BADILLI AŞİRETİNİN İSMİ NEREDEN GELİYOR?
Daha önceki makalelerimizde Badıllı aşiretinin Merdisi
aşiretine bağlı olduğunu ve Osmanlı kayıtlarında “Türkman Ekradı-(Kürdü)
yörükanı” olarak tanımlandığını yazmıştık. Bugün ki makalemizde aşiretin Badılı-Batili ismini nereden aldığı ve aşirete bağlı
cemaatler hakkında bilgiler sunacağız.
Önce, Badi-Bati-Bad kelimelerinin Osmanlıcadaki karşılıklarını bulalım:
Badi: Arapça bir kelime olup, Sebep olan, yol açan anlamındadır.
Badi-ye : Yine Arapça bir kelime olup, Çöl-Çöllü demektir.
Bati: Ağır, Yavaş anlamını taşımaktadır. Arapça kökenlidir.
Batıl: Hükümsüz, Boş anlamındadır. Arapça kökenlidir.
Bad: Farsça bir kelime olup Rüzgar, Yel demektir.
kelimenin anlamını verdikten sonra, baazı tarihçilerin iddialarına gelelim: Badıllı isminin Beydilli’den geldiğini,
zamanla isminin Badıllı’ya dönüştüğünü ileri sürmekteler. Bazı Osmanlı kaynaklarında "Beydili taifesinden Badılı" denilmektedir. Ancak bu iddia bize
pek gerçekçi gelmemektedir. Zira, 16. Yüzyıla ait Osmanlı kayıtlarında Beğdil-Beydilli
ismi yer almaktadır. Bir Türkmen boy ismi olan Beydil, aynı zamanda içinde
değişik boya mensup cemaatleri toplayan bir konfederasyon aşiretin de
temsilciliğini yapıyordu. Yani, ismi değişikliğe uğrayacak bir boy ya da aşiret
değildi. Hem Selçuklular hem de Osmanlı döneminde bir boy ve aşiret özelliğini hep
korumuştu. özetleyecek olursak; ilk başlarda Beydilli aşiretine mensup olabilir, ama "aynı aşirettir" diyemeyiz.
Bu görüşü açıkladıktan sonra, kendi tespit ve yorumlarımıza
gelebiliriz. Badıllı-Badilli ismine 1535 tarihli, 401 numaralı Şam livası
Mufassal defterinde ulaşmaktayız. Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğünün
yayınladığı defterde, Şam vilayetindeki Türkmen aşiretleri içinde “Bi evladı Badi
cemaati, 126 hane, bir bekar, bir imam toplam 128 nefer” olarak yer almaktadır.
Cemaatin bir diğer isminin de “ Yaralu cemaati” olduğu belirtilmektedir. Badi
ismi nereden gelmektedir? Burada şu tahminlerde bulunabiliriz. Badi ismini, o yıllarda aşiretlerin yaylak olarak kullandığı Cebel-i Akra (Yayladağ) da ve Diyarbakır eyaletinin Arabkir kazasının Abad nahiyesinde bulunan Badi mezrasından almış olabilirler.
Aşiretler, boy beyinin ya da kullandıkları mezra ve yaylak isimlerini alabiliyorlardı.
İkinci bir görüş Badıllı ismini Şam şehrinin yakınında bulunan “Badiyetü Şam”
çölünden almış olabilirler. Zira, Şam vilayetindeki konar-göçer aşiretler kış
aylarını bu çöl civarında geçiriyorlardı. Badı-Badi ismini buradan da almış
olabilirler. Badıllı ismi hakkında kısaca bu tahmin ve yorumlarda bulunabiliyoruz.
Aşirete bağlı cemaatlere gelince; Osmanlı devleti
konar-göçerleri hem denetlemek hem de vergileri tahsil edebilmek için
aşiretlerin başına bir cemaat ya da aşiret reisini “Bey” olarak atıyordu. Aşiret
Beyi hem kendi aşiretinden hem de kendisine bağlı olan cemaatlerden sorumlu
oluyordu. İşte, Badıllı aşiretine bağlanan cemaatler de böyle oluşmuştu. Bu
cemaatler şunlardı: Çoğunlu, Hacıkırlı, Esterkanlı, Milli, Uzmanlı (Ormanlı). Bu
cemaatler, Halep ve Şam eyaletine bağlı yerleri kışlak olarak kullanıyorlardı.
