ALEVİLİK
VE BEKTAŞİLİK’DE KADININ TOPLUMDAKİ YERİ
Bugünkü
makalemizde Alevi-Bektaşi toplumunda kadının önemini ele
alacağız. Makalemizde, araştırmacı-yazar Mustafa Şişman’ın
“HACI BEKTAŞ VELİ” isismli kitabını kaynak olarak
kullanacağız. Yazar, eserini Hacı Bektaşı Veli’nin görüşlerini MAKALAT, VELAYETNAME, FEVAİT, BESMELE TEFSİRİ ve
FATİHA SURESİ TEFSİRİ isimli eserlere dayandırmaktadır. Bu
nedenle, yazdığı kitap değerli bir kaynaktır. Kendisine böyle
bir eseri meydana getirdiği için teşekkürlerimi iletiyorum.
Alevilik-Bektaşilik konularını öğrenmek isteyenlere de bu kitabı
okumalarını öneriyorum.
Alievilik-Bektaşilik’de
kadının yeri önemlidir. İslam şeriatındaki (İslam hukuku) kadın anlayışını
kabul etmez. Kadına “odalık” “cariye” gözüyle bakmaz.
Kadını erkekle eşit görür. Erkek, kadın istemedikçe eşini
boşayamaz, tek eşliliği savunur. Kadın, mirasta erkekle aynı
haklara sahiptir. Giyim-kuşamda, kılık-kıyafette, sert ve katı
kurallara itibar etmez. Sosyal yaşamda, dini ibadetlerde kadın-
erkek yan yanadır. Bu anlayışı yansıtan şu beyitler buna
örnektir.
“
Bektaşi kimsenin malını
çalmaz”
Bir
kadın üstüne bir daha almaz”
x x x x x x x x
“Arifler
namusunu, ırzını vermez.
Tesettür
ne demek, akıl ermez.”
x x x x x x
Erkek
dişi sorulmaz muhabbetin dilinde.
Hakk’ın
yarattığı herşey yerli yerinde.”
Alevi
ve Bektaşilik’de kadının eğitimine de öenem verilir. Hacı
Bektaşı Veli’nin bu konudaki veciz sözleri şöyledir:
“Kızlarınızı
okutunuz, çünkü onlar geleceğin anneleridir.” Bu anlayışın
ürünü olarak, orta çağ’da çok sayıda Alevi-Bektaşi kadın
şair-ozan yetişmiştir. Bunlardan bazıları şunlardır; Leyla
Hatun, Lamia Hatun, Havva Hatun, Sakine Hatun, Latife Hatun, Nazmiye
Hatun, Şerife Bacı, Afife Bacı ve Kadıncık Hatun.
Alevilik-Bektaşilik’de
Mürşitlerin eşlerine “Anabacı”, dedelerin eşlerine ise,
“Anabacı sultan” denir. Cemevlerindeki yemek pişirme ve dağıtım
işlerini kadın-erkek ortaklaşa yapar. Alevilik- Bektaşilik’ de
kadınlar da dervişlik yapabilirler. Dervişliğe yükselen
“Bacı”lara on iki dilimli taç ve kive giydirilir.
Alevilik
ve Bektaşilik’de kadının toplumdaki yeri kısaca bu şekildedir.
Erkek hangi haklara sahipse, kadın da aynı haklara sahiptir.
Yüzlerce yıl önce kadının erkekle eşitliğini savunan bu düşüncenin
ne kadar ilerici ve devrimci olduğu aşikardır. Bugün bile
kadın-erkek eşitliğine karşı çıkanların ne kadar geri bir
düşünce yapısına sahip olduğu da meydandadır. Kalkınmış ve
demokrasilerini kurmuş ülkeler, Hacı Bektaş Veli’nin savunduğu
bu düşenceye, ondan yedi yüz yıl sonra ancak ulaşabilmişlerdir.
Darısı, Hacı Bektaş Veli’den sekiz yüz yıl sonra ülkemizi
yönetenlere olsun.
Saygılarımla.
Hamdullah
Dedeoğlu
30.04.2019
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.