28 Şubat 2020 Cuma

KARIŞACAKSIN BİR GÜN TOPRAĞA

 KARIŞACAKSIN BİR GÜN TOPRAĞA

Be ey cahil,
Nedir bu kinin, bu nefretin.
Bir ömrün sonuna geldin.
Bitmedi gitti şu cehaletin.
Yetmez mi bu vücuda çektirdiğin.

Yüzünün nuru gitmiş şerrinden.
Bakan anlıyor senin kalbinden.
Kötülük yapmak geliyor hep içinden.
Neden ders almıyorsun iyiliklerden.

Yarın karışıp gideceksin toprağa.
Ağaçlar dikilecek üstünüze.
Dallarınız değecek birbirine.
Nasıl bakacaksın onların yüzüne ?

Yazan:Aşık Dedeoğlu
02.06.2017




21 Şubat 2020 Cuma

DİYANET İŞLERİ DİN HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜNE KONU: HIRİSTİYAN MEZARLIKLARINA YAPILAN SALDIRILAR HAKKINDA





DİYANET İŞLERİ GENEL BAŞKANLIĞI- DİN HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜNE                                        
KONU: HRİSTİYAN MEZARLIKLARINA YAPILAN SALDIRILAR HAKKINDA

Sayın yetkili,

Son günlerde farklı inançlara mensup vatandaşlarımızın mezarlarına bazı “ fanatikler” tarafından saldırılar yapılmaktadır. (Trabzon ve Ankara’da yapılan saldırılar) Bu konu çok önemli olup, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın bunun önüne geçilebilinmesi için insanlarımızı bilinçlendirmesi gerektiğine inanıyorum. Bunu gerek eğitim yoluyla, gerekse Cuma hutbelerinde konuyu sık sık işleyerek vatandaşlarımızı aydınlatmalıdır. Ülkemizin birliği ve dirliği için konu elzemdir. İlgilenilmesi dileğiyle.

Selam ve saygılarımla.
Hamdullah Dedeoğlu
16.02.2020

Not: Konu ile ilgili yazdığım iki adet şiiri ekte sunuyorum. Konu sizin alanınıza girmiyorsa, lütfen ilgili bölüme iletirmisiniz.

*Bu yazı Diyanet işleri Başkanlığına elektronik posta ile gönderilmiştir.



16 Şubat 2020 Pazar

DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞINA ÖNERİLER: DİN EĞİTİMİNDE İSLAM’IN ÖZÜNÜ ESAS ALIN


DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞINA ÖNERİLER:

DİN EĞİTİMİNDE İSLAM’IN  ÖZÜNÜ ESAS ALIN

Diyanet İşleri Başkanı Sayın Prof. Dr. Ali Erbaş,

Öncelikle görevinizde başarılar dilerim. Zor bir görev yaptığınızın farkındayım. Ancak, ülkemizin yaşadığı olumsuz olaylardan dersler çıkartılması gerektiğine inanıyorum. Ülkemiz  ne çektiyse,  işin ehli olmayan ve vatandaşlarımızın temiz ve saf duygularını istismar eden din bezirganlarından çekmiştir. Son yaşadığımız olay da göstermiştir ki, halkımıza yeterli ve doğru din bilgisinin verilmediği ortaya çıkmıştır. Siz bir akademisyen olarak konuyu daha iyi bilenlerden birisiniz. Ancak, kurumunuzun FETÖ hakkında yayınladığı kitapçıktan anladığım kadarıyla, yeterli derslerin çıkartılmadığı kanaatindeyim. Söz konusu kitapçıkla ilgili görüşlerimi daha önce yazılı olarak iletmiştim. (FETÖ, Din İstismarının Arkasına Gizlenen Terör Örgütü isimli kitapçık) Orada belirttiğim görüşleri özetleyecek olursam, kitapta yer alan görüşlerin esasını konuların mezhepsel bakış açısıyla ele alındığı, Fetö’nün ŞİA gibi takiye yaptığı ve batıni olduğu iddia ediliyordu. Bu anlayışla FETÖ benzeri örgütlenmelerle mücadele edilemeyeceğini hemen ifade etmeliyim. Edilseydi, 21. Yüzyılda toplumu kemiren bu kadar tarikat ve cemaat yaşama zemini bulur muydu ? O halde nasıl bir eğitim verilmelidir ? Bu konuda görüşlerimi kısaca size sunmak istiyorum:

NE YAPILMALIDIR ?

1-Kur’an’daki ayetler iniş sırasına göre ve gerekçesi ile birlikte halkın anlayacağı çok basit bir anlatımla yeniden kaleme alınmalıdır. Arapça kelimelerden mümkün olduğu kadar kaçınılmalıdır. Konular çok uzatılmadın özü esas alınarak verilmelidir. Gerekirse resimlerle desteklenmelidir. İlköğretime devam eden bir öğrenciye hitap edecek şekilde yazılmalıdır. Her konuda doğruluğu onaylanmış hadislerden örnekler verilebilir. Ancak çok kısa tutulmalıdır. (Maalesef halkımız çok uzun yazıları okumaktan kaçınır.)