Yaylakları ise, Erzurum, Kars’a kadar uzanıyordu.
Osmanlı arşiv uzmanı Cevdet Türkay “Başbakanlık Arşivi
Belgelerine Göre, Osmanlı İmparatorluğu’nda Oymak, Aşiret ve Cemaatler” isimi
eserinde Badıllı ve bağlı cemaatler hakkında şu bilgileri vermektedir:
BADILLI: Konar-göçer Türkmen Ekradı taifesindendir. İskilip,
Adana, Çermük kazası (Diyarbakır sancağı), Diyarbakır, Sivas, Erzurum, Maraş,
Ergani kazası, Rakka, Mardin, Kadirli, Saruhan sancağı, Çıldır, Harran kazası,
Aydın, Şebinkarahisar, Kütahya, Koyulhisar, Gelibolu, Biga sancağı, Karesi
sancağı, Bursa, Ankara, Kocaeli, Rumeli, Çatalca, İpsala, Gümülcine, Kemah,
Kars, Pasin kazası, Urfa, Trablus-u Şam ve Tire kazasına iskan edilmişlerdir. (Sayfa,
188-189, İşaret yayınları, 3. Baskı, 2012)
ÇOĞUNLU: Türkman Ekradı (Türkman Kürdü) taifesindendir.
Rakka, Erzurum, Kars, Çıldır, Kırşehir ve Göle sancaklarına iskan edilmiştir.
(Sayfa, 259)
HACIKIRLI: Konar-Göçer Türkman Ekradı taifesindendir. Rakka,
Erzurum, Çıldır, Kars, Göle, Kütahya ve Aydın sancaklarına iskan edilmiştir.
(Sayfa, 337)
ESTERKANLI: Türkman Ekradı taifesindendir. Rakka, Erzurum,
Çıldır, Kars, eyaletlerine iskan edilmiştir. (Sayfa, 307)
MİLLİ: Türkman Ekradı Ulus taifesindendir. Mardin,
Diyarbakır, Ergani, Erzurum, Rakka, Sivas, Teke, Adilcevaz, Antep sancağı,
Mecitözü, Varay kazaları (Amasya sancağı), Harran, Urfa, Trablus-u Şam civarı,
Eğin kazasına (Arapgir sancağı) iskan edilmiştir. (Sayfa, 500)
UZMANLI-ORMANLI: Konar-Göçer Türkman Ekradı taifesindendir.
Rumeli, Kars, Çıldır, Erzurum, Rakka, Kocaeli, Biga, Sivas, Kütahya, Aydın,
Bursa ‘ya iskan edilmiştir. (Sayfa, 639)
Badıllı ve bağlı cemaatlerin hepsinde “Türkman Ekradı taifesi”
tanımlaması bulunmaktadır. Ekrad kelimesi, Arapça’da “Kürdler” anlamına
gelmektedir. Tahminimize göre, bu aşiretler ve cemaatler Halep ve Şam
eyaletlerinde Kürt aşiretleri ile birlikte bulunuyorlardı. Türkmen ve Kürt
aşiretlerin yaylak ve kışlaklarda birlikte yaşamaları nedeniyle, karşılıklı
olarak birbirlerinin dillerini konuştuklarını tahmin ediyoruz. Osmanlı kayıtlarında
Kürt aşiretleri “Ekrad” olarak tanımlanmıştır. Bizim yorumumuza göre, Türkmen
olan bu aşiretlerin Kürtçe (Kurmanç-Zaza) dillerini konuşmaları nedeniyle bu
ismi aldıkları şeklindedir. Zira, adı geçen aşiret ve cemaatlerin bir kısmının
bugün bile bu dillerin değişik şivelerini konuştuklarını tespit etmiş
bulunmaktayız. “Türkman Kürdü” olarak kayıtlarda yer almasını buna
bağlamaktayız.
Saygılarımla.
Hamdullah Dedeoğlu
30.08.2020.
Kaynaklar:
-397 numaralı Halep Livası Mufassal Tahrir Defteri-1536
-401 numaralı Şam Livası Mufassal Tahrir Defteri-1535
-Osmanlı Yer adları, Tahir Sezen, Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü yayınları.
--Osmanlıca Sözlük.