7 Mart 2018 Çarşamba

YOZLAŞMA VE KADININ METALAŞTIRILMASI-- TESETTÜR VE AÇIK GİYİNME

      YOZLAŞMA VE KADININ METALAŞTIRILMASI                          

       Son yıllarda kadına yönelik şiddet eylemleri basında daha çok yer almaya başladı. Bunu iyiye yorumlamak gerekir mi? Yoksa bu haberler olayların daha da artmasına mı neden oluyor? Ben olayları tetiklediği kanısındayım. Çünkü kadına şiddet uygulayan kesimler daha çok eğitimsiz ve toplumun en alt tabakalarını oluşturuyor. Bu kişiler kendilerinin gündeme gelmelerini bir “övünç” ve “yücelme” olarak görmekteler.  Bu şahısların düşüncesinde kadın “özel bir eşya” ya da Kemal Sunal'ın filmlerinde gördüğümüz “stres topu” gibi kabul ediliyor. Kadına şiddeti önlemek için, öncelikle bu anlayışın yok edilmesi gerekiyor. Bunun kaynağı orta çağ kültür kalıntılarının toplum üzerindeki etkinliğinin devam etmesidir.                                                       

       Son yıllarda iktidar destekli sözde 'din' görünümlü batıl ve cahiliye dönemi söylem ve uygulamaların artması, bu tür eylemleri teşvik etmektedir. İktidar partisinin yöneticileri ile kadına şiddet uygulayanların dünyaya bakış açılarında da paralellikler bulunmaktadır. Devletin yönetiminde çağdaş ve kadını erkekle eşit gören anlayış iktidara gelmeden, Maalesef buna benzer daha çok haber okumak zorunda kalacağız.                                                                                   

       Kadına yönelik ikinci yanlış bakış açısı onun örtünme ve giyimine yönelik olanıdır. Birbirine zıt gibi görünsede, birisi "dini" duyguları ön plana koyarak, kadını bir “emtia-mal” gibi görüyor. Diğeri de sözde “modern” adı altında sürekli paraya çevrilen bir değer gibi sunuyor. Sonuçta her ikisi de kadın üzerinden nasıl bir rant elde edildiğini göstermesi bakımından bizleri uyandırması gerektirmiyor mu?  Birisi “örtme” diğeri de “açma”   görüntüsüyle satışlarını (ÖZELLİKLE TESETTÜR) her yıl katlayarak artırmaktadır. Peki doğrusu nedir? Doğrusu, ihtiyacı kadar olanı almak ve ahlak kurallarına uygun, teşhircilik yapmadan, Anadolumuzun gelenek ve göreneklerini çiğnemeden giyinmek olmalıdır. Rahibe gibi giyinmek de Anadolu’ya uymaz, vücudunu teşhir ederek giyinmek de. Bu şekilde giyinmek, bizi ileriye götürmez. Bizi ileriye götürecek olan akıl ve bilimdir. Bugünkü anlayış, toplumu yozlaşmaya, üretimden koparmaya ve israfa sevk etmektedir. Bunun geleceği yoktur. Sonu hüsrandır.

      Saygılarımla.

     Hamdullah Dedeoğlu                                 

     10.01.2016

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

Popular