ALEVİLİĞE “BATIL” DİYEN TARİKATÇILARA CEVABIMDIR
Aleviliğe karşı öyle yoğun bir propaganda var ki,
birine cevap vermeden diğeri saldırıya geçiyor. Ancak hepsinin birleştiği ortak
nokta; Alevilik “İslam dışıdır” ya da Alevilik “Batıl”dır. İslam dışı diyen
çevrelerden ayrı bir din olarak gören var, yüzlerce yıl önce Anadolu’da yaşayan
“Luviler”’in inancı diyen de var. Bunlara önceki makalelerimiz de cevap
vermiştik. Bugünkü makalemizde Aleviliğe “Batıldır” diyenlere cevap vereceğiz.
Önce “Batıl” kelimesinin nereden geldiği ve ne
anlam içerdiğine bakalım. Batıl kelimesi Arapça kökenli olup, Türkçe sözlükte
“doğru olmayan, çürük, temelsiz, dinde yeri olmayan, boş inanç” olarak
tanımlanmaktadır. Bu tanımlama üzerinden devam edecek olursak, Aleviliğe “batıl”
diyenlere şu soruları hemen sormamız gerekiyor.
1-Benim inancımı sorgulama hakkını nereden
alıyorsunuz?
2-Sizin inancınız için de bir başkası aynı
şeyleri söylerse ne diyeceksiniz?
3-Siz hala orta çağda mı yaşıyorsunuz? Yirmi
birinci yüzyılda yaşadığımızdan haberiniz yok mu?
4-Siz kendinizi “dindar” veya “iyi bir
Müslüman” olarak görüyorsanız başka inançlara hakaret etmeyi ya da küçük
görmeyi inancınızın neresine koyuyorsunuz?
5-Sizin elinizde başkasının inancını ölçen,
tartan bir mekanizma ya da bir terazi mi var?
6-Hz. Peygamberin başka inançlara gösterdiği
saygı ve hoşgörüyü siz neden göstermiyorsunuz?
Buna benzer soruları daha da çoğaltabiliriz. Ancak
bu tarikatçıların beslendikleri alanlar hep iktidar destekli olduğu için
kendilerini “Muktedir” başkalarını “hakir” görme alışkanlıkları bulunmaktadır.
Başkasının inancına müdahale etme ya da küçük görme yetkisini de buradan
almaktadırlar.
Çünkü, bin
yıldır bulundukları konumu ve mevkilerini savundukları ve destekledikleri
hanedanlara ve iktidarlara borçludurlar. Hep güçlüden, hep iktidardan yana
olmuşlardır. Ezilenin, yoksulun ve haksızlığa uğramışların da karşısında yer
almışlardır.
Dini argümanlar kullanarak halkın dikkatini hep
“manevi” dünyaya çevirmişlerdir. Ancak, bu dünyanın tüm maddi imkanlarını yani
lüksü, safahatı ve zevki de kendilerine bir hak olarak görmüşlerdir.
Tarikatçıların Şeyh ve Şıhlarına baktığınızda bunları rahatlıkla
görebilirsiniz. Hepsi birer holding sahibidir. Özellikle ticarette en önde
gelen firmaların bu tarikat ve cemaatlere ait olduğunu görürsünüz. Sömürü
düzenlerini din istismarı üzerine kurmuşlardır. Kurdukları bu düzen, insanları
oyalama, kandırma ve sömürmek üzerinedir. Çarkları böyle dönmektedir. Aleviliğe
“batıl” diyen de yine bu çevrelerdir. Çünkü hedef göstereceği bir inanç ya da
inançlar olmalı ki kendi yaşamlarını devam ettirebilsinler. Söyledikleri de
inandırıcı görünmeli ki; dini kendilerine maske olarak kullanabilsinler.
Bu tarikat ve cemaatlerin Alevilere yönelttikleri
en önemli iddiaları “Namaz kılmazlar” “Oruç tutmazlar”
Dolayısıyla, “Alevilik batıl bir inançtır” diyorlar. Bu tarikat ve
cemaatlerin iddialarını teolojik açıdan ele alalım:
1-Namaz ve oruç ibadeti hem Musevilikte hem
Hristiyanlıkta hem Zerdüştlük inancında bulunmaktadır. Hatta, Zerdüştlük
inancında namaz beş vakit olarak kılınmaktadır.
2-Mekke’deki “Müşrikler” de namaz kılıyor, oruç
tutuyor, Kabe’yi tavaf ediyorlardı. Kur’an’da yer alan MAUN suresinde, namaz
kılan Müslümanlara değil, namaz kılan “Müşriklere hitap ediliyor.
Bilmiyorsanız, bir bilene sorabilirsiniz.
3-İbadetler imanın esası sayılmaz. Öyle
olsaydı; Müşrikler de Müslüman sayılırdı.
4-Dinin esası iman ve itikattır.
5-İslam dininin özü iyi ahlak, adalet, yoksula
ve yetime yardım etmektir. Bunu söyleyen de Hz. Muhammed’dir. (Hadis)
6-Aleviler, hem Hızır orucunu (üç gün) hem
Muharrem ayında on iki gün oruç tutarlar.
7-Aleviler Cem ibadetinde, namaz kılarlar.
Yani, kıyam, rükü ve secde ederler. Kur’an’dan sureler okurlar.
8-Aleviler Allah’ın birliğine, kutsal
kitaplara, peygamberlere, ahiret gününe ve meleklere inanırlar. İmanın esasları
da bunlardır. Gerisi Allah ile kul arasındadır. Onu kimse bilemez ve müdahale
edemez.
Yukarıdaki açıklamalarımızdan da anlaşılacağı gibi
tarikat ve cemaatlerin Alevilik hakkında ileri sürdükleri iddialar temelsiz ve
asılsızdır. Dolayısıyla amaç başkadır. Amaç, Alevilere ibadetler üzerinden
suçlamalar yönelterek, onları VAHABİLEŞTİRMEK ve ASİMİLE ETMEKTİR.
Ey, Aleviliğe "Batıl" diyen
tarikatçılar! Boşuna uğraşmayın. Aleviler bin yıldır bu topraklarda tüm saldırılara
göğüs germiş bir halktır. Onları asimile edemezsiniz. Çünkü onların çok sağlam
bir kültürleri, gelenekleri ve inançları bulunmaktadır. Onları asimile
edebilmeniz için; onlardan daha üstün bir kültüre sahip olmanız
gerekiyor.
Tarikat ve Cemaatlerin peşinden giden halkımıza da
buradan bir uyarıda bulunmak istiyorum. Tarikat ve cemaatlerin neyi
amaçladığını ve neler yaptığını yakın bir zamanda gördük ve yaşadık. Lütfen
tarikat ve cemaat Şeyhlerine inanmayın ve kanmayın. İslam dinini öğrenmek istiyorsanız;
Türkçe ile yazılmış tüm kaynaklar mevcuttur. Okuma yazması olan herkes
araştırıp, dinini öğrenebilir. Lütfen başkasının aklını kullanmayın. Kendi
aklınızla hareket edin. Zira, Allah aklı insanlara kullanmak için vermiştir.
Hamdullah Dedeoğlu
09.03.2024
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.