994). Ayrıca bazı miraciyelerde Hz. Muhammed’i miraca çağıranın , aslan donunda yolunu kesenin, Hakkın divanında duranın Hz. Ali olduğu, Hz. Muhammed’in bunu fark etmesine “Muhammed’in Ali sırrına ermesi” denildiği bilinmektedir.

Zengin Alevi edebiyatında Hz. Ali ile Allah arasındaki (özellikle Hak-Muhammed-Ali üçlerindeki) ilişkiyi ifade eden yaklaşımları inceleyen bazı araştırmacılar bunun vahdet-i mevcud, hulul, ittihad gibi düşüncelerdeki etkileşimin sonucu olduğunu belirtmektedir. (bk. Ahmet Yaşar Ocak ve Irene Melikof’un çalışmaları).

Ehl-i Hak maddesinde zikredilen “Alevilerin Ali’yi, Hz. Muhammedd’den üstün kabul ettikleri” iddiasına gelince, bu bazı araştırmacıların “Hak-Muhammed-Ali “ üçlerinde Ali’nin sıralamada üçüncü olmasına rağmen, pratikte ve vurguda Muhammed’in önüne geçtiği şeklindeki tespitini yansıtmaktadır. Mesela, MEB İslam ansiklopedisine” Kızılbaş” maddesini yazan Abdülbaki Gölpınarlı bu görüştedir. Esasen objektif olarak Alevi edebiyatına bakıldığında bu yaklaşımın belli bir temeli olduğu görülmektedir. Zira, Alevi geleneğinde Hz. Muhammed İslam’ın zahirini, Hz. Ali batınını temsil etmektedir. Başka bir deyişle, Hz. Muhammed Şeriatı, Hz. Ali tarikatı temsil etmektedir. Aleviliğin en önemli kaynaklarından Buyruk’un çeşitli versiyonlarında Muhammed ile Ali’nin aynı öz, aynı ruh olduğu da ifade olunmaktadır. Ancak, Aleviler kendilerini batın ehli gördükleri için bunu temsil eden Hz. Ali, pratikte Hz. Muhammed’den daha çok öne çıkmaktadır.

Konunun bilimsel boyutu olmakla birlikte, elektronik posta mesajınızda dikkat çektiğiniz duyarlılığı da dikkate alarak, ansiklopedimizin elektronik ortamda bulunan nüshasında farklı çağırışımlara yer vermeyecek şekilde bu cümlenin çıkartılması ya da “bazı aşırı/gali gruplarda olduğu gibi” şeklinde değiştirilmesi ilgili bilim kurulumuzda değerlendirilecektir.

İlgi ve duyarlılığınız için tekrar teşekkür eder, iyi günler dileriz.

DİYANET VAKFI YAYINLARI
AHMET BAŞARAN
13.12.2017.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

Popular