2-Dinin özünün ve esasının iman olduğu, iman eden herkesin Müslüman olduğu, insanların yaptıkları fiillerden sorumlu olduğu, farklı din ve inançlara saygılı olunması gerektiği anlatılmalıdır.

3-İnsan haklarına, hayvan haklarına, çevreye, doğaya saygılı olmak gerektiği örneklerle anlatılmalı ve değişen iklim ve çevre konusunda insanlara bilgi verilmelidir. (Burada çevre konusunda Hazreti Peygamberin Medine çevresini korumaya alarak, yeşile ve doğaya zarar verilmemesi için getirdiği kurallar örnek verilebilir.)

4- Özellikle Camii’lerde görevli imamlar bu anlayış temelinde yeniden eğiteme tabi tutulmalı, İlahiyat Fakültelerindeki akademisyenlerden yararlanılarak, paneller, kurslar ve konferanslar organize edilmelidir. İmamlar dini eğitimlerinin yanında, sanat dallarında yetenekleri doğrultusunda teşvik edilmelidir. (Örneğin; resim, müzik, spor, dağcılık ve diğer aktivitelere katılmaları sağlanmalıdır.)  İmamlar sadece namaz kıldıran memur olmaktan kurtarılmalıdır. Toplumun tüm kesimleri ile bütünleşmeleri sağlanmalıdır. (Sadece Camii cemaati ile değil)

5- Diyanet İşleri Başkanlığı, sadece bir dinin, bir mezhebin değil, ülkemizdeki bütün dini inançlara hizmet eden bir kurum olmalıdır. (Hıristiyan, Yahudi, Alevi, Nusayri, Süryani ayırımı yapılmadan) Diyanet işleri başkanlığı bu farklı inanç mensuplarından da vergi alındığını, maaşlarının bu vergilerden ödendiğini hatırlamalıdır. Beş yüz yıl, ya da bin yıl önceki dini anlayışlarından vaz geçmelidir. Bütün toplumu kucaklamalıdır. Bunları gerçekleştirdiğimizde modern bir toplum oluruz. Aksi taktirde, tarihte nelerin yaşandığı hepimizin bilgisi dahilindedir.

6-Diyanet İşleri Başkanlığı, kendisine rakip olan tarikat ve cemaatlere karşı tavrını açık ve net bir şekilde ortaya koymalıdır. Görev ve yetkilerini tarikat ve cemaatlere devretmemelidir. Bunu yapmadığı taktirde, kendisi de sorgulanır hale gelecek ve tüzel kişiliği de ortadan kalkacaktır. 21. Yüzyılda diyanet İşleri Başkanlığının bulunduğu bir ülkede, tarikat ve cemaatlerin öne çıkması asla kabul edilmemelidir. Bünyesinde binlerce kadrolu elemanı bulunan bir kurumun yapamadıklarını, sözde o tarikat ve cemaatler mi öğretecek ?

7- Camiiler’de kütüphaneler oluşturulmalıdır. Adete birer okul gibi olmalıdır. Kitaplığında herkese hitap edebilen eserler bulundurmalıdır. Kısaca, dini yayınların yanında insanlarımızda merak ve araştırma duygusu uyandıran kitaplar da yer almalıdır. (Avrupa’daki keşif ve icatların büyük çoğunluğunun kiliseler çevresinden gelenler tarafından yapıldığını unutmayalım.)

Sayın Erbaş,

Hoş görünüze sığınarak, kurumunuzla ilgili önerilerimi yukarıda maddeler halinde size sunmuş bulunuyorum. Bunu bir vatandaşlık görevi olarak gördüğüm için sizlere iletmek istedim.

Selam ve saygılarımla.
Hamdullah Dedeoğlu
16.02.2020

* Bu yazı Diyanet İşleri Başkanlığına elektronik posta ile gönderilmiştir.



HEPSİ EŞİTTİR HAKK’IN HUZURUNDA

HEPSİ EŞİTTİR HAKK’IN HUZURUNDA

Bütün yollar Hakk’a gider.
O yol inişli, çıkışlıdır.
Ayrı, ayrı yerlerden gidilse de,
Bütün yollar Hakk’a varmak içindir.

Kimi Kilisede, kimi Dergah’da.
Kimi Camii’de, kimi Sinagog’da.
Aynı yere ulaşmak için bulunur orada.
Amaç aynıdır, sözler farklı olsa da.

Hak-batıl yoktur inanç bazında.
Hepsi eşittir Hakk’ın huzurunda.
Yaradan ayırım yapmaz kullar arasında.
Hedef, menzile ulaşmaktır yarışın sonunda.

Yazan: Aşık Dedeoğlu
15.02.2020

*Bu şiir, Hıristiyan vatandaşlarımızın mezarlarına yapılan saldırıları kınamak amacıyla yazılmıştır.
**Bu şiir bir yazı eki ile birlikte Diyanet İşleri başkanlığına da gönderilmiştir.


Popular