ZERDÜŞTLÜK'TE NAMAZ VE AHİRET
Bazıları, bugün sahip oldukları inançlarının bir gecede oluştuğunu
zannetmektedir. Oysa, bin yıllar öncesinden süzüle, süzüle geldiğini
bilememektedirler. Araştırma ve inceleme gereği duymadan, kulaktan dolma
sözlerle yorum yapabilmektedirler. Şu anda sahip oldukları inancı ön plana
alarak daha önce var olan ve kısmen o inancı devam ettiren insanları
küçümseyerek hakaret edebilmektedirler. Üstelik bunu devletin en üst
makamlarını işgal edenler söyleyebilmektedir. Bu tür sözleri duyduğumda içimden
“Cehaletini örtmeye çalışırken zır cahilliğini itıraf ediyor” demekten
kendimi alamıyorum. İnançlı bir insan kendi inancı dışındaki bir dine
hakaret etmez. Ya da küçümseyici bir söz söylemez. Bunu söyleyen bir kişinin,
iman ettiği inancı dahi anlamadığını ve sindiremediğini gösterir.
Geçenlerde, bir yöneticinin hakaret ettiği Zerdüşt (Mecusi) dininin inançları
hakkında edindiğim bilgileri sizinle paylaşmak istiyorum.
Geçen yıl aramızdan ayrılan, benimde yakından tanıdığım ve muhabirken röportaj yaptığım Prof. Dr. Cahit Can hocamızın 1968 yılında asistan iken Zerdüştlük ile ilgili yaptığı bir incelemeye Ankara üniversitesi Hukuk Fakültesi dergisinde rastladım. Çok güzel bir inceleme olduğu için konuya ilgi duyanlara özetlemek istedim. Önemli bulduğum bölümleri ara başlıklar altında aşağıya sunuyorum:
İBADET-AYİN-MERASİMLER
1-Ateş ve Ateşgedeler
Ateşin; Zerdüşt tarafından tapılması gereken bir ilah olarak gösterildiği kanısı yanlıştır. Zerdüşt'e göre, ateş sadece tanrı AHURA MAZDA’nın bir sembolüdür.
Ayrıca, evrensel dinlerin hemen hemen hepsinde ateşe özel yer verilmiştir. Örneğin; Yahudilerde de ateş kurban sayılırdı. Zerdüştlük de namaz kılınırken kıble ateştir. Günde beş vakit namaz bu kıbleye yönelerek kılınır. Ancak ateşe tapma söz konusu değildir. Ateşgedeler (ateş tapınakları) Ahura Mazda'ya saygı göstermek için inşa edilmişlerdir.
2-Namaz
Zerdüştlükte günde beş defa namaz kılınır. Sabah namazının ayrı bir yeri vardır. Sabah namazına horoz kaldırdığından, bu hayvan kutsal kabul edilir. Asıl kıble güneştir. Güneş olmadığı zaman kıble ateştir. Ateşgedelerin yapılma nedeni de budur. İbadetin ferdi ya da toplu halde yapılması mümkündür. Toplu haldeki ibadetleri Mubitler yönetir. Zerdüşt rahipleri üç sınıftır. Bunlar HERBİT, MUBİT ve DESTUR adını alırlar.
Zerdüştlük, ahlaki vazifeyi üç kelimede özetler.: Hamata (iyi düşünülsün), Hakhata (iyi söylensin), Hvarşta (iyi yapılsın)
Zerdüştlükte, Dünyevi işler iki kısma ayrılır. Bunlardan birisi, alın yazısı ve ebedi takdir, diğeri ise, insanın amel ve tedbirine bağlı fiillerdir. Bu ikisi birbirine bağlıdır, birbirinden ayrılamazlar.
Dünya'da bir iyilik ve bir de kötülük vardır. Bu ikisi, yaradılıştan, dünyanın sonuna kadar birbirleriyle mücadele halindedirler. Ancak, insanın bu mücadelede büyük rolü vardır. Kısaca insan aklı ile hareket ederek iyi ve kötüyü birbirinden ayırmalı, sağlam bir mücadeleye girmeli, şeytan kuvvetlerini, yani kötülük cevherini yenerek kendi kaderine fiilleriyle tesir edebilmelidir.
Dini görevlerin en büyüklerinden birisi de hayvanlara iyi muameledir. İnek neredeyse, kutsallaştırılmaktadır. Köpek, ineği beklediği için özel bir itibara sahiptir.
4-ÖLÜM VE SONRASI
Zerdüşt dinine göre, her insan ölümünden sonra bir muhakemeye tabi tutulacaktır. Bu umumi mahkeme yanında her insan ölümünden sonra ÇİNVAT köprüsünden geçmek suretiyle, hususi bir imtihana maruz kalacaktır. İyiler, yani hayatlarında daima AHURA MAZDA tarafında mücadele edenler, öbür dünyaya zahmet çekmeden vasıl olacaklar; kötüler ise, “dugların evlerinde” yani yalan cinlerinin bulundukları yerde haset ve hasretle yaşamak zorunda kalacaklardır. Zerdüştlüğün Kutsal kitabı AVESTA da ahiret şöyle anlatılıyor:
".... Bu çirkin ya da güzel rehber, ruhu iyi ve kötü fiillerini karşılaştırarak, muhasebesinin yapılacağı köprünün yanına kadar götürür. Hüküm verildikten sonra, ruh cehennemin üzerinde bulunan bu köprüden geçmek zorundadır. Köprü, iyi ruh için üzerinde yürüdükçe genişleyen bir yol gibidir. Kötü ruh için ise, incele incele bir ustura keskinliğini alır ve ruhun cehenneme düşmesine sebep olur. Çinvat köprüsünden geçen günahkarların DÜZEH denilen cehenneme düşmesine mukabil, iyi ameli olanlar ise, BİHİŞT denilen cennete düşerler.”
Görüldüğü gibi, Zerdüştlüğün ahiret anlayışı, İslamiyet’teki ahiret anlayışla örtüşmektedir.
Dinin kurucusu olan Zerdüşt, batılı bilim adamları tarafından hem sosyolog hem de peygamber olarak kabul edilmektedir.
Zerdüştlük dininin, kutsal kitabı AVESTA'dır. Bu inanç sistemi ZERDÜŞLÜK-MECUSİ'LİK olarak tanınmaktadır. İslamiyet’ten önce Sasaniler Devletinin (İran) resmi diniydi. İran ve Hindistan'da halen takipçileri bulunmaktadır.
27.04.2017.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.